Osmanlı torunu Evlad-ı Fatihanlar... Geçmişi bilerek onu unutmadan, geleceğe kanat açanlar... Biz bize benzeriz ve özgün olma iddiasındayız. Kuruluş: Sofya 26 Mart 2008, Halen yayın: İstanbul
20 Ekim 2016 Perşembe
13 Ekim 2016 Perşembe
DR. AHMET YÜCETÜRK'TEN BELENE ZULMÜ'NÜ ANLATAN İKİ CİLT KİTAP
KÖTÜLÜK UNUTULMAZ Türk Doktorun Bulgaristan Belene Kampı Hatıraları Dr. Ahmet Yücetürk İstanbul 2014, sayfa 448, Yakın Plan Yayınları |
KIZIL CEHENNEM Türk Doktorun Bulgaristan Belene Kampı Hatıraları Dr. Ahmet Yücetürk İstanbul 2015, sayfa 376, Yakın Plan Yayınları |
Dr. AHMET YÜCETÜRK KİMDİR?
4 Temmuz 1941’de Bulgaristan’ın Eski Cuma (Tırgovişte) iline bağlı Avdallar (Lovets) Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Sonra Eski Cuma Türk Ortaokulu’na devam etti. Doktor olmak istediği için Bulgar Lisesi’ne kaydını yaptırdı. Bu liseyi dördüncülükle bitirdi.
Bulgaristan’da her Türk gibi askerliğini iki yıl işçi asker olarak yaptı.
1961-1967 yılları arasında Sofya Tıp Fakültesi’nde okudu. Mezuniyetten sonra Eski Cuma İhtisas Hastanesi’nde genel cerrahî uzmanı olarak çalıştı ve ortopedi-travmatoloji ihtisası yaptı.
1978 yılında Türkiye’ye göç etmek için müracaatta bulundu. Eski Cuma makamları, bu talebi siyâsî suç olarak gördü. Bunun üzerine 21 Eylül 1978’de işinden kovuldu. Bunu da Türkiye’ye göç etme sebebi olarak siciline işlediler. Daha sonraki yıllarda idârî makamların baskısına maruz kalarak yaşadı. Dinî mensubiyetinin işâretlerinden biri olan Türk ismimin zorla değiştirilmesine karşı koydu.
Hiçbir suç işlemediği halde 24 Haziran 1985 târihinde kelepçelenerek tevkif edildi. 108 gün Bulgaristan Emniyet Teşkilatı’nın hücrelerinde sorgulandı ve işkenceye mâruz bırakıldı. Buradan Belene Toplama Kampı'na götürüldü. Kampta altı ay, suçsuz 570 Türk münevveriyle birlikte zulüm gördü. Ardından Bulgar nüfusunun yaşadığı bölgelere sürgün edildi. 10 Haziran 1988 târihinde serbest bırakıldı.
Jivkov rejimi Bulgaristan Türklerini etnik bakımdan yok etmek istedi. Bu istek üzerine Bulgar Emniyeti, Bulgaristan'ı 6-7 saat içinde terk etmesini emretti. Bunun üzerine 29 Haziran 1989’da ailesiyle beraber Türkiye’ye göç etti. Hâlen Türkiye’de yaşamaktadır.
1 Eylül 2016 Perşembe
15 Temmuz 2016 Cuma
HACIOĞLU PAZARCIKLI (DOBRİÇ) İBRAHİM VAHDİ EFENDİ (ö. 1126 H / 1714-15 M)
13 Temmuz 2016 Çarşamba
BULGAR BELEDİYELERİNDEN CAMİLERİMİZE BÜYÜK SAYGISIZLIK! PROTESTO EDİYORUZ!
Tarihi Kozluca camisi. 1672 yılında Sadrazam Köprülü Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bahçe duvarının önü görüldüğü üzere çöplük! |
Tarihi Kozluca camisi. 1672 yılında Sadrazam Köprülü Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. |
Burası da Sofya'nın kuzeyinde bulunan eski adı Kutloviçe daha sonra Ferdinand, komunizm döneminde Mihaylovgrad ve en son Montana olan şehrin Camisi, 2016 |
1 Temmuz 2016 Cuma
10 Mayıs 2016 Salı
Türkiye'nin Balkan Türkleri Politikası, Dr. Kader Özlem
SESLENİŞ (Şiirler), Ali Mehmed Ahmetçik
SESLENİŞ (Şiirler), Hacı Hafız Ali Mehmed Ahmetçik İstanbul 2016, BTG Yayınevi, 56 sayfa |
Ali Mehmed
Ahmetçik, 27 Mayıs 1930 yılında Razgrad ilinin en büyük köylerinden biri olan
Karaağaç (Brestovene) köyünde doğdu. Bu şirin köy Deliorman’ın göbeğinde bütün
görkem ve güzelliğiyle uzanmış durmaktadır. Burada Deliorman söz konusu olunca baştan sona bu meşhur yöreye has
güzellikleri saymaya kalksak bitiremeyiz. Nitekim bu topraklarda yetişen,
buraların suyunu içip havasını teneffüs eden, uçsuz bucaksız verimli ovalarını
seyir ve temâşâ eden herkesin gönlünde bir başkadır Deliorman. Şu da bir gerçek
ki, eski zamanlardan günümüze kadar Deliorman bölgesi bol bol hâfızların
yetiştirildiği bir yöre olarak anılmaktadır. Esefle belirtelim ki, yakın
tarihimizde başımıza ateş gibi düşen (sözüm ona) yarım asırlık baskı sistemi gelmeyip
mukaddesatımız ve değerlerimize saldırılmasaydı bugün yine o eski heyecanla
hafızlık çalışmaları, dua ve merasimleri devam ederdi muhakkak. Yine de
Allah’tan umut kesilmez. Göl olan yerde su bitmez diyelim. Ayrıca bu bereketli
yöre pehlivanlar yatağı olarak da ün kazanmıştır. Yeri gelmişken hemen
belirtelim ki, başta pehlivanlar pehlivanı-kuvvet sembolü Koca Yusuf, Hergeleci
İbrahim, Filiz Nurullah, Yörük Ali, Karaağaçlı Âdem pehlivan ve daha nice eli
tutulmaz, bileği bükülmez yiğitler bu topraklarda yetişip dünyaya nam
salmışlardır. Şair mısralarında ne hoş ifade etmiş:
Orta
Asya’dan aldık fermanı
Balkanlara
serdik harmanı
Dünyaya
meydan okuyor
Deliorman’ın
her pehlivanı
Velhasıl Kur’ân
hafızları, meşhur pehlivanları, şair-yazarları, adı duyulmamış pek çok halk
ozanları ve kahramanlarıyla, hele de misafirperver, çalışkan, eli nasırlı
insanlarıyla adeta özdeşleşmiştir Deliorman. Yani diğer bir değişle umum olarak
buraları eskilerden beri örf-adet, gelenek ve görenekleriyle Müslüman-Türklüğün
yöresi olmuş ve öyle de devam etmektedir. Her halükârda bizim nâkıs lügatimiz
Deliorman’ı tam manasıyla tasvir edebilmiş değil.
İşte 23 Ağustos 2012 günü aramızdan
ayrılan hafızlardan biri de bu mütevâzi şiir kitapçığını kendi gönül pınarından
akıtarak satırlara döken Hacı Hâfız Ali Mehmet Ahmetçik hoca efendidir. İlk ve
orta okul tahsilini doğup büyüdüğü Karaağaç köyünde tamamladı. Anne babasının
tavsiyesi ve teşviki ile hafızlık yapmış ve mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’i
baştan sona ezberlemiştir Bu dönemde artık Bulgaristan’da iktidara komünistler
gelmiş ve Şumnu’daki Medresetü’n-Nüvvab, bir din okulu olmaktan çıkarılarak
“Nüvvab” Türk Azınlık Lisesi’ne dönüştürülmüştü. Yine de Türklerin en prestijli okulu
durumundaydı. İşte buraya kaydını yaptırmış ve her ne kadar eğitimini
tamamlamayı cân-ı gönülden arzu ettiyse de, fakirlik, imkânsızlık ve maddî
sıkıntılardan dolayı okuldan ayrılmak zorunda kalmıştır. 1951-1954 yılları
arasında her genç gibi vatanî görev olan askerliğini yaptı. 1954-1960 yılları
esnasında Ravno köyünde muallimlik görevinde bulundu. 1960-1976’ya kadar kendi
köyünde kurulan kooperatifte muhasebeci, kantarcı ve işçi olarak çalıştı. 1976
yılından 2007 yılına dek 31 yıl Karaağaç köyü “Koca Câmî” imam-hatibi olarak
görev yapmıştır. 1996 yılında mukaddes toprakları ziyaret ederek hac ibadetini
de yerine getirmiştir.
Dört yıl önce
aramızdan ayrılan muhterem hocamıza Allah’tan gani gani rahmet diler, bizlere
bıraktığı bu Sesleniş’inden okuyanların istifade etmesini niyaz ederiz.
Çalışmak bizden
başarı Allah’tandır.
Selime
Veysal Hasanova
30 Nisan 2016 Cumartesi
15. YÜZYIL'DA FİLİBE'NİN "OSMANLILAŞTIRILMASI" - DEMOGRAFİ, ŞEHİRCİLİK VE MİMARİ, GRİGOR BOYKOV
16 Nisan 2016 Cumartesi
25 Ocak 2016 Pazartesi
Geçit Ver Kamçı, Mehmet Behçet Perim
18 Ocak 2016 Pazartesi
BULGARİSTAN TÜRKLERİ'NİN ÖNEMLİ YAZARLARINDAN ÖMER OSMAN ERENDORUK HAKKINDA ÜÇ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ ARAŞTIRMA YAPTI
BULGARİSTAN TÜRKLERİ'NİN ÖNEMLİ YAZARLARINDAN ÖMER OSMAN ERENDORUK HAKKINDA ÜÇ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ ARAŞTIRMA YAPTI
İlk yüksek lisans tezi 2010 yılında "ÖMER OSMAN ERENDORUK HAYATI, EDEBÎ KİŞİLİĞİ ve ROMANLARI" adıyla İzmir'de Zeynep Atasoy tarafından,
İkinci yüksek lisans tezi "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI, SANATI VE ESERLERİ" adıyla 2011 yılında Kırşehir'de,
Üçüncüsü de yine 2011'de "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI VE ESERLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA" adıyla Manisa'da yapıldı.
Tezlere tez.yok.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
İlk yüksek lisans tezi 2010 yılında "ÖMER OSMAN ERENDORUK HAYATI, EDEBÎ KİŞİLİĞİ ve ROMANLARI" adıyla İzmir'de Zeynep Atasoy tarafından,
İkinci yüksek lisans tezi "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI, SANATI VE ESERLERİ" adıyla 2011 yılında Kırşehir'de,
Üçüncüsü de yine 2011'de "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI VE ESERLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA" adıyla Manisa'da yapıldı.
Tezlere tez.yok.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
7 Ocak 2016 Perşembe
BULGARİSTAN’DA TÜRK ÇOCUK EDEBİYATI (Doktora Tezi), DR. ATIF AKGÜN
“Bulgaristan’da Türk Çocuk Edebiyatı” adlı doktora çalışmamızda Bulgaristan
Türkleri tarafından
Tezin tamamına www.atifakgun.com adresinden ulaşabilirsiniz. |
Çalışmamızda I. Bölüm, tezimizin “Çocuk Edebiyatı” yönü ile ilgili konularını içeren alt başlıklarından oluşmaktadır. Bu bölümde öncelikle “Çocuk Edebiyatı” kavramı üzerinde durulmuştur. Çocuk Edebiyatı teorileri hakkında belli başlı çalışmalar göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmelerden sonra dünyanın önemli bölgelerinde Çocuk Edebiyatının gelişimi değerlendirilmiş; ardından “Bulgaristan’da gelişen Türk Çocuk Edebiyatı” tarihsel bir yaklaşımla ele alınarak; bu edebiyatın gelişim çizgilerindeki belirli özellikler hakkında tespitlere yer verilmiştir. Bulgaristan Türkleri Çocuk Edebiyatı tarihi, 1909-1944, 1944-1989 ve 1989-2012 yılları arası olmak üzere üç tarihi döneme ayrılmış; bu dönemlerde Çocuk Edebiyatı ürünlerinde görülen değişimler mukayeseli olarak değerlendirilmiştir. Çalışmamızın II. Bölüm’ünde Bulgaristan’da Türk Çocuk Edebiyatı alanında edebi yaratmalarını tespit ettiğimiz bütün edebi kişilikler tanıtılmaya çalışılmış, daha pek tanınmayan birçok edebi kişiliğin yanısıra, kendileri hakkında sınırlı bilgi bulunan 675 şair ve yazarlar ve eserleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Bu bölümde yer alan edebi kişilikler, çocuk edebiyatı eserlerinde görülen dil ve üslup özellikleri ile dönem şartları dikkate alınarak üç başlık altında toplanmıştır. Bu alt dönemlerden birincisinde, 1908-1944 yılları arasında Bulgaristan Türk Çocuk Edebiyatı’nın kurucu kuşağında yer alan 9 edebi kişiliğin çocuk edebiyatı faaliyetleri tanıtılmıştır. İkinci olarak, edebi kişilik bakımından en zengin dönem olan 1944-1989 yılları arasında tespit edilen 53 şahsiyetin çocuk edebiyatı
Yrd. Doç. Dr. Atıf Akgün Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi |
Osmanlı Sonrası Bulgaristan’da Kur'ân Çalışmaları, Alper Ahmedov
Osmanlı Sonrası Bulgaristan’da Kur'ân Çalışmaları isimli tezde, Bulgaristan’da 1878 yılından
Alper Ahmedov Kimdir?
günümüze kadar olan süreç içerisinde yapılan Kur'ân çalışmaları incelenmiştir. Çalışmada Bulgarca yapılan Kur'ân mealleri ve tefsir çalışmaları tanıtılmış, Kur'ân ve Kur'ân ilimleriyle alakalı kitap, dergi, makale, sempozyum bildirileri ve gazete yazıları formatında olan veriler ele alınarak tahlil edilmiştir. Kur'ân namına yapılan ilk çalışmaların İslâm dinini refüze etmeyi, Müslümanları kendi dinlerinde şüpheye düşürmeyi hedef edindikleri görülmektedir. Ülkede oryantalistler tarafından kaleme alınan çalışmalarda en çok İngiltere, Almanya ve Rusya oryantalizminden etkilenildiği görülmektedir.
Alper Ahmedov Kimdir?
Bulgaristan'ın Delirman bölgesinin Kubrat kasabasında doğdu. Rusçuk İmam-Hatip Lisesini bitirdikten sonra Ürdünde İlahiyat Fakültesinde okudu. 1,5 yıl Kubrat imamlığı yaptıktan sonra Türkiye Burslarını kazanarak İstanbul Üniversitesi Tefsir Kürsüsünde yüksek lisans öğrenimine başladı. Aralık 2015'te master tezini başarıyla savundu. Evli, Bulgarca ve Arapça bilmektedir.
3 Ocak 2016 Pazar
14 Aralık 2015 Pazartesi
Özgür olmadıkca (şiir)
Sen özgür olmadıkca ben rahat olamam,
Her an bende her dem düşümdesin!
Türkün, Pomağın, Tatarın, Çingenen,
Benim ümidim benim birlik hayalimsin!
Murad Hüdavendigarda olduğun saf gibi,
Semaya yükselen şehadet...secdeye inen baş gibi,
Bir olmak iri olmak diri olmak gerektir şimdi,
Dilde fikirde işte birlik gerektir şimdi!
Komşi! Sen düşmanım değilsin asla,
Bu mefküre kuru cihangirlik değil asla!
Adalet gerektir bu küçücük dünyaya,
Müslüman Türkün eli elyaktır buna.
Ekizcevi eğer görmek istersen o günü,
Az uyu çok çalış, koş, gayret et emi!
5 Aralık 2015 Cumartesi
Vakit geldi (şiir)
Vakit Geldi
Vakit geldi ey oğul
Uyan uyan
Seherdir
Güneşin doğuşu yakın
Dolaş Varnayı, Niğboluyu, Plevneyi
Duy at kişnemelerini nal seslerini
Anavatan anavatan deme, baba ocağı ata yadigarı de
Tuna, Vardar, Meriç akar gönlüne
İslamdır düsturumuz
Fetihtir ülkümüz
Sarı Saltuğ'un izinde
Kalpleri kazanmaktır yolumuz.
Ekizcevi
Vakit geldi ey oğul
Uyan uyan
Seherdir
Güneşin doğuşu yakın
Dolaş Varnayı, Niğboluyu, Plevneyi
Duy at kişnemelerini nal seslerini
Anavatan anavatan deme, baba ocağı ata yadigarı de
Tuna, Vardar, Meriç akar gönlüne
İslamdır düsturumuz
Fetihtir ülkümüz
Sarı Saltuğ'un izinde
Kalpleri kazanmaktır yolumuz.
Ekizcevi
Sefer (şiir)
Sefer
Sefer eyledik Divane ormana
Ahbab-u yaran ile tek nefes olmağa
Ervahimiz tevhid etti bir mefkurede
Şehadet rüzgarı daim esmeli bu beldede
Niyetler hayr olunca akıbet hayr olur
Musa-vü İbrahim-ü Ali İhsan üstadlar
Hikmetin ita kildilar eytam-ı ecdada
Anda sicillat-ü eşar muyesser oldu anlara
Sebeb-i kelamı kuzu ve ceviz ve aselden murad
Bilki ey zahid ne lezaiz-i sehevani ne taam-ı dünyevidir
Belki olsa olsa o
Dervişan-ı Rum-ilinin birbirine muhabbetidir
Ekizcevi
Sefer eyledik Divane ormana
Ahbab-u yaran ile tek nefes olmağa
Ervahimiz tevhid etti bir mefkurede
Şehadet rüzgarı daim esmeli bu beldede
Niyetler hayr olunca akıbet hayr olur
Musa-vü İbrahim-ü Ali İhsan üstadlar
Hikmetin ita kildilar eytam-ı ecdada
Anda sicillat-ü eşar muyesser oldu anlara
Sebeb-i kelamı kuzu ve ceviz ve aselden murad
Bilki ey zahid ne lezaiz-i sehevani ne taam-ı dünyevidir
Belki olsa olsa o
Dervişan-ı Rum-ilinin birbirine muhabbetidir
Ekizcevi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)