28 Haziran 2011 Salı

Bizden Olan Ötekiler: ASİMİLASYON KISKACINDA BULGARİSTAN TÜRKLERİ

Gebe kalmış kadınların belirli bir süreden sonra karınlarında taşıdıkları yavruları doğurmaları gerekliliği nasıl kaçınılmazsa, yazarların da kafalarında taşıdıkları düşünceleri bir gün yazıya dökmeleri benzer bir kaçınılmazlıktır. Aslında Bulgaristan Türkleri ile ilgili uzun süreli araştırmalarımın kitaplaşması fikri, iki yıl önce Sozopol’da Bulgar ve Türk coğrafyacılarının katılımı ile gerçekleştirilen bir uluslararası konferansın kapanış gecesinde düzenlenen resmi yemek esnasında doğdu. O gece yanımda oturan bir Bulgar doçentle, çok farklı konuları irdeleyip tartıştıktan sonra, nasıl olduysa, konu Türk azınlıklarına ve etnik kimliklere gelmişti. Bulgar meslektaşım bana, Bulgaristan’da doğup büyümüş, Bulgaristan okullarında eğitim almış, hatasız Bulgarca konuşmama ve Bulgar vatandaşlığımı korumama karşın neden kendimi Bulgar değil de, Türk hissettiğimi sordu. Görünürde çok doğal gibi algılansa da, bu soru aslında çok mantıksız ve hatta yersizdi. İki saatten fazla süren bir tartışma sonunda ben meslektaşıma etnik aidiyet ile vatandaşlık aidiyetinin çok farklı kavramlar olduklarını, benim Türk etnik bilincine ve Türk kültürüne sahip olmamın Bulgaristan vatandaşlığım için bir engel oluşturmadığını bir türlü anlatamadım. Üniversite yönetiminin çok yüksek mevkilerinde görev alan bu meslektaşıma göre Bulgaristan’da yaşayan herkes Bulgar’dı. Bu nedenle onun gözünde ben de bir Bulgar’dım. Tartışma konusu çıkmaza girmişti ve bilimsel açıklamalar yapmak da anlamsızlaşmıştı sanki. Çünkü iki komşu ülkede yaşayan iki meslektaş, üstelik iki bilim adamı olarak aramızdaki güvensizliği ortadan kaldıramamış, basit bir sorunu çözememiştik. İşte o tartışmadan sonra, 1990 sonrasındaki demokrasi döneminde bile, Bulgaristan’da azınlıklara süregelen bakış açısının pek de değişmediğini, Türkler hakkındaki önyargılarda bir farklılaşma olmadığını anladım ve bu kitabın kaleme alınması gerekliliğine kesin olarak kanaat getirdim.
Özet olarak söylemek gerekirse;
• Bu kitap, sözde Ermeni soykırımının ısrarla gündeme getirildiği bir dönemde, XX. yüzyılın sonlarında, Bulgaristan Türklerine uygulanmış olan etnik asimilasyona dikkat çekmek için yazılmıştır.
• Bu kitap, hem sosyalist hem de postsosyalist dönemi kapsayan, Bulgaristan yakın tarihinin çeyrek yüzyıllık karmaşık bir dönemin aydınlatılmamış iç yüzünü ortaya koymak amacıyla kaleme alınmıştır.
• Bu kitap, Türk topluluğunun maruz kaldığı zorla isim değiştirme ve yeniden doğuş sürecinin belgeler ve bilimsel kanıtlarla sergilenmiş hüzünlü hikâyesidir.
• Bu kitap 1989 yılında 350 000’den fazla Bulgaristan Türk’ünün evlerini ve yurtlarını terk ederek Türkiye’ye göç etmelerinin sosyal, kültürel ve siyasal dramını yansıtmaktadır.
• Bu kitap, Bulgaristan Türklerinin etnik kimlikleri, gelenek-görenekleri, hak ve özgürlükleri adına yürüttükleri onurlu savaşın destanlaşan hikayesidir.
• Bu kitap, sayıları 3 ile 6 milyon arasında olan Bulgaristan kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir tarihsel geçmiş hatırlatmasıdır.
Bu kitap, Bulgaristan Komünist Partisi’nin "sosyalizm" vaadiyle başlatıp, sonradan gerçek sosyalizmle, eşitlikle, halkçılıkla, bireysel ve toplumsal özgürlüklerle, uluslararası etnik kimliğe dayalı insan hak ve özgürlükleriyle bağdaşmayan bir düzenin sosyal faşizme yönelecek denli yozlaşmasını anlatmaktadır.

DOÇ. DR. EMİN ATASOY KİMDİR?

1969 yılında Bulgaristan’ın Targovişte (Eski Cuma)’ye bağlı Krepça köyünde doğdu. İlköğrenimini Krepça’daki ilköğretim okulunda bitirdi. 1986 yılında Popovo "Hristo Botev" Lisesi’nden mezun oldu. İki yıllık askerlik hizmetinden sonra, 1988’de Veliko Tırnovo kentindeki "Kiril i Metodiy" Üniversitesi’nin Coğrafya – Tarih Öğretmenliği Bölümü’nde okudu. 1989 yılında, zorunlu olarak, ailesiyle Türkiye’ye göç etti ve yüksek öğrenimini burada devam etti. 1993’te Uludağ Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi’nin Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı’ndan mezun oldu. 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü’nde Beşeri ve İktisadi Coğrafya Anabilim Dalı’nda yüksek lisans öğrenimini tamamladı. 1994 – 1999 yılları arasında İstanbul ve Bursa’nın farklı özel eğitim kurumlarında coğrafya öğretmeni olarak çalıştı.
1999’da Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde açılan öğretim görevliliği sınavını kazandı ve İlköğretim Bölümü’ne öğretim görevlisi olarak atandı. 2005 yılında Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora öğrenimini tamamladı. 2009’da yardımcı doçent, 2010 yılında da doçent oldu. Yurt dışında 2 kitap bölümü ile 20 makalesi yayımlandı. Akademik yaşamı boyunca 15’ten fazla uluslararası kongreye katılarak bilimsel sunular yapan Atasoy, yurt içinde yayınlanmış 5 kitabı ve 19 bilimsel makalesi bulunmaktadır.
Çok iyi derecede Bulgarca ve Rusça bilen yazar, evli ve bir çocuk babasıdır. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler Eğitimi A.B.D.’da öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
YAYINLANMIŞ KİTAPLARI:
1. Beşeri ve Kültür Coğrafyası Işığında Bulgaristan (Aralık 2010)
2. Demografi, Jeopolitik ve Etnocoğrafya Işığında Rusya (Şubat 2011)
3. Bizden Olan Ötekiler Asimilasyon Kıskacında Bulgaristan Türkleri (Mayıs 2011)

23 Haziran 2011 Perşembe

LONDRADA ILK DEFA - BULGARISTAN TURKLERI, SEHITLERINI ANDI

Londrada yasayan Bulgaristan Turkleri ve Muslumanlari, 1989 yilindan once Bulgaristan Turklerine uygulanan asimilasion politikalarina direnerek hayatini kaybeden sehitler icin bir anma programi duzenledi. 19 Haziran Pazar gunu Mevlana camii’sinde Anma toreninde Kur’an-i Kerim’...den sureler okundu ve sehitlerin ruhu icin dua edildi, ardindan da yemek ikram edildi.
Programi yoneten Sevgin Karani acilis konusmasinda “Londra’da, belki de Avrupa’da, Bulgaristan turkleri ve Muslumanlari tarafindan duzenlenen bu sehitleri anma toreni ilk defa gerceklesiyor” dedi. Bu torene katilan konuklar, Londrada Diyanet Isleri Baskanligin temsilciligini yapan ve din hizmetleri musaviri olan Prof. Dr Seyfettin Ersahin, Birlesik Arap emirlikleri Seri mahkemeler konsey baskani Seyyid Ali el-Hasimi, Suleymaniye camii’nin imami Burhaneddin hoca, Aziziye camii’nin imami Mustafa hoca ve muezini Muhyiddin hoca, seyh Nazim Kibrisi camii’nin imami Zumer hoca ve Mevlana camiinin vaizi Adem hoca idiler.
Bulgaristan sehitleri anma programinda Sevgin Karani Londra’da yasayan Turklerinin ve Muslumanlarinin hakkinda aciklama yapti ve 1989 yilindan once milliyetci Bulgar hukumetleri tarafindan Bulgaristan Turklerine ve Muslumanlarina uygulanan asimilasion politikasinin hakkinda bazi tarihi bildirilerde bulundu. Anma torenine katilanlara, “Calinti gozler” filminden 10 dakikalik bir bolum sunuldu. Filimde, Bulgar Komunist partisinin liderleri tarafindan Bulgaristan Turklerine uygulanan “Bulgarlastirma” politikasinin bazi yontemleri ve Bulgaristan Turklerinin gordukleri zulum ve direnisleri hakkinda sahneler goruldu. Konusmasinda Sevgin Karani, “Biz Bulgar degiliz, Bulgar Turkleri de degiliz. Bizler, Bulgaristan Turkleri, Osmanli doneminde, Anadolu’dan Balkanlara yerlesmis oguz turkleriyiz …” dedi.
Prof. Dr. Seyfettin Ersahin konusmasinda musluman ailesinde annenin onemli rolu hakkinda konustu ve “Islam dini 5 seyi korumamizi emreder: imani, cani, mali, akli ve nesli. Ve biz bunlari fethettigimiz milletlerde koruduk, kendimizde de korumaliyiz. Bulgaristan turkleri bunlari korudu ve gelecekte de koruyacagina umit ediyorum.” dedi. Seyyid Ali El-Hasimi de Londra’da yasayan Bulagaristan Turklerini selamladi ve bu programda onlarla birlikte olmasi kendisini cok mutlu ettigini ifade etti ve Bulgaristan sehitleri icin dua etti. Ardindan diger camii imamlari Zumer hoca, Burhaneddin hoca, Mustafa hoca ve Adem hoca selamlama ve konusma yaptilar. Ev sahipligi yapan Mevlana camiinin idari sorumlusu Akif hoca da Londra’da yasayan muslumanlara Mevlana camiisinde sunulan hizmetler ve aktiviteler hakkinda aciklama yapti, Bulgaristan Turkleri kendi cocuklarini da hafta sonu Kur’an mektebine kayit etmelerini cagrisinda bulundu.
Konusmalardan sonra camii imamlari Kur’an tilaveti yaptilar ve Bulgaristan sehitlerinin ruhu icin dua edildi. Programin sonunda 150 kisilik hazirliklar ile herkese yemek ikram edildi. Program, saat 19:00’da basladi ve saat 22:00’de bitti.

2 Haziran 2011 Perşembe

KÖSTENDİLLİ SÜLEYMAN ŞEYHİ EFENDİ

KÖSTENDİLLİ SÜLEYMAN ŞEYHİ EFENDİ VE ESERİ LEMEAT-I NAKŞBEND ÜZERİNE YAPILAN BİLİMSEL BİR ÇALIŞMAYI OKURLARIMIZA SUNUYORUZ. ÇALIŞMANIN SAHİBİ ENGİN BEDİR BEY'E BİZLERE YAYINLAMA İZNİ VERDİĞİ İÇİN DE KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDERİZ.

KİTABIN İÇERİĞİ:

- KÖSTENDİLLİ SÜLEYMAN ŞEYHÎ EFENDİ’NİN YAŞADIĞI DÖNEMİN SİYASİ, SOSYAL VE İLMÎ DURUMU
- KÖSTENDİLLİ SÜLEYMAN ŞEYHÎ’NİN HAYÂTI VE ŞAHSİYETİ
- KÖSTENDİLLİ SÜLEYMAN ŞEYHÎ’NİN ESERLERİ
- LEMAÂT-I NAKŞBENDİYYE’NİN TAVSÎFİ VE GÜNÜMÜZ HARFLERİNE ÇEVİRİSİ
- EK: 1-LEMAÂT-I NAKŞBENDİYYE’NİN FOTOKOPİSİ
KİTABI İNDİR VE OKU