5 Temmuz 2011 Salı

BULGARİSTAN TÜRKLERİ’NİN GELECEĞİNİ KİM PLANLAYACAK?


-Çözüm önerisi-
Bulgaristan Türkleri’nin temsiliyyeti Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi’nde temerküz etmesi siyasal alanda gelişme göstermelerine karşılık eğitim, din ve sosyo-kültürel alanlarda geri kalma, gelişememelerine sebep olmuştur. Bir nevi siyaset alanı ve aktörleri diğer alanların önüne set çekmiştir. Bu olumsuzlukları olumluya ve gelişme istikametine çevirmek Bulgaristan Türklerinin bir azınlık sivil toplumu olarak örgütlenmeye gitmeleriyle mümkün olacağını düşünmekteyim.

Bulgaristan Türkleri her yerleşim biriminden gönderecekleri temsilci / delegelerle BULGARİSTAN TÜRKLERİ AZINLIK ŞURASI oluşturmalı, bu şura azınlığın meselelerini görüşüp tartışmalı bir tüzük ve yönetim kabul ederek / seçerek Bulgaristan Türkleri Azınlık Yürütme Kurulu oluşturulmalıdır. Pek tabii bu kurulun bir Başkanı da olacaktır. Bütün Bulgaristan Türklerini kapsayacak olan bu teşkilat eğitim, kültür – sanat, siyaset ve sosyal alanda azınlığın ihtiyacı olan kurumları tesis ederek kimlik ve benliğini koruma ve geliştirme yolunda hizmet sunmalıdır.
Eğitim alanında, Türk Dili ve Edebiyatı ile Türk kültürünü de öğretecek olan özel lise ve bir üniversite kurulmalıdır.
Kültür-sanat alanında, din, dil, basın-yayın, sinema ve tiyatro gibi sahalarda hizmet verecek bir Türk Kültür Merkezi tesis edilmelidir.
Siyaset alanında, anayasal ve kanunlar nezdinde Bulgaristan Türk Azınlığın hak ve hukukunu koruyacak bir siyasal partiye de sahip olmalıdır. (1)
Buraya bir parantez açalım ve Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi’nin Genel Başkanı Ahmed Doğan’ın iki  ccıl suskunluktan sonra 19 Mayıs 2011 günü Kırcaali ilinin Cebel ilçesinde basına verdiği beyanatı bir inceleyelim. Bu basın toplantısında Ahmed Doğan, Borisov hükümetinin gidişatını değerlendirmiş, erken seçim öngörüsünde bulunmuş, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerine görüşlerini serdetmiştir. Parti olarak destekleyecekleri cumhurbaşkanın “diyaloğa açık, ulusal vizyona sahip, uluslararası arenada saygın, Avrupa Birliği gereksinimlerini karşılayacak bir profilde” olması gerektiği üzerinde durmuştur.
Görülüyor ki, Ahmed Doğan Bulgaristan devletinin geleceği ve bekası için fikir üretmiş, seçilecek cumhurbaşkanının kendisine göre taşıması gereken özellikleri dile getirmiştir. Onun konuşmalarında Bulgaristan Türklerinin veya Müslümanlarının eğitim, kültür, ekonomi ve tabii ki siyasi geleceğine dair bir fikir bir planlama görmek mümkün değildir. Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin klişe cümlesi “Soya dönüş süreci (2) bitmedi, biz sizin haklarınızı savunuyoruz ve savunacağız”dır. Bu partinin yöneticileri 20 yıldır kendi seçmenleri üzerinde korku politikası uygulamışlardır. 8 yıl iktidar ortağı oldukları zamanda bazı camilerimizi tamir ettirmek dışında müsbet olarak yaptıkları bir iş yoktur.(3) Bu da “sellerden zarar görmüş kilise ve camilerin tamir ettirilmesi” şeklinde olmuştur. Hasbel kader bu 8 yıl zarfında Sofya’da bulundum, benim görebildiğim bu. Görmediklerimiz, bilmediklerimiz elbette olabilir, keşke parti içinden yetkililer kamuoyuna “HÖH İktidarında Bulgaristan Türklerine ve Müslümanlarına Yapılan Eğitim ve Kültür Hizmetleri” başlığıyla bir kitapçık yayınlasalar da bizi bilgilendirmiş olsalar.
Sosyal alanda, kurulacak bir yardımlaşma vakfı ile öğrencilere burslar, ihtiyaç sahiplerine yardım, bayram günlerinde şenlikler, yağmur duaları ve benzeri sosyal kaynaşmayı sağlayacak faaliyetler, yapılacaktır.
Bu teşkilatı şemayla ifade edecek olursak:
Şemayı büyütmek için üzerine tıklayınız!
Âcizane kanaatimce, siyasetin sultasından kurtulup eğitim ve kültür meselelerimizi öncelediğimiz sürece kendi kaderimize sahip çıkabiliriz. Ve görüyorum ki, Anavatanımız Türkiye’nin de himaye ve yardımlarıyla bu yola girmiş vaziyetteyiz. Bizi karanlıkta bırakmak isteyenler güneşin doğuşunu engelleyemeyecektir!

Dipnotlar:
(1) Bu projede HÖH işte bu noktada bulunmaktadır. Yani parti azınlığın yönetim organı / belirleyicisi değil siyasal alanda azınlığa hizmet veren bir araç konumundadır.
(2) 1984 yılında Bulgar Komünist Partisi Türklerin isimlerini değiştirirken bu tabiri kullanmıştı. Bulgarcası, Vızroditelen protses’tir.
(3) Burada kastedilen ekonomik alandaki faaliyetlerden ziyade din, dil, eğitim ve kültür konularıdır.

1 yorum:

İsa Cebeci dedi ki...

Basri bey,görüşlerinize katılıyor,önerilerinizi samimiyetle destekliyorum. Bulgaristan Türklerinin böyle kapsamlı bir çatıya ihtiyacı vardır. Geç bile kalınmıştır. Böyle bir örgütlenmeyi Yunanistan ve Makedonya Türkleri gerçekleştirdi. Burada siyasetçileri beklemeye hiç gerek yok. Sivil örgütler harekete geçebilir.