SOFYA’DA YAPILAN TERCÜME KONFERANSI
-İzlenimler-
Basri Zilabid Çalışkan
1990 yılından sonra
demokratik hayatın Bulgaristan’a da yavaş yavaş girmeye başlamasıyla İslami
kitaplar Bulgarcaya tercüme edilmeye başlandı. Bu faaliyet daha ziyade Pomak
müslümanlarının dini bilgi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelikti.
Zamanla Pomak gençlerin
bazısı Türkiye’ye bazısı da Arap memleketlerine ilahiyat eğitimi almaya
gittiler ve ülkelerine döndüler. Onlar da bu hayırlı işe katkıda bulunmak
arzusuyla kimi Arapça’dan kimi Türkçe’den Bulgarca’ya tercüme işine giriştiler.
Bunlardan bazısı halkın kullandığı dini dili/dini terminolojiyi yok
sayarcasına, Osmanlı zamanında yerleşen dini terminoloji yerine bazen mahza
Arapça kavramları bazen mahza Bulgarca tercümelerini kullanmaya başladılar.
Birinci duruma örnek olarak “abdest” yerine “udu” , ikinci duruma örnek olarak
ise rekât yerine “kolenopreklonenie” kelimelerini verebiliriz. Zamanla bu durum
her platformda konu edilmeye, İslami dini terminolojinin tercümesi ile ilgili
bir toplantının yapılması gerektiği dile getirilmeye başlandı. Prof.
Teofanov’un yaptığı Kur’an tercümesine yönelik eleştiriler sıklaştı.
Nihayet Sofya Yüksek
İslam Enstitüsüne bağlı İlmi Araştırmalar Merkezi kuruldu ve başına lisans ve
yüksek lisansını Ürdün’de doktorasını da İngiltere’de tamamlayan Dr. Arif
Abdullah getirildi.
İşte Dr. Arif Abdullah’ın
gayretleriyle merkez ilk önemli icraatını gerçekleştirdi. Sofya’da bir tercüme
konferansı ilanında bulundu. Ancak neredeyse konferans amacından farklı bir
yöne kaymışken[1]
öğrendiğimiz kadarıyla yapılan müdahaleler sonucu amacı gerçekleştirecek
tebliğcilerin katılımı temin edilmiş. Konferans tecrübeli Bulgar oryantalistler
tarafından ilgi görmüş buna mukabil genç Müslüman akademisyenlerden katılım
olmamıştı.
İlk kanaatimiz böyle bir
faaliyetin bir “çalıştay”a konu edilmesinin ve sadece Müslüman mütercimler
arasında tartışılmasının daha faydalı olacağı yönündeydi. Hatta ilk duyuruyu
gördüğümüzde tabiri caiz ise tepemiz atmış ve İlmi Araştırmalar Merkezi “hatalı
başlangıç” (falstart) mı yapıyor demiştik. Ancak Başüftülük’ten yapılan müdahaleden
sonra genç Müslüman akademisyenler de oldukça iyi hazırlanmış tebliğlerini
sunmuşlar ve Bulgar arabistler/oryantalistler nezdinde medeni bir şekilde
görüşlerini belirtmişlerdir. Bu toplantı Bulgar akademik çevrelerince genç
Müslüman akademisyenlerin hem bir lansmanı/takdimi hem de bir milat olmuştur. Üç
oturumdan oluşan sempozyumda ana hatlarıyla şunlar dile getirilmiştir:
1.
Dini terminolojinin birliği, Müslümanların birliğini sağlar. Aksi bir durum
Bulgaristan Müslümanlarının bölünmesine sebep olur. Bu sebeple Osmanlı
kültürüyle giren Arapça, Farsça ve Türkçe kaynaklı kelimeler muhafaza
edilmelidir. Bunların saf Bulgarca karşılığı zaten yoktur. Çünkü Bulgar dil ve
terminolojisi Ortodoks Hristiyan ruhun taşıyıcısıdır. Örneğin “Allah”, “Bog
veya Gospod” değildir, olamaz. “Oruç” ile “Post” aynı şey değildir.
2.
Bu düşünceye karşı oryantalistler tercümenin geniş kitlelerce anlaşılabilir
olması gerektiği ve bu sebeple hristiyan terimlerini kullanmanın kaçınılmaz
olduğu fikrini öne sürmüşlerdir.
3.
Transkripsiyon meselesi de doğal olarak gündeme geldi ve bu konuda da
Bulgar dili uzmanlarının bulunduğu bir toplantı yapılması lüzumu dile
getirildi. Bu konuda konuşan Bayan Rayjekova “Haled”in yanlış doğrusunun
“Halid” olması gerektiğini “Omar”ın yanlış “Umar”ın doğru olduğunu söyledi.
Evet, bunlar Arapça bakımından doğrudur. Ancak Bulgaristan Müslüman toplumu
açısından gerçekliğe zıttır. Arapça olan “Umar” Türkçe’de “Ömer” olmuş, Türkçe’den
Bulgarca geçince de Yumer (Юмер) olmuştur. Doğrusu da budur. Tercümede de olsa
tarihi yok sayamayız. Osmanlının dili ve kültüründen yoksun olan аrabistler yarım bin yılı yok saymaktadır. Kanaatimizce iyi bir Şarkıyatçı
elsine-i selaseyi (Arapça, Farsça, Türkçe) bilmelidir.
4.
Tercüme, konusu ve hedef kitlesi bakımından farklılık arz edebilir. Bir
romanla akademik bir eserin tercümesi aynı olmaz. Hedef kitle açısından
Müslüman veya gayri Müslim olmak yine tercümeyi etkileyecektir.
5.
Harfi tercüme, tercüme değildir. Eseri tercüme edilen müellif çok iyi
tanınmalı. Mütercim eserin ruhuna vakıf olmalı ve o ruhu çevirdiği dile
vermelidir.
6.
Bulgaristan Müslümanları tarihinde misyonerler tarafından yapılan Bulgarca
Kur’an Tercümesi ile Pomakları İslam’dan uzaklaştırma, Hristiyanlığa yaklaştırma
faaliyetleri de yapılmıştır. Bu da tercümenin stratejik hedefler için
kullanılabileceğini göstermektedir.
İSLAM
LİTERATÜRÜ’NÜN BULGARCAYA TERCÜMESİ SEMPOZYUMU
DÜZENLEYEN:
SOFYA YÜKSEK İSLAM ENSTİTÜSÜ İLMİ ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
SOFYA, 22 KASIM
2014, SOFYA ST. KLEMENT OHRİDSKİ ÜNİVERSİTESİ
Açılış konuşmaları: Dr. Mustafa Hacı, Bulgaristan Başmüftüsü ve YİE Rektörü
Prof. Tsvetan Teofanov, Sofya “St. K. Ohridski” Üniversitesi Klasik ve Yeni Filolojiler Fakültesi Dekanı,
Dr. Arif Abdullah, Sofya YİE İlmi Araştırmalar Merkezi Müdürü
Akademik Stefan Vodeniçarov, Bulgaristan Bilimler Akademisi Başkanı
BİRİNCİ OTURUM:
BAŞKAN PROF. STOYANKA KENDEROVA
Doç. Mariana
Malinova,
Arap uyanışı
döneminde Rifaa Rafi at-Tahtavi (1801-1873) ve tercüme konsepti
Dr. Arif Abdullah,
İslam
terminolojisini Bulgarcaya aktarmak: teolojik analiz
Dr. Velin Belev,
“Hal”den “kal”e
geçişe dair
İsmail Çauşev,
İslam
terminolojisini popüler formda açık ve anlaşılır kılma gayreti
İKİNCİ OTURUM: BAŞKAN DR. ARİF ABDULLAH
Doç. İbrahim Yalımov,
İslam dini lügatinde Osmanlı Türkçesi
terimlerin işlevi
Doç. Pavel Pavloviç,
Gramer ve mana yönüyle Kur’an’da “Kalala”
Kavramı (4: 12; 4: 176)
Murad Boşnak,
Bosna ve Makedonya’da kullanılan
islami kavramlar
Baş Asistan İvan Dülgerov,
Kur’anda “İkame” kavramı (doğruluk/düzgünlük ve hakkaniyet)
ÜÇÜNCÜ OTURUM:
BAŞKAN DOÇ. MARİANA MALİNOVA
Prof. Stoyanka Kenderova,
Osmanlı
kaynaklarında özel isimlerle yer adlarının transkripsiyonu meselesi
Veselina Rayjekova,
Arap
isimlerinin Bulgarcaya traskripsiyonu ve transliterasyonu: İbn Tufeyl’in “Hay
bin Yakzan”ı ve el-Cahız’ın “Cimrileri” ve buradaki gerçekliklerin tercümesi
Dr. Kadir Muhammed,
Kelama Giriş
(Yazar: B. Topaloğlu, Bulgarcaya tercüme eden Orlin Sıbev) kitabında İslami
ıstılahların tercüme sorunları
Dr. Ahmed Lütov,
Başmüftülük
yayınlarında kullanılan dini kavramlarla ilgili sorunlar
[1] Konferans ilan usulüyle
yapıldığından ve ilk yayınlanan katılımcı listesinde biri hariç geri kalan tümü
Bulgar oryantalistlerinden ibaretti ve konuları “tercüme” etrafında olmakla
birlikte maksadı temin edecek durumdan çok uzaktı. Bu durum aşağıda verilecek
tebliğler listesinden de görülebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder