Sabri Tatof İki Arada (Roman) Narodna Prosveta Yayınevi Sofya 1967 384 sayfa SABRİ TATA KİMDİR? Doğum tarihi: 20 Ekim 1925 Ölüm tarihi ve yeri: 20 Ağustos 2010, İstanbul |
Osmanlı torunu Evlad-ı Fatihanlar... Geçmişi bilerek onu unutmadan, geleceğe kanat açanlar... Biz bize benzeriz ve özgün olma iddiasındayız. Kuruluş: Sofya 26 Mart 2008, Halen yayın: İstanbul
Sabri Tatof İki Arada (Roman) Narodna Prosveta Yayınevi Sofya 1967 384 sayfa SABRİ TATA KİMDİR? Sabri Tata, Bulgaristan Türkü yazar. Torlak kasabasında doğdu. Bulgaristan'da ve Türkiye'de Türkçe olarak bir hayli kitap yayınladı. Türklere uygulanan ad değiştirme kampanyasında Anjina Pektoris'e yakalandı ve pek çok Bulgaristan Türk aydını gibi oda kurtuluşu Anavatan Türkiye'ye sığınmakta buldu. Vikipedi Doğum tarihi: 20 Ekim 1925 Ölüm tarihi ve yeri: 20 Ağustos 2010, İstanbul |
SABRİ MEHMED CON, HAYATI VE ESERLERİ
Sabri Hoca’yı ihata edebilmek güçtür. Hakseverdir, yanlışın karşısındadır. Türkçe’nin doğru düzgün yazılmasında titizdir. Sabri Hoca ile henüz yüz yüze tanışmamış isek de sosyal medya araçları ile yazışır, fikir teatisinde bulunuruz.
Sabri Con, 1940 yılında Tırgovişte’nin
Treskavets köyünde dünyaya gelir. Henüz 4 yaşında iken İkinci Dünya Harbi’nde
babasını kaybeder. Çocukluğu çok zor şartlar altında geçer. 1976 yılında Sofya
Üniversitesi’nin Doğu Dilleri Fakültesi bölümünden mezun olur ve öğretmenlik
hayatına atılır. (Kendisine “Hoca” olarak hitap etmemizin sebebi öğretmen
olmasındandır. Cami hocasına “imam” denir.) Yeni Işık gazetesinin Tırgovişte
muhabirliğini yapar. 1982 yılında Bulgar komünist Partisi karşıtı ve milliyetçi
eylemleri sebebiyle hem partiden hem öğretmenlikten atılır. Demokrasi gelince
Gorna Hubavka köyü muhtarlığına getirilir ve 1991 yılında Omurtag şehrinde 19
yıl sonra okulda Türkçe dersleri verir.
Sabri Hocanın büyüklü küçüklü 15 tane
basılmış kitabı vardır. Yazma halde basıma hazır ise 17 kitabı bulunmaktadır.
Basılmış olanlar şunlardır: Bir Varmış
Bir Yokmuş: Gerlova ve Tozluk Masalları (Hasan Yakup ile birlikte) (1997); Türk Masalları (Турски Приказки) (Hasan
Yakup ile birlikte) (2000); Ah, Sevilcan: Bağrı yanık bir anne kızını
anlatıyor (2001); Нашето Герлово: Демографски
и Етнографски Проучвания (2001); Ulu
Çınar: Karagözköylü Hüseyin Pehlivan (2001); Ağlarken Gülmek: Fıkralar ve Özlü Sözler (2003); Gökte Güneş, Yerde Güreş (2003); Aşkolsun Bize: Minyatür Öyküler ve
Feyletonlar (2003); Şaka Değil: Köy
Hayatından Gerçekler (2003); Hüseyinler
/Хубавка/ (2009): Kız Ana Tekkesi-Момино
(2009); Aşk Bahçesi: Derleme (2009);
Kasırgalar /Трескaвeц/ (Enver
Kasırgalı ile birlikte 2010), Adaletin Bu Mu Dünya? Tarihe Not
Düşmek: 1989 Göçü Kitap Serisi (2013); Gerlova
ve Tozluk Türkleri (2020).
Görüldüğü gibi masaldan güreşe, köy
tarihlerinden asimilasyon süreçlerine kadar birçok alanda eser veren yazar
büyüğümüzün basılmamış kitaplarından özellikle Tozluk Kartalı: Sincaf romanını, A’dan Z’ye kendi hayatını anlattığı
Ateş, Su ve Ötesi ile özlü sözler
derlemesi olan Ana Sözler adlı
kitaplarını da anmak ve gün yüzü görmeleri temennisinde bulunmak istiyorum.
Bulgaristan’da Türklerin yoğun olarak
bulundukları Deliorman, Dobruca, Rodoplar gibi önemli coğrafi bölgelerinden
biri de Gerlova’dır. Yazarımızın memleketi olması hasebiyle bu bölge ile ilgili
yaptığı çalışmalar çok değerlidir. Gerlova ve Turzluk Türkleri adlı son eserini
henüz mütalaa etme imkanımız olmadı fakat 2001 yılında Sofya’da Bulgarca olarak
basılan Naşeto Gerlovo – demografski i etnografski prouçvaniya [Bizim Gerlova –
demografik ve etnografik araştırmalar] adlı eserinin içeriğine dair bazı
bilgileri paylaşmak istiyorum. İlk önce “Gerlovo” adının nereden geldiğini
araştıran yazar bu konuda söylenmiş tüm tezleri verdikten sonra şimdi mevcut
olmayan Geril adında bir kasaba kurucusunun adından geldiği ve zamanla bu adın
Gerlovo’ya dönüştüğü sonucuna varıyor. Bu bölge Omurtag, Vırbitsa, Tırgovişte
ve Kotel belediyelerine bağlı 61 köyden meydana gelir. Gerlova’nın en eski
yerleşim yerleri Vardun, Vırbitsa ve Tiça köyleridir. Fakat “Gerlova denince
Obitel (Büyük tekkeler), Obitel denince Gerlova” anlaşılırmış, buna göre
bölgeyi en iyi temsil eden köyün Obitel olduğu anlaşılıyor. Gerlova’nın kahir
ekseriyetini Türkler oluşturuyor. Bulgar ve Romanlar da var. Osmanlı zamanında
19. Yy’ın ikinci yarısında Çerkez iskânı da olmuş. 1960’lı yıllarda Pomakların
zorla isimlerinin değiştirildiği dönemde güney bölgelerden Tserovişte,
Plıstina, Rıtlina, gorno ve Dolno Novkovo ve Ugledno’ya iç göç olmuş ve burada
Pomak nüfus zamanla artmıştır.
Gerlova bölgesinde Vranikon
(Karaatlar) köyünde İstanbul medreselerinde eğitim görmüş Davud Hoca’nın açtığı
medrese (1918-1947) meşhur olup burada birçok genç tahsil görmüştür. Burayı
bitirenler Şumnu'daki Nüvvab’a devam etmişlerdir. Gerlova köylerinden 63
öğrenci Nüvvab’ın lise kısmından 8 genç de yüksek kısmından mezun olmuştur.
Çerkovnalı İslam bilgini Mustafa Hilmi Bilginer, şair ve düşünür Mehmed Fikri,
yazar Niyazi Hüseyin Bahtiyar, prof. Ganço Papurov; pehlivanlar Mustafa Zambak,
Hüseyin Yangöz, Koca Mehmed, Ahmet Pehlivan, Yetim Mehmed, Efraim Kamber Gerlovanın
meşhur isimlerinden bazılarıdır.
Sabri Hocamıza sağlıklı huzurlu ömürler dileyerek bu değerli eserinden Sarsıplı Türküsüyle size veda etmek istiyorum.
Sarsıplı çukur içinde
suyu bardak içinde
Sarsıplı’dan kız alan
canı Cennet içinde.
Sarsıplı’nın kavakları
alaca yaprakları
sen orada ben burada
çınlasın kulakları.
Gidin Bulutlar gidin
yârime selam edin
yârim uykuda ise
uykusunda terkedin.
Denizde kayan balık
yüreğim sana yanık
ben konuşmayı isterim
burası kalabalık.
Köprü altında diken
yakma beni gül iken
Mevlam da seni yaksın
Üç günlük gelin iken.
Sarı sarı kamışlar
avluya dayamışlar
ister al ister alma
Seni bana yazmışlar.
Basri Zilabid Çalışkan
Bulgaristan Cuma-i Bâlâ ili (Blagoevgrad), Pomakların yaşadığı Vılkosel köyünde 1990 yılında yapılan sünnet merasimi. Videoyu seyretmek için tıklayınız: BİRİNCİ BÖLÜM İKİNCİ BÖLÜM |
2018: Hulefa-i Raşidin (Bulgarca), 112 sayfa, şahsi yayın.
2019: Bulgaristan'da İslam (1878-2018), 448 sayfa, İstanbul: İnkılâb Basım Yayım
2020: Suriye ve İspanya'da Emeviler (Bulgarca), 104 sayfa, şahsi yayın.
2022: Bağdat'ta Abbasiler ve İlk Türk Müslüman Devletleri (Bulgarca), 112 sayfa, şahsi yayın.
Bu kitaplardan sipariş etmek isteyenler: basrizilabid@gmail.com mail adresine yazabilirler.
Sevdiğimiz şair Galip Sertel 20 Mart 2022 günü 80 yaşında iken Hakka yürüdü. Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun. BTG
BİYOGRAFİSİ
1942 yılında Bulgaristan'ın Silistre vilayetine bağlı Bistra (Akpınar) Köyünde doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu köyde okudu. Daha sonra Tolbuhin’de (Hacıoğlu Pazarcığı) açılan Türk Pedagoji Okulu’nu bitirdi. On yıldan fazla bir süre doğduğu köyde ve aynı ilin öteki köylerinde ilkokul öğretmenliği yaptı. Daha sonra Silistre’de Türkçe olarak yayımlanan Ziya adlı il gazetesinde beş-altı yıl editör olarak görevde bulundu. Gazetenin kapanmasından sonra Bulgar Çiftçi Birliği Partisi’nin il teşkilatında şube sorumlusu olarak görev aldı.
Galip Sertel, 1985 yılında Bulgar Hükümetinin Bulgarlaştırma kampanyasına karşı çıktığı için tutuklandı ve sürgüne gönderildi. Üç yıl işsiz kaldı. 11 Kasım 1989’da Jivkov grubu iktidardan düşürülünce Bulgaristan’da yeni bir dönem başladı. Bu sırada köyünde Hak ve Özgürlük Partisinin kuruşunda önemli görevler aldı. 1992 yılında Türkiye’ye gelerek İstanbul’a yerleşti ve İstanbul’da bir ilkokulda sınıf öğretmeni olarak görev yaptı. Evli ve iki çocuk babasıdır. Bulgarca biliyor. Galip Mehmet, şiirle ortaokul öğrencisi olduğu yıllarda tanıştı. Önce çocuk şiirleri yazdı, daha sonra doğup büyüdüğü ve vatan bildiği Dobruca’nın uçsuz bucaksız buğday tarlalarında çalışan Türk köylüsünün Bulgaristan ile Romanya’nın Dobruca için sınır kavgalarından çektiği acı dolu yaşantısını ve her on beş yılda bir gelen göç trajedisini dile getirdi. Şiirlerinde arı bir Türkçe kullandı. Bulgaristan’da şiirlerini bir kitapta toplayıp yayımlama imkânı bulamadı. 2007 yılında İstanbul’da Taş Toprak Dobruca adlı şiir kitabını yayımladı. İkinci baskısı 2021 yılında yapıldı. |
Demir Baba’nın XV. yüzyıl sonlarında doğduğu, babasının Akyazılı Sultan dervişlerinden Hacı Dede, annesinin yine bu yöredeki tekke şeyhlerinden Turan Halife’nin kızı Zâhide Dürdane Hatun olduğu, babası gibi kendisinin de Akyazılı Sultan’a intisap ettiği, hilâfet aldıktan sonra tekkesini kurduğu, Kanûnî Sultan Süleyman devrinde dervişleriyle beraber Rumeli serhadlerinde gazâlara katıldığı, bu arada Budin’in fethinde (1539) bulunarak burada bir tekke tesis ettiği, çevre halkı tarafından çok sevilip sayılan, velâyetine inanılan bir kişi olduğu söylenebilir. Ayrıca Deliorman bölgesinin Osmanlı güreşçilik tarihinde çok önemli bir yere sahip olması, yöreden çok sayıda ünlü pehlivanın yetişmesi, Demir Baba’nın da menâkıbnâmelerde ve halk arasında yaygın rivayetlerde çok güçlü kuvvetli olduğunun belirtilmesi ve “Pehlivan Baba” lakabı ile anılması, tekkesinin bir tür güreşçilik merkezi niteliği de taşıdığını, Demir Baba’nın Deliorman’daki pehlivanlık geleneğinin pîri olarak kabul edildiğini düşündürmektedir.
Kaynak: DİA - Diyanet İslam Ansiklopedisi