-Çözüm önerisi-
Bulgaristan Türkleri’nin temsiliyyeti Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi’nde temerküz etmesi siyasal alanda gelişme göstermelerine karşılık eğitim, din ve sosyo-kültürel alanlarda geri kalma, gelişememelerine sebep olmuştur. Bir nevi siyaset alanı ve aktörleri diğer alanların önüne set çekmiştir. Bu olumsuzlukları olumluya ve gelişme istikametine çevirmek Bulgaristan Türklerinin bir azınlık sivil toplumu olarak örgütlenmeye gitmeleriyle mümkün olacağını düşünmekteyim.
Bulgaristan Türkleri her yerleşim
biriminden gönderecekleri temsilci / delegelerle BULGARİSTAN TÜRKLERİ
AZINLIK ŞURASI oluşturmalı, bu şura azınlığın meselelerini görüşüp tartışmalı
bir tüzük ve yönetim kabul ederek / seçerek Bulgaristan Türkleri Azınlık Yürütme
Kurulu oluşturulmalıdır. Pek tabii bu kurulun bir Başkanı da olacaktır. Bütün
Bulgaristan Türklerini kapsayacak olan bu teşkilat eğitim, kültür – sanat,
siyaset ve sosyal alanda azınlığın ihtiyacı olan kurumları tesis ederek kimlik
ve benliğini koruma ve geliştirme yolunda hizmet sunmalıdır.
Eğitim alanında, Türk Dili ve Edebiyatı ile Türk
kültürünü de öğretecek olan özel lise ve bir üniversite kurulmalıdır.
Kültür-sanat alanında, din, dil, basın-yayın, sinema
ve tiyatro gibi sahalarda hizmet verecek bir Türk Kültür Merkezi tesis
edilmelidir.
Siyaset alanında, anayasal ve kanunlar nezdinde
Bulgaristan Türk Azınlığın hak ve hukukunu koruyacak bir siyasal partiye de
sahip olmalıdır. (1)
Buraya bir parantez açalım ve
Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi’nin Genel Başkanı Ahmed Doğan’ın iki ccıl suskunluktan sonra 19 Mayıs 2011 günü Kırcaali
ilinin Cebel ilçesinde basına verdiği beyanatı bir inceleyelim. Bu basın
toplantısında Ahmed Doğan, Borisov hükümetinin gidişatını değerlendirmiş, erken
seçim öngörüsünde bulunmuş, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine görüşlerini
serdetmiştir. Parti olarak destekleyecekleri cumhurbaşkanın “diyaloğa açık,
ulusal vizyona sahip, uluslararası arenada saygın, Avrupa Birliği
gereksinimlerini karşılayacak bir profilde” olması gerektiği üzerinde durmuştur.
Görülüyor ki, Ahmed Doğan
Bulgaristan devletinin geleceği ve bekası için fikir üretmiş, seçilecek cumhurbaşkanının
kendisine göre taşıması gereken özellikleri dile getirmiştir. Onun konuşmalarında
Bulgaristan Türklerinin veya Müslümanlarının eğitim, kültür, ekonomi ve tabii
ki siyasi geleceğine dair bir fikir bir planlama görmek mümkün değildir. Hak
ve Özgürlükler Hareketi’nin klişe cümlesi “Soya dönüş süreci (2) bitmedi, biz
sizin haklarınızı savunuyoruz ve savunacağız”dır. Bu partinin yöneticileri 20
yıldır kendi seçmenleri üzerinde korku politikası uygulamışlardır. 8 yıl
iktidar ortağı oldukları zamanda bazı camilerimizi tamir ettirmek dışında müsbet
olarak yaptıkları bir iş yoktur.(3) Bu da “sellerden zarar görmüş kilise ve
camilerin tamir ettirilmesi” şeklinde olmuştur. Hasbel kader bu 8 yıl zarfında
Sofya’da bulundum, benim görebildiğim bu. Görmediklerimiz, bilmediklerimiz
elbette olabilir, keşke parti içinden yetkililer kamuoyuna “HÖH İktidarında Bulgaristan
Türklerine ve Müslümanlarına Yapılan Eğitim ve Kültür Hizmetleri” başlığıyla
bir kitapçık yayınlasalar da bizi bilgilendirmiş olsalar.
Sosyal alanda, kurulacak bir yardımlaşma vakfı
ile öğrencilere burslar, ihtiyaç sahiplerine yardım, bayram günlerinde şenlikler,
yağmur duaları ve benzeri sosyal kaynaşmayı sağlayacak faaliyetler, yapılacaktır.
Bu teşkilatı şemayla ifade
edecek olursak:
Şemayı büyütmek için üzerine tıklayınız! |
Âcizane kanaatimce,
siyasetin sultasından kurtulup eğitim ve kültür meselelerimizi öncelediğimiz
sürece kendi kaderimize sahip çıkabiliriz. Ve görüyorum ki, Anavatanımız
Türkiye’nin de himaye ve yardımlarıyla bu yola girmiş vaziyetteyiz. Bizi
karanlıkta bırakmak isteyenler güneşin doğuşunu engelleyemeyecektir!
Dipnotlar:
(1) Bu
projede HÖH işte bu noktada bulunmaktadır. Yani parti azınlığın yönetim organı
/ belirleyicisi değil siyasal alanda azınlığa hizmet veren bir araç
konumundadır.
(2) 1984
yılında Bulgar Komünist Partisi Türklerin isimlerini değiştirirken bu tabiri kullanmıştı.
Bulgarcası, Vızroditelen protses’tir.
(3) Burada
kastedilen ekonomik alandaki faaliyetlerden ziyade din, dil, eğitim ve kültür
konularıdır.
1 yorum:
Basri bey,görüşlerinize katılıyor,önerilerinizi samimiyetle destekliyorum. Bulgaristan Türklerinin böyle kapsamlı bir çatıya ihtiyacı vardır. Geç bile kalınmıştır. Böyle bir örgütlenmeyi Yunanistan ve Makedonya Türkleri gerçekleştirdi. Burada siyasetçileri beklemeye hiç gerek yok. Sivil örgütler harekete geçebilir.
Yorum Gönder