BULGARİSTAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BULGARİSTAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mayıs 2023 Cuma

Tatar Pazarcık, Eski Camii

 Татар Пазарджик, Ески джамия, 20-те години на ХХ век.

Ето какво пише за нея Константин Кантарев в книгата си "Пролетта на един град": "Нейното минаре не беше много високо, но тя беше голяма и хубава, оградена с ходове, с колони и сводове. Надписната плоча, която покрай другите сведения за нейната история сочила и датата на строежа й, била сменена в 1820г. от Каванозоглу Асан Бей. В тази година той я ремонтирал и воден от човешка слабост, за Да увековечи името си, поставил своя плоча: "Благодетелят Асан Бей украси с поправката си този божи дом. С това благотворително дело доби милост от Бога. Да придружи Бог строителя и до най- милите му във вечността. Дата: С Божия милост стана приятна сградата Ески джамия 1235 (1819-1820г.).Приема се, че е изградена е през 1540 г. Тази година посочва най-старият неин ходжа през 1920г. - тогава 85-годишния Афуз Мехмед.
Съборена през 1962 г. Намирала се на дн. бул. "България" (срещу градинката пред ОББ).
Източник: Фейсбук страница на Деян Росенов Димитров

Tatar Pazarcık, Eski Camii, XX yüzyılın 20'li yılları. Konstantin Kantarev'in "Bir Şehrin Baharı" adlı kitabında onun hakkında yazdığı şey: "Minaresi çok yüksek değildi, ama büyük ve güzeldi, geçitlerle çevrili, sütunlu ve tonozluydu. Tarihiyle ilgili diğer bilgiler de yapım tarihine işaret eder, 1820 yılında Kavanozoğlu Asan Bey tarafından değiştirilir, o yıl tamir ettirir ve insan zayıflığından dolayı adını yaşatmak için plaketini yerleştirir: "Hayırsever Asan Bey. yaptığı tamiratla bu tanrı evini dekore etmiştir. Bu hayır işiyle Allah'ın rahmetine kavuşmuştur. Allah, inşa edene ve sevenlerine sonsuzlukta eşlik etsin. Tarih: Eski Camii 1235 (1819-1820) yapımı Allah'ın izniyle güzelleşmiştir.1540 yılında yapıldığı sanılmaktadır. Bu yıl en yaşlı hocası tarafından 1920 olarak belirtilmiştir. - ardından 85 yaşındaki Afuz Mehmed." 1962 yılında yıkılmıştır. Bulgaristan Bulvarı'nın alt kısmında (UBB'nin önündeki anaokulunun karşısında) bulunmaktaydı.
Not: Google translate tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir.






5 Mayıs 2023 Cuma

NİĞBOLU'DA 3. CAMİ İNŞA EDİLİYOR

Niğbolu'nun "Shishmanova Kalesi" mevkiinde Aşkın Kovachev'in hayratı olarak yeni bir cami yapılacak.

Plevne İlçe Müftüsü Murad Boşnak ve belediye başkanı, Baş Müftüsü Dr. Mustafa Hacı'nın huzurunda ilk kazma yapıldı.
Baş Müftüsü Dr Mustafa Hacı, "Bu cami, genç ve yaşlı müminlerin ziyaret edeceği bir yer olsun ve asla ezansız kalmasın" dedi.
Plevne Bölge Müftüsü Murad Boşnak, caminin İslam'ın bize öğrettiği faziletlerin - karşılıklı yardımlaşma, edep ve sorumluluk kaynağı olmasını temenni etti.
Niğbolu'da yaklaşık 1500 Müslüman yaşıyor ve yeni cami şehirdeki üçüncüsü olacak. Ona ihtiyaç var çünkü mahallede Şişman Kalesi'nde çok sayıda inanan yaşıyor ve diğer iki cami bu bölgeden uzak. Cami 1997 yılına kadar var olan bir başkasının yerine inşa edilecek. , ama bir yangında yandı.
İlk kazmayı gerçekleştirme töreni Baş Müftünün yaptığı dua ile sona erdi.

"Niğbolu Sultan Bayezid yadigarıdır
Yıldırım yellerinin estiği diyardır
"Bre Doğan!" nidaları çınlar yüzyıllar kulağımda
Ahfadın cami-i sâlisi bina eylemekte bu anda."
BZÇ




Hacıoğlu Pazarcık (Dobriç) ili, Turpçular (Orlyak) Köyü Camileri

 



25 Nisan 2023 Salı

KIRCAALİ İLİ, EĞRİDERE İLÇESİ, ÜRPEK KÖYÜ CAMİSİ

 





BASRİ ZİLABİD ÇALIŞKAN, ÜRPEK CAMİSİ ZİYARETİ

VİDEO İÇİN YUKARIDAKİ BAĞLANTIYI TIKLAYINIZ!

Bulgaristan, Kırcaali, Eğridere, Rodop Dağlarında Ürpek köyü cami haziresinde bulunan bir mezar taşı.

 

El-Fatiha
Hüvel-Hallaku'l-Bâkî

1. Ya ilâhi ol mübârek ism-i pâkin izzeti
2. Hem Resûlün Fahr-i Âlem Şâh-ı Kevneyn hürmeti
3. Eyle kabrim bağ-ı cennet yâ ilâhe’l-âlemîn
4. Gece gündüz eylesinler hûr-i gılman hizmeti
5. Merhum Hacı Ahmed efendi bin Mehmed
Sene 1321 (1903-1904)

Okuyan: Basri Zilabid Çalışkan

Bulgaristan, Kırcaali, Eğridere, Rodop Dağlarında Ürpek köyü cami haziresinde bulunan bir mezar taşı. 

9 Haziran 2022 Perşembe

Tosçalı ve Amatlar Arasındaki Medrese, Mustafa Emrullah

 

Kırcaali, Eğridere ilçesi Amatlar ve Tosçalı arasında bulunan medresenin müderrislerinden
Mustafa Yusuf Efendi'nin türbesi (v. 1846)

Kırcaali ili Ardino (Eğridere) İlçesi'ne bağlı Gorno Prahovo (Tosçalı) ve Dolno Prahovo (Amatlar) köyleri arasındaki yolun sağ tarafında birkaç yüzyıldan beri Müslümanların temel mabedi olan geniş caminin minaresi yükselmektedir. Yakın geçmişe kadar Doğu Rodoplar bölgesinde büyük manevi rol oynamış beşik çatılı tek katlı bir bina da güçlü etki yapıyor. Evet! Bu Müslüman maneviyatı, eğitim ve kültürünün canlı bir anıtı olan eski bir medrese binasıdır. Dolno Prahovo (Amatlar), Çernigovo (Karamustafalar) ve Başevo'ya (Hallar) otomobil ile veya yaya yolculuk yapan her bir yolcu tüm cami ve külliyeyi gözüyle görme imkanı buluyor. Avlunun orta yerinde yüksek minareli cami bulunuyor. Gorno Prahovo, Başevo ve Çernigovo köylerinden bazı yaşlı kişiler, medresenin camiden önce inşa edildiğini ve ilk önce mescit olarak adlandırıldığını söylüyor. İki odalık mescit, ahşap malzeme kullanılarak inşa edilmiş, çatısı sıradan taşlarla kaplanmış. Mescidin temelinin aslen Başevo köyünden olan o zaman için yüksek eğitimli biri tarafından atıldığı belirtiliyor. Bu zat Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti ve dört asırdan fazla (474) İslam eğitimi, kültür ve sanatının merkezi olan İstanbul'da ciddi bir dini eğitim görmüştür. Daha sonra aynı bu zat doğup büyüdüğü yere geri dönüp mescit kurarak dini öğretim ve eğitimin temelini atmıştır. Bu mescitte küçük, büyük, herkes Kur'an-ı Kerim'i ve bazı dua, ibadet ve merasimleri öğrenme fırsatı bulmuşlardır. Aynı kaynakların verdiği bilgiye göre iki kez ateşe verilen bu mescidin temellerinin üzerine taş duvarlarla ve çok odalı yeni bir bina inşa edilmiş ve medreseye dönüştürülmüş. Başka bir rivayete göre ise cami daha eski ve 15.yüzyılın sonunda veya 16.yüzyılın başında inşa edildiği sanılıyor. Medresenin ise 18.yüzyılın sonunda, ya da 19.yüzyılın başlarında kurulduğu söyleniyor. Ne yazık ki, cami ve medresesinin kuruluş yılını kanıtlayan ele geçirilmiş yazılı kaynaklar yok.

Medrese, cami ve külliyesinin bir parçası olup L şeklinde, uzun tek katlı bir binadan ibarettir. Beşik çatısı sıradan taşlarla kaplıdır. Kuzeydoğu-güneybatı yönünde kuruludur. Batı tarafından ana giriş kapısından caminin avlusu ve medreseye giriliyor. Bina bugünkü çağdaş görünümüyle sekiz küçük yatak odasından oluşur. Ana giriş kapıdan girince sağda yatak odası ve medresenin efendisi denilen hocanın dershanesi bulunuyor. En büyük olan son oda dikkati çekiyor, ilk önce bunun en büyük dershane olduğunu sandım, fakat daha sonra bu odanın üç küçük yatak odaya bölündüğünü anladım. Onarım çalışmaları esnasında iç duvarlar yıkılmıştır ve 1990 yılında kısa bir süre Kuran Okuma Kursu düzenlemek için kullanılmıştır. Demek ki, binada toplam 10 odadan 9'uzuna talebeler yerleştirilmiştir. Hücre denilen bu odaların her birinde medresedeki talebelerin ısındığı ve yemeklerini hazırladıkları ocaklar bulunuyormuş. Kireçle iyi sıvanmış dış ve iç duvarlar çamur harç kullanılarak kesme taşlarla örülmüştür. Okulun talebelerine molla deniliyormuş. Onlar ebeveynlerinin ısrarıyla burada eğitim görmek için gönderiliyorlarmış. Eğitim zorunlu değilmiş ve talebeler istedikleri zaman medreseden ayrılabiliyorlarmış. Talebelerin büyük bir kısmı çocuk ve gençlermiş. Fakat burada genellikle 25-30 yaş arasında genç erkekler de eğitim görebiliyorlarmış. Eğitimin geçici süreliymiş ve 3-4 ay kadar sürüyormuş, Ramazan ayı geldiğinde talebelerin ders çalışmaları olmuyormuş. Öğretim her takvim yılı organize ediliyormuş. Talebeler Bulgaristan'ın çeşitli yerlerinden ve Trakya Bölgesinin bazı köylerindenmiş. Medresenin efendisi, medresenin bütün faaliyetinden sorumlu zatmış. Gorno Prahovo (Tosçallar) köyünün eski imamı Hasan Ahmet Hasan bu medresede eğitim görmüştür. Babasının ısrarı üzerine bu okulda tam yedi yıl okumuştur. İmamla yapılan görüşmede medresenin teşkilatlandırılması ve faaliyeti hakkında değerli veriler tespit edildi. Mesela, talebelerin ortalama sayısı yıllara göre farklılık gösteriyormuş ve eğitime maksimum katılım 50-60 kişiye ulaşıyormuş. Medresede eğitimin amacı Arapça yazma ve okuma ve Kur'an-ı Kerim'in (Mushaf) öğrenilmesiymiş. Bununla birlikte Arapça yazılı başka dini kitaplar da öğreniliyormuş. Efendinin, eğitim diplomasına sahip ciddi din eğitimi almış biri olması şartmış. Bununla birlikte dürüst olup, dindar olması ve yerli halk arasında büyük bir itibar sahibi ve sayılan biri olması gerekirmiş. Medresenin efendisi, Cemaat İslamiye adını taşıyan Cami Encümenliği tarafından göreve atanırmış. Medresede hocalık yapan dört hocadan üçünün isimleri biliniyor. Onlardan biri medreseyi kuran Tırna köyünden Mustafa Efendi. Diğerleri 1912 yılında vefat eden Hacı İsmail Efendi ve medresenin son efendisi olan 1936 yılında vefat eden onun küçük kardeşi Hafız Abdurrahman Efendi. İlginçtik ki, Hoca efendi en iyi talebeyi kendi yardımcısı yapıyormuş. Kuran-ı Kerim kitabını çok iyi öğrenen ve bütünüyle ezbere bilenlere hafız unvanı veriliyormuş. Medrese ve cami kendi zamanında bir manevi merkezi olduğu gibi, aynı zamanda ticaret merkeziymiş. Çevresinde dükkanlar, kasaphane ve kafeler bulunuyormuş. Cuma namazı sırasında ve Ramazan ile Kurban bayramlarında ülkenin çeşitli yerlerinde dağlı dost, yakınlar ve akrabalar burada görüşüyorlarmış. Yerel nahiye binası burada bulunuyormuş, fakat 1912 yılında Balkan Harbi'nden sonra Dolno Prahovo köyü nahiye merkezine dönüştürülmüş.

Medresesinin faaliyeti gönüllülük esasına dayalı yapılıyormuş. Gerekli mali ve maddi kaynaklar, ı talebelerin ebeveynleri ve etraf köyler ve mahallelerden zengin ve söz sahibi kişiler tarafından sağlanırmış. Ramazan ve Kurban Bayramı sırasında fakir, zengin, herkesin imkanları dahilinde büyük bağışlar yapılıyormuş.

Medresenin İslami eğitim kurumu olarak çok büyük önemi var. Bu medrese her yıl bölgeden ve yurt içinden çocuk ve gençlerin eğitim görmesine imkan sunan civardaki tek kurummuş. Kuran'dan başka, talebeler önce temel bir ders olarak okuma yazmayı ve basit aritmetik işlemleri yapmayı öğreniyorlarmış. Bu bölgenin 19'uncu ve 20.yüzyılın ilk yarısında sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimi düzeyi dikkate alınarak olurmuş.

Hakkıyla medresenin bölgede eğitim ve kültürün gelişmesinde olumlu rol oynadığını söyleyebiliriz. Talebeleri hoca veya köy camilerinde imam olmak için gerekli bilgilere sahip oluyorlarmış. Okuma yazmayı ve basit aritmetik işlemler ve bilgileri elde etmeleri onların gelecekte tüccar ve zanaatçı olarak işlerini daha kolay yapmaları için yardımcı oluyormuş. Medresenin faaliyetine resmi olarak 1935 yılında son verilmiştir ve bir yıl son olarak hocalık yapan Hafız Abdurrahman Efendi vefat etmiştir.

Medreseden 100 metre kuzeyde dikdörtgen şeklinde kırma çatı ile örtülü bir odalı yapı bulunuyor. Bu yapı medresenin ilk hocası olarak bilinen Mustafa Efendi'nin türbesidir. Türbenin sağ tarafından yakın yakına iki mezar bulunuyor. Bu mezarların medresenin efendilerine ait oldukları sanılıyor. Türbeye kuzeydoğu taraftan ahşap bir kapıdan giriliyor. Binanın iç kısmında ortada Mustafa Yusuf Efendi'nin mezarı bulunuyor. Batıda iç duvara Türkçe yazılı özel bir tabela asılmıştır.

Tabelada şu yazıyor: "Muhterem cemaat, bu türbenin tamirine sebep olan hayırsever Müslüman kardeşimiz Murad Bekiroğlu, elini bu türbeden çekmeyip bütün bu duruma getiren şahıs kendisidir. Allah'tan uzun ömürler, sağlıklı günler dileriz, ne amacı varsa ersin. Türbenin içinde yatan merhum Mustafa Yusuf Efendi hicri 1262, miladi 1846 yılında vefat etmiştir. Allah'tan rahmet dileriz".

En sonunda cami, medrese ve türbeyi ziyaret etmek isteyen her meraklı yolcu veya turiste bu yerin kuzeydoğusunda 300-400 metre uzakta bulunan tepeye çıkıp muhteşem ve unutulmaz manzarayı izlemelerini dilerim. Bu manzara yeşile bürünmüş görüntüsü, güzel ve narin bahar çiçeklerinin harika kokusu ile güzel, açık ve güneşli havada daha da güzel oluyor.

YAZININ KAYNAĞI: KIRCAALİ HABER GAZETESİ


26 Nisan 2022 Salı

SABRİ TATOF'UN İKİ ARADA İSİMLİ ROMANI, SOFYA 1967

 

Sabri Tatof
İki Arada (Roman)
Narodna Prosveta Yayınevi
Sofya 1967
384 sayfa

SABRİ TATA KİMDİR?

Sabri Tata, Bulgaristan Türkü yazar. Torlak kasabasında doğdu. Bulgaristan'da ve Türkiye'de Türkçe olarak bir hayli kitap yayınladı. Türklere uygulanan ad değiştirme kampanyasında Anjina Pektoris'e yakalandı ve pek çok Bulgaristan Türk aydını gibi oda kurtuluşu Anavatan Türkiye'ye sığınmakta buldu. Vikipedi
Doğum tarihi20 Ekim 1925
Ölüm tarihi ve yeri20 Ağustos 2010, İstanbul






25 Nisan 2022 Pazartesi

RAZGRAD İLİNE BAĞLI LOCVA KÖYÜNDE HATİM MERASİMİ (1990'LAR)

 

1990'lı yılların başında Hafız İskender Hoca'nın (d. 1920-ö. 1998) okuttuğu talebelerin Hatim Merasimi. Yer: Locva (Glocevo) köyü, Razgrad. Kaynak: Feysbuk, İstoriya na Glodjevo sayfası






22 Eylül 2020 Salı

KASIRGALAR KÖYÜ TARİHİ, SABRİ M. CON VE HACI ENVER İ. YAHYA

KASIRGALAR-TRESKAVETS
YAZANLAR: SABRİ M. CON ve HACI ENVER İ. YAHYA
VELİKO TIRNOVO, FABER YAYINEVİ, 2010
326 SAYFA, BÜYÜK BOY






 

HÜSEYİNLER KÖYÜ TARİHİ, SABRİ M. CON

HÜSEYİNLER
SABRİ M. CON
RAZGRAD 2009
332 SAYFA






 

BİZİM GERLOVA: DEMOGRAFİK VE ETNOGRAFİK ARAŞTIRMA, SABRİ M. CON



KİTABIN ORİJİNAL BULGARCA ADI: 
NAŞETO GERLOVO: DEMOGRAFSKİ İ ETNOGRAFSKİ PROUÇVANİYA
BAŞLIĞIN TÜRKÇE ÇEVİRİSİ: 
BİZİM GERLOVA: DEMOGRAFİK VE ETNOGRAFİK ARAŞTIRMA
SABRİ M. CON 
SOFYA 2001
224 SAYFA