Osmanlı torunu Evlad-ı Fatihanlar... Geçmişi bilerek onu unutmadan, geleceğe kanat açanlar... Biz bize benzeriz ve özgün olma iddiasındayız. Kuruluş: Sofya 26 Mart 2008, Halen yayın: İstanbul
30 Nisan 2016 Cumartesi
16 Nisan 2016 Cumartesi
25 Ocak 2016 Pazartesi
Geçit Ver Kamçı, Mehmet Behçet Perim
18 Ocak 2016 Pazartesi
BULGARİSTAN TÜRKLERİ'NİN ÖNEMLİ YAZARLARINDAN ÖMER OSMAN ERENDORUK HAKKINDA ÜÇ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ ARAŞTIRMA YAPTI
BULGARİSTAN TÜRKLERİ'NİN ÖNEMLİ YAZARLARINDAN ÖMER OSMAN ERENDORUK HAKKINDA ÜÇ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ ARAŞTIRMA YAPTI
İlk yüksek lisans tezi 2010 yılında "ÖMER OSMAN ERENDORUK HAYATI, EDEBÎ KİŞİLİĞİ ve ROMANLARI" adıyla İzmir'de Zeynep Atasoy tarafından,
İkinci yüksek lisans tezi "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI, SANATI VE ESERLERİ" adıyla 2011 yılında Kırşehir'de,
Üçüncüsü de yine 2011'de "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI VE ESERLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA" adıyla Manisa'da yapıldı.
Tezlere tez.yok.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
İlk yüksek lisans tezi 2010 yılında "ÖMER OSMAN ERENDORUK HAYATI, EDEBÎ KİŞİLİĞİ ve ROMANLARI" adıyla İzmir'de Zeynep Atasoy tarafından,
İkinci yüksek lisans tezi "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI, SANATI VE ESERLERİ" adıyla 2011 yılında Kırşehir'de,
Üçüncüsü de yine 2011'de "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI VE ESERLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA" adıyla Manisa'da yapıldı.
Tezlere tez.yok.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
7 Ocak 2016 Perşembe
BULGARİSTAN’DA TÜRK ÇOCUK EDEBİYATI (Doktora Tezi), DR. ATIF AKGÜN
“Bulgaristan’da Türk Çocuk Edebiyatı” adlı doktora çalışmamızda Bulgaristan
Türkleri tarafından
Tezin tamamına www.atifakgun.com adresinden ulaşabilirsiniz. |
Çalışmamızda I. Bölüm, tezimizin “Çocuk Edebiyatı” yönü ile ilgili konularını içeren alt başlıklarından oluşmaktadır. Bu bölümde öncelikle “Çocuk Edebiyatı” kavramı üzerinde durulmuştur. Çocuk Edebiyatı teorileri hakkında belli başlı çalışmalar göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmelerden sonra dünyanın önemli bölgelerinde Çocuk Edebiyatının gelişimi değerlendirilmiş; ardından “Bulgaristan’da gelişen Türk Çocuk Edebiyatı” tarihsel bir yaklaşımla ele alınarak; bu edebiyatın gelişim çizgilerindeki belirli özellikler hakkında tespitlere yer verilmiştir. Bulgaristan Türkleri Çocuk Edebiyatı tarihi, 1909-1944, 1944-1989 ve 1989-2012 yılları arası olmak üzere üç tarihi döneme ayrılmış; bu dönemlerde Çocuk Edebiyatı ürünlerinde görülen değişimler mukayeseli olarak değerlendirilmiştir. Çalışmamızın II. Bölüm’ünde Bulgaristan’da Türk Çocuk Edebiyatı alanında edebi yaratmalarını tespit ettiğimiz bütün edebi kişilikler tanıtılmaya çalışılmış, daha pek tanınmayan birçok edebi kişiliğin yanısıra, kendileri hakkında sınırlı bilgi bulunan 675 şair ve yazarlar ve eserleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Bu bölümde yer alan edebi kişilikler, çocuk edebiyatı eserlerinde görülen dil ve üslup özellikleri ile dönem şartları dikkate alınarak üç başlık altında toplanmıştır. Bu alt dönemlerden birincisinde, 1908-1944 yılları arasında Bulgaristan Türk Çocuk Edebiyatı’nın kurucu kuşağında yer alan 9 edebi kişiliğin çocuk edebiyatı faaliyetleri tanıtılmıştır. İkinci olarak, edebi kişilik bakımından en zengin dönem olan 1944-1989 yılları arasında tespit edilen 53 şahsiyetin çocuk edebiyatı
Yrd. Doç. Dr. Atıf Akgün Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi |
Osmanlı Sonrası Bulgaristan’da Kur'ân Çalışmaları, Alper Ahmedov
Osmanlı Sonrası Bulgaristan’da Kur'ân Çalışmaları isimli tezde, Bulgaristan’da 1878 yılından
Alper Ahmedov Kimdir?
günümüze kadar olan süreç içerisinde yapılan Kur'ân çalışmaları incelenmiştir. Çalışmada Bulgarca yapılan Kur'ân mealleri ve tefsir çalışmaları tanıtılmış, Kur'ân ve Kur'ân ilimleriyle alakalı kitap, dergi, makale, sempozyum bildirileri ve gazete yazıları formatında olan veriler ele alınarak tahlil edilmiştir. Kur'ân namına yapılan ilk çalışmaların İslâm dinini refüze etmeyi, Müslümanları kendi dinlerinde şüpheye düşürmeyi hedef edindikleri görülmektedir. Ülkede oryantalistler tarafından kaleme alınan çalışmalarda en çok İngiltere, Almanya ve Rusya oryantalizminden etkilenildiği görülmektedir.
Alper Ahmedov Kimdir?
Bulgaristan'ın Delirman bölgesinin Kubrat kasabasında doğdu. Rusçuk İmam-Hatip Lisesini bitirdikten sonra Ürdünde İlahiyat Fakültesinde okudu. 1,5 yıl Kubrat imamlığı yaptıktan sonra Türkiye Burslarını kazanarak İstanbul Üniversitesi Tefsir Kürsüsünde yüksek lisans öğrenimine başladı. Aralık 2015'te master tezini başarıyla savundu. Evli, Bulgarca ve Arapça bilmektedir.
3 Ocak 2016 Pazar
14 Aralık 2015 Pazartesi
Özgür olmadıkca (şiir)
Sen özgür olmadıkca ben rahat olamam,
Her an bende her dem düşümdesin!
Türkün, Pomağın, Tatarın, Çingenen,
Benim ümidim benim birlik hayalimsin!
Murad Hüdavendigarda olduğun saf gibi,
Semaya yükselen şehadet...secdeye inen baş gibi,
Bir olmak iri olmak diri olmak gerektir şimdi,
Dilde fikirde işte birlik gerektir şimdi!
Komşi! Sen düşmanım değilsin asla,
Bu mefküre kuru cihangirlik değil asla!
Adalet gerektir bu küçücük dünyaya,
Müslüman Türkün eli elyaktır buna.
Ekizcevi eğer görmek istersen o günü,
Az uyu çok çalış, koş, gayret et emi!
5 Aralık 2015 Cumartesi
Vakit geldi (şiir)
Vakit Geldi
Vakit geldi ey oğul
Uyan uyan
Seherdir
Güneşin doğuşu yakın
Dolaş Varnayı, Niğboluyu, Plevneyi
Duy at kişnemelerini nal seslerini
Anavatan anavatan deme, baba ocağı ata yadigarı de
Tuna, Vardar, Meriç akar gönlüne
İslamdır düsturumuz
Fetihtir ülkümüz
Sarı Saltuğ'un izinde
Kalpleri kazanmaktır yolumuz.
Ekizcevi
Vakit geldi ey oğul
Uyan uyan
Seherdir
Güneşin doğuşu yakın
Dolaş Varnayı, Niğboluyu, Plevneyi
Duy at kişnemelerini nal seslerini
Anavatan anavatan deme, baba ocağı ata yadigarı de
Tuna, Vardar, Meriç akar gönlüne
İslamdır düsturumuz
Fetihtir ülkümüz
Sarı Saltuğ'un izinde
Kalpleri kazanmaktır yolumuz.
Ekizcevi
Sefer (şiir)
Sefer
Sefer eyledik Divane ormana
Ahbab-u yaran ile tek nefes olmağa
Ervahimiz tevhid etti bir mefkurede
Şehadet rüzgarı daim esmeli bu beldede
Niyetler hayr olunca akıbet hayr olur
Musa-vü İbrahim-ü Ali İhsan üstadlar
Hikmetin ita kildilar eytam-ı ecdada
Anda sicillat-ü eşar muyesser oldu anlara
Sebeb-i kelamı kuzu ve ceviz ve aselden murad
Bilki ey zahid ne lezaiz-i sehevani ne taam-ı dünyevidir
Belki olsa olsa o
Dervişan-ı Rum-ilinin birbirine muhabbetidir
Ekizcevi
Sefer eyledik Divane ormana
Ahbab-u yaran ile tek nefes olmağa
Ervahimiz tevhid etti bir mefkurede
Şehadet rüzgarı daim esmeli bu beldede
Niyetler hayr olunca akıbet hayr olur
Musa-vü İbrahim-ü Ali İhsan üstadlar
Hikmetin ita kildilar eytam-ı ecdada
Anda sicillat-ü eşar muyesser oldu anlara
Sebeb-i kelamı kuzu ve ceviz ve aselden murad
Bilki ey zahid ne lezaiz-i sehevani ne taam-ı dünyevidir
Belki olsa olsa o
Dervişan-ı Rum-ilinin birbirine muhabbetidir
Ekizcevi
3 Aralık 2015 Perşembe
Radomir ile İlgili Notlar, Aydın Ayhan
Radomir ile İlgili Notlar
Radomir Kazası, Vidin Eyaleti Sofya Kaymakamlığı’na bağlıydı. 1695 de Köstendil Livası’na bağlı bir kaza merkezi olarak görülmekteydi.
Radomir halkı; hayvan(koyun, keçi, karasığır) ve ziraat(zahire, un, buğday(hınta), arpa, pirinç(erz), üzüm, tütün(duhan) ile meşgul olurdu. Tütün kaçakçıları ile Reji kolsuları arasında her zaman çatışmalar olurdu.
Radomir’de pek çok fırın orduya peksimet ve ekmek(nan-ı aziz) pişirirdi. Radomir dağlarındaki ormanlardan, ordu kışlaklarının ihtiyacı olan odun ve mangal kömürü temin edilirdi.
Arazisi bataklıktı. Pirinç(erz) ziraati gelişmişti. Pirinçler halk ihtiyacı dışında, depolanarak ordu ihtiyacı için kalelere, karakollara, kışlaklara gönderilirdi. Bataklıktan dolayı yazları halk yaylalara çıkardı.
Karasu Nehri, önemli balık yatağı idi. Burada tutulan balıklar, tuzlanarak pazarlara gönderilirdi.
1878 de kurulan telgrafhane ile merkeze bağlanmıştı.
1879 da demiryolu bağlantısı yapılarak, nakliyat kolaylaştırıldı.
Radomir halkı; hayvan(koyun, keçi, karasığır) ve ziraat(zahire, un, buğday(hınta), arpa, pirinç(erz), üzüm, tütün(duhan) ile meşgul olurdu. Tütün kaçakçıları ile Reji kolsuları arasında her zaman çatışmalar olurdu.
Radomir’de pek çok fırın orduya peksimet ve ekmek(nan-ı aziz) pişirirdi. Radomir dağlarındaki ormanlardan, ordu kışlaklarının ihtiyacı olan odun ve mangal kömürü temin edilirdi.
Arazisi bataklıktı. Pirinç(erz) ziraati gelişmişti. Pirinçler halk ihtiyacı dışında, depolanarak ordu ihtiyacı için kalelere, karakollara, kışlaklara gönderilirdi. Bataklıktan dolayı yazları halk yaylalara çıkardı.
Karasu Nehri, önemli balık yatağı idi. Burada tutulan balıklar, tuzlanarak pazarlara gönderilirdi.
1878 de kurulan telgrafhane ile merkeze bağlanmıştı.
1879 da demiryolu bağlantısı yapılarak, nakliyat kolaylaştırıldı.
Radomir mahalle ve camileri:
Pazar Mahallesi, Cami-i Cedid Mahallesi, Çarşıbaşı Mahallesi, Eski Mahalle, Bulgar Mahallesi, Hükümet Mahallesi
Fatih Sultan Mehmed Cami ve Vakıfları
Pazar Mahallesi, Cami-i Cedid Mahallesi, Çarşıbaşı Mahallesi, Eski Mahalle, Bulgar Mahallesi, Hükümet Mahallesi
Fatih Sultan Mehmed Cami ve Vakıfları
Radomir Yöneticileri:
Kadı Yusuf 1708
Kadı Mustafa 1714
Kadı Ahmed 1713
Kadı Ahmed 1725
Kadı Mehmed 1734
Ayan Aslan Bey 1792
Ayan Arnavud Abdullah Ağa 1796
Ayan Eşrefoğlu Hüseyin Ağa 1815
Ayan Osman Ağa 1815
Ayan Bilâl Ağa 1825
Kadı Zeynel 1829
Ayan Bilâl Ağa 1830
Müdür İdris Bey 1848
Müdür Hamid Bey 1849
Müdür Ramiz Efendi 1852
Müdür Ali Remzi Bey 1854
Müdür Feyzullah Efendi 1855
Müdür Esad Efendi 1855
Müdür Sadık Bey 1857
Müdür Mehmed Hulusi Efendi 1859(vekil)
Müdür Halil Efendi 1859
Müdür Murad Bey 1860
Müdür Abdullah Feyzi Bey 1861
Müdür Hafız Yunus Efendi 1865
Kaymakam Yasin Bey 1885 (1890 da vefat etti.)
Kadı Yusuf 1708
Kadı Mustafa 1714
Kadı Ahmed 1713
Kadı Ahmed 1725
Kadı Mehmed 1734
Ayan Aslan Bey 1792
Ayan Arnavud Abdullah Ağa 1796
Ayan Eşrefoğlu Hüseyin Ağa 1815
Ayan Osman Ağa 1815
Ayan Bilâl Ağa 1825
Kadı Zeynel 1829
Ayan Bilâl Ağa 1830
Müdür İdris Bey 1848
Müdür Hamid Bey 1849
Müdür Ramiz Efendi 1852
Müdür Ali Remzi Bey 1854
Müdür Feyzullah Efendi 1855
Müdür Esad Efendi 1855
Müdür Sadık Bey 1857
Müdür Mehmed Hulusi Efendi 1859(vekil)
Müdür Halil Efendi 1859
Müdür Murad Bey 1860
Müdür Abdullah Feyzi Bey 1861
Müdür Hafız Yunus Efendi 1865
Kaymakam Yasin Bey 1885 (1890 da vefat etti.)
Radomir’e bağlı kazalar ve köyler
Sereşnik Kazası ve köyleri
Krayiste Kazası ve köyleri
İznebol Kazası ve köyleri
Banşur, Belanice, Belova(Belve), Borlu, Çılne, Çoklova, Çukukça, Dere, Döykofça, Durgan, Ejder, Elhodol, Falaşne, Fek, Glogovice, Hararet, Harmelova, Islakofça, Istanyofça, Kalenovrak, Kaslak, Komaç, Körnelekofça, Levarka, Morine, Nakvan, Plavoda, Radibon, Raguta, Ravyor, Sadovik, Sekerne-i Zîr ve Bâlâ, Seliş, Serdendurgan, Sidladice, Sofuca, Verya, Zitoşe,
Sereşnik Kazası ve köyleri
Krayiste Kazası ve köyleri
İznebol Kazası ve köyleri
Banşur, Belanice, Belova(Belve), Borlu, Çılne, Çoklova, Çukukça, Dere, Döykofça, Durgan, Ejder, Elhodol, Falaşne, Fek, Glogovice, Hararet, Harmelova, Islakofça, Istanyofça, Kalenovrak, Kaslak, Komaç, Körnelekofça, Levarka, Morine, Nakvan, Plavoda, Radibon, Raguta, Ravyor, Sadovik, Sekerne-i Zîr ve Bâlâ, Seliş, Serdendurgan, Sidladice, Sofuca, Verya, Zitoşe,
30 Kasım 2015 Pazartesi
ŞUMNU MEDRESETÜN-NÜVVAB MÜDERRİSİ YUSUF ZİYAEDDİN EZHERİ'NİN EVİ, ONDAN KALAN HALI VE HAKKINDA YAZILAN BİR KİTAP
KARİNÂBÂD CAMİİ, SAAT KULESİ VE HAMAMI
29 Kasım 2015 Pazar
Şumnulu Medresetün-Nüvvab Mezunu Mustafa Çakır Efendi ile Tanışma
TARİH SİZİ UNUTMAZ: HOCAM HAZRET, NİYAZİ HÜSEYİN BAHTİYAR
ŞUMNU'DA TÜRK KÜLTÜRÜ, HİLMİ EMBİYEV
27 Kasım 2015 Cuma
Prevadi (Provadya) Tarihi ile İlgili Notlar, Aydın Ayhan
Prevadi (Provadya) Tarihi ile İlgili Notlar
Prevadi, Varna yakınlarında bir kasabadır. Varna Livası’na bağlı idi. Sonraları bir süre Silistre Livasına(Sancağına) bağlanmıştı.
Rumeli’deki önemli menzillerden birisi idi. Sultan 4.Murad döneminde sikke darb edilmiş, Osmanlı Devleti darb yerlerinden birisi idi.
“Kadı”lar İstanbul’dan seçilerek, sadece iki yıllığına bir yere tayin edilirdi. 1700 lü yılların ortalarına kadar, kadılar, bulundukları yerin adli sorumluğunun yanı sıra, asayişin korumasını sağlayan seferi durumlarda, çevre insanının askere gönderilmesi(eşmesi) ile de görevliydiler.
Kadılar, 1830 lara kadar da bulundukları yerin, tek hukuki mercii olmasının yanı sıra, belediye hizmetlerinin görülmesi, seferi durumlarda, “asker sürücüleri”ne yardımcı olurlardı.
Prevadi ile ilgili bir hüküm de 1569 tarihli Silistre Kanunnamesi içinde bulunuyordu.
1695 de Safa Giray Han zade Mehmed Giray Han’a Selatin-i Cengiziye’ye mensup olduğu için verilen salyane(yıllık) Prevadi cizyesinde tesviye edilirdi.
1704 de İnayet Giray Sultan’a da salyane olarak, Prevadi vergilerinden ita edilirdi.
Premadi Rüştiyesi’nin 1898-1899 ders yılında telebe sayısı:25
Rumeli’deki önemli menzillerden birisi idi. Sultan 4.Murad döneminde sikke darb edilmiş, Osmanlı Devleti darb yerlerinden birisi idi.
“Kadı”lar İstanbul’dan seçilerek, sadece iki yıllığına bir yere tayin edilirdi. 1700 lü yılların ortalarına kadar, kadılar, bulundukları yerin adli sorumluğunun yanı sıra, asayişin korumasını sağlayan seferi durumlarda, çevre insanının askere gönderilmesi(eşmesi) ile de görevliydiler.
Kadılar, 1830 lara kadar da bulundukları yerin, tek hukuki mercii olmasının yanı sıra, belediye hizmetlerinin görülmesi, seferi durumlarda, “asker sürücüleri”ne yardımcı olurlardı.
Prevadi ile ilgili bir hüküm de 1569 tarihli Silistre Kanunnamesi içinde bulunuyordu.
1695 de Safa Giray Han zade Mehmed Giray Han’a Selatin-i Cengiziye’ye mensup olduğu için verilen salyane(yıllık) Prevadi cizyesinde tesviye edilirdi.
1704 de İnayet Giray Sultan’a da salyane olarak, Prevadi vergilerinden ita edilirdi.
Premadi Rüştiyesi’nin 1898-1899 ders yılında telebe sayısı:25
Prevadi Yöneticileri:
Kadı Ahmed 1683
Memur Halil 1690
Kadı Mustafa 1693
Naib Ali 1711
Kadı Şerif Ahmed 1713
Naib Mahmud 1714
Kadı Recebzade Mehmed 1727
Kadı Şeyh Mehmed 1728
Ayan……………….
Ayan Çolakzade İbrahim Ağa 1806
Ayan Ali Ağa 1822
Ayan Hacı Mehmed Efendi 1827
Müdür Hacı Hüseyin Efendi 1850
Müdür Hacı Mehmed Emin 1852
Müdür Hasan Bey 1853
Müdür Aliş Ağa 1855
Müdür Hüseyin Bey 1856
Müdür Halil Ağa 1857
Müdür Tahir Efendi 1857
Müdür Abdüllatif Efendi 1860
Müdür Ali Bey 1861
Müdür Halil Kâmil Bey 1861
Müdür Muhsin Bey 1861
Müdür Emin Efendi 1863
Müdür ………
Müdür Hacı Mehmed 1892
Kaymakam Mustafa Hilmi Bey 1898
Kaymakam Hacı Mehmed Tevfik Bey 1904
Kadı Ahmed 1683
Memur Halil 1690
Kadı Mustafa 1693
Naib Ali 1711
Kadı Şerif Ahmed 1713
Naib Mahmud 1714
Kadı Recebzade Mehmed 1727
Kadı Şeyh Mehmed 1728
Ayan……………….
Ayan Çolakzade İbrahim Ağa 1806
Ayan Ali Ağa 1822
Ayan Hacı Mehmed Efendi 1827
Müdür Hacı Hüseyin Efendi 1850
Müdür Hacı Mehmed Emin 1852
Müdür Hasan Bey 1853
Müdür Aliş Ağa 1855
Müdür Hüseyin Bey 1856
Müdür Halil Ağa 1857
Müdür Tahir Efendi 1857
Müdür Abdüllatif Efendi 1860
Müdür Ali Bey 1861
Müdür Halil Kâmil Bey 1861
Müdür Muhsin Bey 1861
Müdür Emin Efendi 1863
Müdür ………
Müdür Hacı Mehmed 1892
Kaymakam Mustafa Hilmi Bey 1898
Kaymakam Hacı Mehmed Tevfik Bey 1904
Prevadi’de camiler, vakıflar
Sultan Selim Han Evkafı , Çoban Mehmed Bey Cami , Hacı Hüseyin Ağa Cami , Haremeyn-i Şerifeyn Evkafı , İsmail Çavuş Cami
Sultan Selim Han Evkafı , Çoban Mehmed Bey Cami , Hacı Hüseyin Ağa Cami , Haremeyn-i Şerifeyn Evkafı , İsmail Çavuş Cami
Prevadi Mahalleleri
Küçük Hacı Mahallesi, Köhne Hamam Mahallesi, İskender Mahallesi, Tekke Mahallesi, Kurtkasap Mahallesi, Orta Mahallesi, Cami Atik Mahallesi, Yenimahalle,
Küçük Hacı Mahallesi, Köhne Hamam Mahallesi, İskender Mahallesi, Tekke Mahallesi, Kurtkasap Mahallesi, Orta Mahallesi, Cami Atik Mahallesi, Yenimahalle,
Prevadi Köyleri
Abdürrezak, Ahî, Akıncı, Akyar, Arnavud-ı Müslim, Aslıbeyli, Avran, Ayazma, Azablar(Arablar), Belden, Berece, Beyli, Bulanık(Cağkarlı), Bükükçü Dere, Canlar, Cesteci, Çağlayık, Çalıklar, Çalımahalle, Çamurna, Çerkes, Çerkone, Çıldır, Damlalı, Dedepınar, Deli Musa, Demirhanlı, Derati, Derbend-i Cedid, Derbend-i Ustad,, Derbend-i İmdât, Destecibeyzabiti, Devreköy, Devne, Dizdar, Dizdar Müslim, Emir Gazi, Hasköy, Hirene ,Esedli, Fete, Gancova, Gereyun, Gevgili, Göçeri, Haçik, Hasköy, Hisarcık, İlyas Fakih, İrmeli, İznice, Kebeci, Karaağaç, Karacaot, Karaburun, Kara Köse, Kara Yusuf, Karyağdı, Kayardı(Kaya Ardı), Kazalık, Kemikçiler, Kızılcalar, Kopuzcu, Kozluca, Köpekli, Köprüköy, Kubbeardı, Kuruluca Tatar, Kuştepe, Kutlu Bey, Kutu, Malkoç, Manastır Yeniköyü, Mangaliya, Mirne, Murad Sofî, Nesih Paşa, Nenova, Orta, Oruç Gazi, Sarıyazır, , Satılmış, Sultanlar, Sindel, Söğütlü, Suluca Ali, Şeyhli, Taş Hisar, Teşte, Yassı Tepe, Yatkal, Yenice-i Karaağaç, Yenimahalle(Yenice Köy), Yunuspınar,
Baldır, Çayak, Çerkovna, Cizdar, Dereköy, Destici, Eski Arnavutlar, Fethiköy, Kadıköy, Kara Köse, Kiten, Komarevo, Krivnya, Ravna, Şeremet, Slaveykovo, Vencan,
Abdürrezak, Ahî, Akıncı, Akyar, Arnavud-ı Müslim, Aslıbeyli, Avran, Ayazma, Azablar(Arablar), Belden, Berece, Beyli, Bulanık(Cağkarlı), Bükükçü Dere, Canlar, Cesteci, Çağlayık, Çalıklar, Çalımahalle, Çamurna, Çerkes, Çerkone, Çıldır, Damlalı, Dedepınar, Deli Musa, Demirhanlı, Derati, Derbend-i Cedid, Derbend-i Ustad,, Derbend-i İmdât, Destecibeyzabiti, Devreköy, Devne, Dizdar, Dizdar Müslim, Emir Gazi, Hasköy, Hirene ,Esedli, Fete, Gancova, Gereyun, Gevgili, Göçeri, Haçik, Hasköy, Hisarcık, İlyas Fakih, İrmeli, İznice, Kebeci, Karaağaç, Karacaot, Karaburun, Kara Köse, Kara Yusuf, Karyağdı, Kayardı(Kaya Ardı), Kazalık, Kemikçiler, Kızılcalar, Kopuzcu, Kozluca, Köpekli, Köprüköy, Kubbeardı, Kuruluca Tatar, Kuştepe, Kutlu Bey, Kutu, Malkoç, Manastır Yeniköyü, Mangaliya, Mirne, Murad Sofî, Nesih Paşa, Nenova, Orta, Oruç Gazi, Sarıyazır, , Satılmış, Sultanlar, Sindel, Söğütlü, Suluca Ali, Şeyhli, Taş Hisar, Teşte, Yassı Tepe, Yatkal, Yenice-i Karaağaç, Yenimahalle(Yenice Köy), Yunuspınar,
Baldır, Çayak, Çerkovna, Cizdar, Dereköy, Destici, Eski Arnavutlar, Fethiköy, Kadıköy, Kara Köse, Kiten, Komarevo, Krivnya, Ravna, Şeremet, Slaveykovo, Vencan,
Plevne İle İlgili Notlar, Aydın Ayhan
Plevne İle İlgili Notlar
(“Rumeli’de ve Akdeniz Adalarında Türk Varlığı” isimli kitabımdan-Doğu Kütüphanesi yayını)
(“Rumeli’de ve Akdeniz Adalarında Türk Varlığı” isimli kitabımdan-Doğu Kütüphanesi yayını)
“Plevne” Rumeli Türk’ünün gurur kaynağı olmuştur hep. 93 Muharebesinde, buradaki Ordu’nun başında bulunan Gazi Osman Paşa’nın, kendilerinden kat kat üstün, Moskof sürüleri karşısında aylar süren savunması ve o savunmaya yakılan, artık bir marş gibi, bir hücum borusu gibi söylenen o:
Tuna Nehri akmam diyor,
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Osman Paşa
Plevne’den çıkmam diyor..
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Osman Paşa
Plevne’den çıkmam diyor..
Türküsü ile tanınmıştı. Rumeli Türklerinin bütün düğünlerinde, bayramlarında, efkârlı günlerinde, zulümler altında inlediği, o karanlık günlerde, yüreklere ferahlık veren, sevinç veren bir türkü olmuştu.
Plevne, Vidin Eyaleti’ne bağlı bir kaza idi. Ordu merkezlerinden birisi olduğu için, burada yerleşikliğe geçmiş Türkler (Evlâd-ı Fatihan) ordu için at(top çeken beygir) yetiştirirdi. Tahıl üretimi başlıca tarım şekli idi. Arpa, yulaf gibi hayvan yemliği ve buğday(un ve peksimet) başlıca ürünlerindendi. Ayrıca çevre dağlardaki ormanlardan odun kömürü elde edilirdi. Yaylak ve geniş otlaklarda ordu ihtiyacı için (mîrî) koyun yetiştirilir, bunların yapağıları, ihraç edilirdi. Plevne çevresinde bağcılık gelişmişti. Ordu için pekmez kaynatılırdı.
Plevne Pazarı cumartesi günleri kurulurdu. Yahudi esnaf dini inançları gereği ile cumartesi günleri dükkânlarını açmadıkları gibi, ticaret de yapmadıkları için, zarara uğradıklarından, Edirne Hahambaşılığı 1860 da, İstanbul’a Dahiliye Nezareti’ne baş vurarak, pazarı bir başka güne aldırmak istemişlerse de, diğer unsurlara da örnek teşkil eder gerekçesiyle kabul edilmemişti.
Plevne Rüştiyesi, halk tarafından 1871 de yaptırıldı
Plevne, Vidin Eyaleti’ne bağlı bir kaza idi. Ordu merkezlerinden birisi olduğu için, burada yerleşikliğe geçmiş Türkler (Evlâd-ı Fatihan) ordu için at(top çeken beygir) yetiştirirdi. Tahıl üretimi başlıca tarım şekli idi. Arpa, yulaf gibi hayvan yemliği ve buğday(un ve peksimet) başlıca ürünlerindendi. Ayrıca çevre dağlardaki ormanlardan odun kömürü elde edilirdi. Yaylak ve geniş otlaklarda ordu ihtiyacı için (mîrî) koyun yetiştirilir, bunların yapağıları, ihraç edilirdi. Plevne çevresinde bağcılık gelişmişti. Ordu için pekmez kaynatılırdı.
Plevne Pazarı cumartesi günleri kurulurdu. Yahudi esnaf dini inançları gereği ile cumartesi günleri dükkânlarını açmadıkları gibi, ticaret de yapmadıkları için, zarara uğradıklarından, Edirne Hahambaşılığı 1860 da, İstanbul’a Dahiliye Nezareti’ne baş vurarak, pazarı bir başka güne aldırmak istemişlerse de, diğer unsurlara da örnek teşkil eder gerekçesiyle kabul edilmemişti.
Plevne Rüştiyesi, halk tarafından 1871 de yaptırıldı
Plevne’de Cami, Mescid, Vakıflar
Gazi Mihal Bey zade Gazi Ali Bey Vakfı , Mehmed Ağa Cami , Sofu Mehmed Paşa Cami Vakfı , Koca Süleyman Bey Cami Vakfı , Kozyaka Evkafı , Cami-i Atik, Cami-i Cedit, Hanî Hatun Cami ve Zaviyesi Vakfı , Hatice Sultan Evkafı , Şehrî Hatun Cami, Aişe Sultan Evkafı , Abdürrahim Efendi Medresesi, Fatma Hanım Cami, Karaca Değirmen Evkafı , Taşköprü, Gazi Mihal Bey Türbesi, Hüseyin Ağa Cami
Gazi Mihal Bey zade Gazi Ali Bey Vakfı , Mehmed Ağa Cami , Sofu Mehmed Paşa Cami Vakfı , Koca Süleyman Bey Cami Vakfı , Kozyaka Evkafı , Cami-i Atik, Cami-i Cedit, Hanî Hatun Cami ve Zaviyesi Vakfı , Hatice Sultan Evkafı , Şehrî Hatun Cami, Aişe Sultan Evkafı , Abdürrahim Efendi Medresesi, Fatma Hanım Cami, Karaca Değirmen Evkafı , Taşköprü, Gazi Mihal Bey Türbesi, Hüseyin Ağa Cami
Plevne Yöneticileri:
Ayan Hacı Hafız oğlu Genç Mehmed Ağa 1790
Kadı Şakir Mahmud 1793
Ayan Abdülcelil 1803
Ayan Abdülhalil 1813
Naib Mahmud Selim 1826
Kaymakam Osman Bey 1832
Kaymakam Mustafa Paşa 1839
Kaymakam Sofyalızade Mustafa Ağa 1846
Müdür Genç Ağa 1868
Müdür Fazlı Ağa 1850
Müdür Ahmed Bey 1851
Müdür Süleyman Ağa 1851
Müdür Ahmed Efendi 1853
Müdür Mahmud Efendi 1854
Müdür Müftüzade Ali Rıza Efendi 1855
Müdür Celal Efendi 1858
Müdür Mehmed Şerif Ağa 1859
Müdür Tevfik Ağa 1859
Müdür İbrahim Edhem Efendi 1860
Müdür Latif Ağa 1861
Müdür Mahmud Bey 1862
Müdür İsmail Ağa 1862
Müdür Adem Ağa 1863
Müdür Mehmed Sıdkı Bey 1864
Kaymakam Necib Ağa 1873
Kaymakam İsmail Efendi 1877
Kaymakam Reşid Ağa 1877
Ayan Hacı Hafız oğlu Genç Mehmed Ağa 1790
Kadı Şakir Mahmud 1793
Ayan Abdülcelil 1803
Ayan Abdülhalil 1813
Naib Mahmud Selim 1826
Kaymakam Osman Bey 1832
Kaymakam Mustafa Paşa 1839
Kaymakam Sofyalızade Mustafa Ağa 1846
Müdür Genç Ağa 1868
Müdür Fazlı Ağa 1850
Müdür Ahmed Bey 1851
Müdür Süleyman Ağa 1851
Müdür Ahmed Efendi 1853
Müdür Mahmud Efendi 1854
Müdür Müftüzade Ali Rıza Efendi 1855
Müdür Celal Efendi 1858
Müdür Mehmed Şerif Ağa 1859
Müdür Tevfik Ağa 1859
Müdür İbrahim Edhem Efendi 1860
Müdür Latif Ağa 1861
Müdür Mahmud Bey 1862
Müdür İsmail Ağa 1862
Müdür Adem Ağa 1863
Müdür Mehmed Sıdkı Bey 1864
Kaymakam Necib Ağa 1873
Kaymakam İsmail Efendi 1877
Kaymakam Reşid Ağa 1877
Plevne Mahalleleri:
Arkarı Mahalle, Atik Gazi Mahallesi, Bekirağa Mahallesi, Gigen Mahalle, Karakadın Mahallesi, Sefer Katibi Mahallesi, Paşabahçesi Mahallesi, Piyalebaşı Mahallesi, Tekke Mahallesi, Derince Mahallesi, Beykos Mahallesi, Hatice Hanım Mahallesi, Hacı Burak Mahallesi, Yukarı Mahalle(Hıristiyan Mahallesi), Gazi Ali Bey Mahallesi, Sancaktar Mahallesi, Gigen Mahalle, Tekye Mahallesi, Yahudi Mahallesi
Arkarı Mahalle, Atik Gazi Mahallesi, Bekirağa Mahallesi, Gigen Mahalle, Karakadın Mahallesi, Sefer Katibi Mahallesi, Paşabahçesi Mahallesi, Piyalebaşı Mahallesi, Tekke Mahallesi, Derince Mahallesi, Beykos Mahallesi, Hatice Hanım Mahallesi, Hacı Burak Mahallesi, Yukarı Mahalle(Hıristiyan Mahallesi), Gazi Ali Bey Mahallesi, Sancaktar Mahallesi, Gigen Mahalle, Tekye Mahallesi, Yahudi Mahallesi
Plevne’ye bağlı Kasaba ve Köyler
Armutçuk, Aziziye, Balince, Bayguş, Baykal, Bekleş, Belişa, Berdilava, Berstovaç, Bukolve, Bukuluk, Bulut, Corno, Çavuşova, Çerikova(Çerko), Çeriunberk, Denbek-i Ulya, Derviş, Deşviçe, Devince, Deynik(Dinik), Edreş, Eskiköy, Evreşe, Gayronca, Gazi Ali Bey, Groviçe, Hacı Hasan, Hamizofça, Kahl, Kanada, Karaağaç, Karagoy, Kırlı, Korseviç, Lakoşin, Laskar(Laksor), Lekovit, Mağura, Mahalle, Maraş, Meydan(Medyun), Musalı, Metrebol-i Bâlâ, Mertebol-ı Zîr, Orşen, Ortaca, Ortaköy, Örenç, Pavradim, Pelişed, Perdilve, Pesrerova, Petrince(Petrin), Pezikoz, Radeveşve, Radomirce, Rahmanlar, Rako, Razumerce, Rikat, Rolyova, Rubçe, Sungurluk, Şamlı Hızır, Tatarcık, Tazin, Trisenik, Toçina, Todoriç, Uçendol, Vulçıtrın, Yeni köy
Armutçuk, Aziziye, Balince, Bayguş, Baykal, Bekleş, Belişa, Berdilava, Berstovaç, Bukolve, Bukuluk, Bulut, Corno, Çavuşova, Çerikova(Çerko), Çeriunberk, Denbek-i Ulya, Derviş, Deşviçe, Devince, Deynik(Dinik), Edreş, Eskiköy, Evreşe, Gayronca, Gazi Ali Bey, Groviçe, Hacı Hasan, Hamizofça, Kahl, Kanada, Karaağaç, Karagoy, Kırlı, Korseviç, Lakoşin, Laskar(Laksor), Lekovit, Mağura, Mahalle, Maraş, Meydan(Medyun), Musalı, Metrebol-i Bâlâ, Mertebol-ı Zîr, Orşen, Ortaca, Ortaköy, Örenç, Pavradim, Pelişed, Perdilve, Pesrerova, Petrince(Petrin), Pezikoz, Radeveşve, Radomirce, Rahmanlar, Rako, Razumerce, Rikat, Rolyova, Rubçe, Sungurluk, Şamlı Hızır, Tatarcık, Tazin, Trisenik, Toçina, Todoriç, Uçendol, Vulçıtrın, Yeni köy
Rumeli’de ve Plevne Çevresinde Eşkiyalar
Rumeli halkı, yüzyıllar boyu eşkıyalardan çok çekti. Özellikle 1786 -1804 yılları arasında devlet güvenlik güçleri ile, eşkıyalar arasında harbe varan olaylar yaşandı. Bu eşkıyalar, bazen şehirleri bile fethe çıkıyor, her yerde devlete kafa tutuyordu.
Rumeli’de şekavet edenler genellikle eski askerlerdi. Rumeli’de silah taşımak sadece askerlik görevi olan Türk ve Müslüman ahaliye, askerlere mahsustu. Bunun dışında voynuk ve mortolozlar da silah taşıyabilirdi. Halk silahlanamazdı. Halk arasında, silah kullanmasını sadece askerlik yapan Türkler ve Müslümanlar bilirler, bunlar zaman zaman talimlere çağırılır, seferlere iştirak ederlerdi.
Eşkıyalar da, bu silah kullanmasını çok iyi bilen, bu yüzden de kendilerine çok güvenen, güçlerinin farkında olup, soygun, yol kesme, ırza geçme, cinayet gibi kanunsuzluklara sapan, asi emekli veya eski askerler arasından çıkardı.
Bu eşkıyalar devleti çok uğraştırır, çoğu defa affa uğrar, devlet adına göreve alınır, bu kere de göreve alınan(çoğu kez rütbe verilen) eski asiler, diğer eşkıyaları ortadan kaldırmağa çalışırlardı. 1798 – 1810 yılları arasında Plevne ve çevresinde bulunan eşkıyaların önde gelenlerinin bazılarının isimleri şunlardır: Pasbanoğlu, Gavur İmam, Macar Ali, Abdülcam, Filibeli Kara Mustafa, Aslanoğlu, Celiloğlu İsmail, Koşanlı Halil, Manav İbrahim, Kara Feyzi, Cenkoğlu, Hacı Manav, Genç Ağa, Selvili Hasan, Çuhadaroğlu, Hocamat, Mano Küçük Ali, Kalkandelenli Sülo, Hasan Bayraktar, Rüştem ve 1876da da Meloş Ali
Bunların bir kısmı bu tarihler arasında bir süre Plevne’yi ele geçirmiş, devlet güçlerini uzuz süre uğraştırmıştı. Ele geçen eşkiyaların kafaları kesilir ve İstanbul’a gönderilirdi.
Rumeli halkı, yüzyıllar boyu eşkıyalardan çok çekti. Özellikle 1786 -1804 yılları arasında devlet güvenlik güçleri ile, eşkıyalar arasında harbe varan olaylar yaşandı. Bu eşkıyalar, bazen şehirleri bile fethe çıkıyor, her yerde devlete kafa tutuyordu.
Rumeli’de şekavet edenler genellikle eski askerlerdi. Rumeli’de silah taşımak sadece askerlik görevi olan Türk ve Müslüman ahaliye, askerlere mahsustu. Bunun dışında voynuk ve mortolozlar da silah taşıyabilirdi. Halk silahlanamazdı. Halk arasında, silah kullanmasını sadece askerlik yapan Türkler ve Müslümanlar bilirler, bunlar zaman zaman talimlere çağırılır, seferlere iştirak ederlerdi.
Eşkıyalar da, bu silah kullanmasını çok iyi bilen, bu yüzden de kendilerine çok güvenen, güçlerinin farkında olup, soygun, yol kesme, ırza geçme, cinayet gibi kanunsuzluklara sapan, asi emekli veya eski askerler arasından çıkardı.
Bu eşkıyalar devleti çok uğraştırır, çoğu defa affa uğrar, devlet adına göreve alınır, bu kere de göreve alınan(çoğu kez rütbe verilen) eski asiler, diğer eşkıyaları ortadan kaldırmağa çalışırlardı. 1798 – 1810 yılları arasında Plevne ve çevresinde bulunan eşkıyaların önde gelenlerinin bazılarının isimleri şunlardır: Pasbanoğlu, Gavur İmam, Macar Ali, Abdülcam, Filibeli Kara Mustafa, Aslanoğlu, Celiloğlu İsmail, Koşanlı Halil, Manav İbrahim, Kara Feyzi, Cenkoğlu, Hacı Manav, Genç Ağa, Selvili Hasan, Çuhadaroğlu, Hocamat, Mano Küçük Ali, Kalkandelenli Sülo, Hasan Bayraktar, Rüştem ve 1876da da Meloş Ali
Bunların bir kısmı bu tarihler arasında bir süre Plevne’yi ele geçirmiş, devlet güçlerini uzuz süre uğraştırmıştı. Ele geçen eşkiyaların kafaları kesilir ve İstanbul’a gönderilirdi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)