10 Mart 2009 Salı

AVRUPA BİRLİĞİNDE BULGARİSTAN TÜRKLERİNİ TESPİT


Başlıktaki ifadeden kastımız nedir? Belki Bulgaristan Müslümanları tabirini kullanmak daha yerinde olacaktı. Neden diyeceksiniz? 11 Eylül 2001'den sonra dünya üzerinde topluluklar daha ziyade ait oldukları dinle anılmaya başladılar. Sanki dünya "müslümanlar" ve "hristiyanlar"dan ibaretmiş gibi konuşulmaya başlandı. "Medeniyetler çatışması" tezleri ortaya atıldı. İşte bütün bu ortamda Avrupa Birliğinde de, "acaba içimizde nekdar müslüman var, aday ülkelerde nekadar müslüman yaşıyor" soruları sorulmaya başlandı. Bulgaristan da bir aday ülke idi ve önemli bir müslüman nüfusu barındırıyordu.
Bulgaristan Türklerini ve Müslümanlarını konumlandırmak icap ediyordu ve medyanın, sosyologların ve güya İslamiyet uzmanı oryantalistlerin kolaya kaçtıkları ve gerçeği saptırdıkları görüldü.
Bütün bunların şuur altyapısında Bulgaristan müslümanları, Batı Avrupaya değişik İslam ülkelerinden iş için göç etmiş ve beraberinde çeşitli problemleri götürmiş, sorunlu bir topluluktu.
Onlara göre bu problemler nelerdi:
- En başta entegrasyon, beraberinde dil, kültür farklılığı, gettolaşma, radikalizim vesaire vesaire...
İşte bütün bu sorunları Bulgar medyası, sosyologları, oryantalistleri Bulgaristan Türklerine ve Müslümanlarına da şamil kıldılar. Peki gerçek böyle miydi? Bizce, hayır.
Bulgaristan Türkleri ve Müslümanları nedir ve ne değildir:
1-Bulgaristan Müslümanları Türkiye'den, Irak'tan, Suriye'den, Filistin'den, Fas'tan, Cezayir'den vesaire İslam ülkesinden iş göçü sebebi ile Avrupa'ya yerleşen müslümanlar gibi Bulgaristan'a gelip yerleşmemişlerdir. Osmanlı zamanında buralara yerleştirilmişlerdir ve çekildikten sonra da burada kalan topluluktur. Yani Bulgaristan Müslümanları "yabancı" değil, yerlidir.
2-Bulgaristan Müslümanlarının "entegrasyon" denilen bir sorunu yoktur. 600 yıl beraber yaşanmıştır. Hristiyan ve müslüman kültürlerin birbirine etkileri olmuştur.
3-Bulgaristan Müslümanlarının "dil" diye bir sorunu yoktur. Osmanlıdan sonra Bulgaristan kurulmuş ve resmi dil Bulgarca olmuştur. Eğitimin gelişmesi ile Bulgaristan Türkleri de Bulgarcayı öğrenmişler. Hatta bugün için Türk dil öğretimi yok denilecek seviyede olduğundan birçok Türk Bulgarcayı daha iyi konuşmakta ve Türkçe zorlandığında hemen Bulgarcaya geçmektedir.
4-Bulgaristan Müslümanlarında "getto"laşma yoktur. Avrupa'da yaşayan müslümanlar bildiğimiz kadarıyla zamanla kurdukları "müslüman mahalleleri"nde yaşamaktadırlar. Halbuki, Bulgaristan müslümanlarında böyle bir olay yoktur, görülmez. Bunun sebebi kendisini yabancı görmediğinden; dindaşlarım, ırkdaşlarımla beraber yaşayayım, güven içinde olayım düşüncesinin bulunmayışından. Çünkü o kendisini burada doğmuş, buranın sahibi ve bu yeri vatanı kabul etmektedir.
5-Bulgaristan Müslümanlarında ırk milliyetçiliği ve dini radikalizm yoktur. Milliyetçiliğin ve radikalizmin oluşması için altyapı gereklidir. Bu yoktur. Bu konuda toplumsal bir gelişmenin ihtimali sıfır olmakla birlikte devlet bu sıfır ihtimaline karşı da tedbirini almıştır.
Dolayısyla Bulgaristan Müslümanlarını bu açılardan değerlendirmek ve eğer birileri bu topluma rol biçmek istiyorsa bunları dikkate almak durumundadır.
Basri Zilabid, Sofya

Hiç yorum yok: