8 Mayıs 2009 Cuma

SİYASET PARTİYE, EĞİTİM KÜLTÜR VE SANAT DERNEKLERİMİZE YAKIŞIR - Basri Zilabid

Genel olarak Bulgaristan halkı özelde de biz Bulgaristan Türkleri herşeyi partiden bekler olduk.
Parti demişken küçük bir anektodla yazımıza başlayalım. Elli yıldır Sofya’da yaşayan eski komunist Türk aydınlarıyla sohbetlerimizde anılar canlanır “parti”den bahsederler, “parti” şöyle yapmıştı böyle etmişti diye konuşurlarken, gençler veya Türkiye’den gelip sohbette bulunanlar:
- Şimdiki Türk partisini kast ediyorsunuz değil mi? diye sorarlar.
Cevap: Hayır canım... Bulgar Komunist Partisi...

Bizim partiden kastımız Hak ve Özgürlükler Hareketi’dir.
Parti siyaset yapmak için kurulur. Siyaset de iktidarı elde etmek ve bu şekilde hizmet etmek için yapılır. Ancak bizler toplum olarak herşeyi partiden bekler olduk diye düşünüyorum. Özellikle eğitimimiz, kültürümüz ve sanatımız alanında... Bu konulardaki inisyatifi derneklerimiz almalıdır.
Mesela son günlerde meydana gelen bir siyaset olayı var. Koalisyon olarak seçime girecek partilerin meclise girmeleri için % 8 oy almış olmaları gerekecek. Durup dururken nerden ve kimden çıktı bu fikir. Bazılarına göre olayın fikir babası Ahmed Doğan. İşin en ilginç tarafı ise değişiklik teklifini milliyetçi Yane Yanev ve Dimitar Abaciev’in yapmaları. Neticede kanun değişikliği Cumhurbaşkanından veto yemesine rağmen ikinci defa meclis tarafından kabul edilerek onandı. Peki böyle bir değişikliğe neden ihtiyaç duyuldu?
Senaryoya göre, Boyko Borisov’un liderliğini yaptığı GERB Patisi ile İvan Kostov ve Martin Dimitrovun Mavi Koalisyonu arasında seçim sonrası hükümet kurulacak. Bulgar Sosyalist Partisi ile Hak ve Özgürlükler Hareketi ise iktidarlarını devam ettirmek istiyorlar. İşte bu noktada siyasetin cilveleri, siyasetin oyunları ve siyasi zekalar devreye giriyor, GERB ile MAVİ KOALİSYON arasında kurulacak muhtemel hükümete balta vuruluyor.
Parti siyasetle uğraşsın derken bunu kast ettim. Siyasi başarılar getirsin...
Eğitimimiz, kültürümüz ve sanatımız konularında ise derneklerimiz faal olmalıdır. Türk Derneklerimiz bir platformda birleşmeli fikirlerini belli aralıklarla beyan etmelidir. Bulgaristan Türklerine mesajlarını iletmeli ve onların isteklerini de hem kamuoyuna hem iktidara hem muhalefet partilerine sunmalıdır. Bulgaristan Türk Toplumunun sözcüsü olmalıdırlar.
İktidar olmuş bir parti bütün vatandaşlara hizmetle yükümlüdür. Devletin iç ve dış siyaseti, güvenliği ve ekonomisiyle sorumludur. İktidar olmuş Hak ve Özgürlükler Hareketinden Türk eğitimi, Türk kültürü ve Türk sanatı konularında günlük etkinlikler beklememek gerek. Bunları derneklerimiz yapmalı.
Rusçukta, Türkiye ile Kültürel İlişkiler Derneği “Güneş”,
Şumnu’da “Nazım Hikmet” Türk Kültür Evi,
Burgas’da “RECEP KÜPÇÜ” Türk Kültür Merkezi,
Kırcaali’de “Ömer Lütfi” Kültür Derneği,
ve Sofya’da 21. Yüzyıl Türk Kültür Merkezi bunları yapmaya gayret ediyorlar. Bu derneklerimizin yöneticileri Mecbure Efraimova, Nurten Remzi, Mücella Bilal hanımefendiler ve Müzekki Ahmet ile Sabri Alagöz beyler çok kısıtlı imkanlarla ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Kendilerine içtenlikle teşekkür ediyoruz.
Belediyelerimiz ve müftülüklerimiz Türkiyeden kardeş belediyeler ve kardeş müftülükler edindiler. Onlarda Bulgaristan Türkleri ve Müslümanları için çalışıyor. Demem o ki, Bulgaristandaki bu derneklerimizle Türkiyedeki kendileriyle uyumlu olabilecek güçlü derneklerle kardeşlik kursalar ve bu şekilde daha bir faal, daha bir güçlü hale gelseler...
Sevgiyle kalın.

Hiç yorum yok: