– Selanik’ten 13 Mart târîhi ile Neue
Freie Presse gazetesine iş’âr ediliyor: “Osmâniye, Cum’a-i
Bâlâ ve Petriç kazâlarına mensûb on dört nâhiyenin Selanik’e gönderdikleri hey’et-i murahhasa, konsoloslara
mürâcaat ederek dinlerinin muhâfaza edilmesini istirhâm
etmişlerdir. Bulgarlar, köylerde İslâmları Hıristiyanlık’ı kabûle mecbûr ediyorlar. Aksi takdîrde İslâm ahali katl ü darb
ediliyor. Tanassur edilenler, kendi arzuları ile ve bilâ-cebr
Hıristiyanlık’ı kabûl ettiklerine dâir bir varaka imzâ etmeye
mecbûr ediliyorlar. Kilise çanları çalındığı zaman kiliseye gitmeyen bu kabîl cebrî hıristiyanlar tehdîd ediliyorlar.”
Kaynak: Sebilürreşâd Mecmuası, c. 10, ad. 236, s. 35.
Ehl-i Salîb Mezâlimi:
4180 Hâne İslâm Ahâlîsinin Tanassur Ettirilişi – Sofulu, Ortaköy, Koşukavak, Gümülcine kazâlarının muhtevî olduğu 21 parça karyede mutavattın 4180 hâne İslâm ahâlîsinin Ehl-i Salîb pîşdârı Bulgar vahşîleri tarafından gördükleri
mezâlim ve ta’addiyât hakkında bu köylerden Edirne’ye gelebilenlerin ifâdât-ı âtiyyesini hürriyetperver! Avrupa hıristiyanlarının enzâr-ı bî-insâfına arz ederiz: “Köylülerin evvelâ
isimleri değiştirilmiş, eski ismini söyleyenden 12 lira cezâ-yı
nakdî alınmış, ısrâr edenler dayak altında öldürülmüştür;
Pazar günü bütün ahâlî süngüler altında ma’bede sevk olunuyor ve câmi’lere ilâve olunan birer vaftiz mahalliyle kilise
yapılıyordu. Kadınların başlarına siyah birer örtü geçirilmiş,
ferâcelerinin üzerine Bulgarların budya nâmını verdikleri
önlükler konmuştu, bütün sarıklar parça parça edilip ateşte
yakılmış, her köylünün başı şarapla yıkanmış, kazanda su
ısıtılıp yapraklı, bir dalla herkesin üzerine serpilmiş, yerinden
kalkamayacak kadar ihtiyâr olanların evine gidilerek “mâ-i
mukaddes!”den mahrûm kalmamalarına dikkat olunmuştur. Her tenassur eden köye Bulgarca okutmak, âyîn-i cedîdi
öğretmek için birer daskalos (mu’allim) gönderiliyordu. Az
zamanda bütün sakal ve saçlar kesildi, icrâ olunan teblîğāt-ı
resmiyyede bir köyün Pomağını kabûl eden diğer köy halkın
derhâl katli’am cezâsına düçâr edileceği i’lân olunmuştu.
Kaynak: Sebilürreşâd Mecmuası, c. 10, ad. 255, s. 348.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder