27 Kasım 2014 Perşembe

SOFYA’DA YAPILAN TERCÜME KONFERANSI -İzlenimler-



SOFYA’DA YAPILAN TERCÜME KONFERANSI
-İzlenimler-
Basri Zilabid Çalışkan
1990 yılından sonra demokratik hayatın Bulgaristan’a da yavaş yavaş girmeye başlamasıyla İslami kitaplar Bulgarcaya tercüme edilmeye başlandı. Bu faaliyet daha ziyade Pomak müslümanlarının dini bilgi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelikti.
Zamanla Pomak gençlerin bazısı Türkiye’ye bazısı da Arap memleketlerine ilahiyat eğitimi almaya gittiler ve ülkelerine döndüler. Onlar da bu hayırlı işe katkıda bulunmak arzusuyla kimi Arapça’dan kimi Türkçe’den Bulgarca’ya tercüme işine giriştiler. Bunlardan bazısı halkın kullandığı dini dili/dini terminolojiyi yok sayarcasına, Osmanlı zamanında yerleşen dini terminoloji yerine bazen mahza Arapça kavramları bazen mahza Bulgarca tercümelerini kullanmaya başladılar. Birinci duruma örnek olarak “abdest” yerine “udu” , ikinci duruma örnek olarak ise rekât yerine “kolenopreklonenie” kelimelerini verebiliriz. Zamanla bu durum her platformda konu edilmeye, İslami dini terminolojinin tercümesi ile ilgili bir toplantının yapılması gerektiği dile getirilmeye başlandı. Prof. Teofanov’un yaptığı Kur’an tercümesine yönelik eleştiriler sıklaştı.
Nihayet Sofya Yüksek İslam Enstitüsüne bağlı İlmi Araştırmalar Merkezi kuruldu ve başına lisans ve yüksek lisansını Ürdün’de doktorasını da İngiltere’de tamamlayan Dr. Arif Abdullah getirildi.
İşte Dr. Arif Abdullah’ın gayretleriyle merkez ilk önemli icraatını gerçekleştirdi. Sofya’da bir tercüme konferansı ilanında bulundu. Ancak neredeyse konferans amacından farklı bir yöne kaymışken[1] öğrendiğimiz kadarıyla yapılan müdahaleler sonucu amacı gerçekleştirecek tebliğcilerin katılımı temin edilmiş. Konferans tecrübeli Bulgar oryantalistler tarafından ilgi görmüş buna mukabil genç Müslüman akademisyenlerden katılım olmamıştı.
İlk kanaatimiz böyle bir faaliyetin bir “çalıştay”a konu edilmesinin ve sadece Müslüman mütercimler arasında tartışılmasının daha faydalı olacağı yönündeydi. Hatta ilk duyuruyu gördüğümüzde tabiri caiz ise tepemiz atmış ve İlmi Araştırmalar Merkezi “hatalı başlangıç” (falstart) mı yapıyor demiştik. Ancak Başüftülük’ten yapılan müdahaleden sonra genç Müslüman akademisyenler de oldukça iyi hazırlanmış tebliğlerini sunmuşlar ve Bulgar arabistler/oryantalistler nezdinde medeni bir şekilde görüşlerini belirtmişlerdir. Bu toplantı Bulgar akademik çevrelerince genç Müslüman akademisyenlerin hem bir lansmanı/takdimi hem de bir milat olmuştur. Üç oturumdan oluşan sempozyumda ana hatlarıyla şunlar dile getirilmiştir:
1.       Dini terminolojinin birliği, Müslümanların birliğini sağlar. Aksi bir durum Bulgaristan Müslümanlarının bölünmesine sebep olur. Bu sebeple Osmanlı kültürüyle giren Arapça, Farsça ve Türkçe kaynaklı kelimeler muhafaza edilmelidir. Bunların saf Bulgarca karşılığı zaten yoktur. Çünkü Bulgar dil ve terminolojisi Ortodoks Hristiyan ruhun taşıyıcısıdır. Örneğin “Allah”, “Bog veya Gospod” değildir, olamaz. “Oruç” ile “Post” aynı şey değildir.
2.       Bu düşünceye karşı oryantalistler tercümenin geniş kitlelerce anlaşılabilir olması gerektiği ve bu sebeple hristiyan terimlerini kullanmanın kaçınılmaz olduğu fikrini öne sürmüşlerdir.
3.       Transkripsiyon meselesi de doğal olarak gündeme geldi ve bu konuda da Bulgar dili uzmanlarının bulunduğu bir toplantı yapılması lüzumu dile getirildi. Bu konuda konuşan Bayan Rayjekova “Haled”in yanlış doğrusunun “Halid” olması gerektiğini “Omar”ın yanlış “Umar”ın doğru olduğunu söyledi. Evet, bunlar Arapça bakımından doğrudur. Ancak Bulgaristan Müslüman toplumu açısından gerçekliğe zıttır. Arapça olan “Umar” Türkçe’de “Ömer” olmuş, Türkçe’den Bulgarca geçince de Yumer (Юмер) olmuştur. Doğrusu da budur. Tercümede de olsa tarihi yok sayamayız. Osmanlının dili ve kültüründen yoksun olan аrabistler yarım bin yılı yok saymaktadır. Kanaatimizce iyi bir Şarkıyatçı elsine-i selaseyi (Arapça, Farsça, Türkçe) bilmelidir.
4.       Tercüme, konusu ve hedef kitlesi bakımından farklılık arz edebilir. Bir romanla akademik bir eserin tercümesi aynı olmaz. Hedef kitle açısından Müslüman veya gayri Müslim olmak yine tercümeyi etkileyecektir.
5.       Harfi tercüme, tercüme değildir. Eseri tercüme edilen müellif çok iyi tanınmalı. Mütercim eserin ruhuna vakıf olmalı ve o ruhu çevirdiği dile vermelidir.
6.       Bulgaristan Müslümanları tarihinde misyonerler tarafından yapılan Bulgarca Kur’an Tercümesi ile Pomakları İslam’dan uzaklaştırma, Hristiyanlığa yaklaştırma faaliyetleri de yapılmıştır. Bu da tercümenin stratejik hedefler için kullanılabileceğini göstermektedir.

    İSLAM LİTERATÜRÜ’NÜN BULGARCAYA TERCÜMESİ SEMPOZYUMU
DÜZENLEYEN: SOFYA YÜKSEK İSLAM ENSTİTÜSÜ İLMİ ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
SOFYA, 22 KASIM 2014, SOFYA ST. KLEMENT OHRİDSKİ ÜNİVERSİTESİ

Sunucu: Dr. Emine Bayraktarova
Açılış konuşmaları: Dr. Mustafa Hacı, Bulgaristan Başmüftüsü ve YİE Rektörü
Prof. Tsvetan Teofanov, Sofya “St. K. Ohridski” Üniversitesi Klasik ve Yeni Filolojiler Fakültesi Dekanı,
Dr. Arif Abdullah, Sofya YİE  İlmi Araştırmalar Merkezi Müdürü
Akademik Stefan Vodeniçarov, Bulgaristan Bilimler Akademisi Başkanı

BİRİNCİ OTURUM: BAŞKAN PROF. STOYANKA KENDEROVA
 Doç. Mariana Malinova,
Arap uyanışı döneminde Rifaa Rafi at-Tahtavi (1801-1873) ve tercüme konsepti
Dr. Arif Abdullah,
İslam terminolojisini Bulgarcaya aktarmak: teolojik analiz
Dr. Velin Belev,
“Hal”den “kal”e geçişe dair
İsmail Çauşev,
İslam terminolojisini popüler formda açık ve anlaşılır kılma gayreti

İKİNCİ OTURUM: BAŞKAN DR. ARİF ABDULLAH
Doç. İbrahim Yalımov,
İslam dini lügatinde Osmanlı Türkçesi terimlerin işlevi
Doç. Pavel Pavloviç,
Gramer ve mana yönüyle Kur’an’da “Kalala” Kavramı (4: 12; 4: 176)
Murad Boşnak,
Bosna ve Makedonya’da kullanılan islami kavramlar
Baş Asistan İvan Dülgerov,
Kur’anda “İkame” kavramı (doğruluk/düzgünlük ve hakkaniyet)

ÜÇÜNCÜ OTURUM: BAŞKAN DOÇ. MARİANA MALİNOVA
Prof. Stoyanka Kenderova,
Osmanlı kaynaklarında özel isimlerle yer adlarının transkripsiyonu meselesi
Veselina Rayjekova,
Arap isimlerinin Bulgarcaya traskripsiyonu ve transliterasyonu: İbn Tufeyl’in “Hay bin Yakzan”ı ve el-Cahız’ın “Cimrileri” ve buradaki gerçekliklerin tercümesi
Dr. Kadir Muhammed,
Kelama Giriş (Yazar: B. Topaloğlu, Bulgarcaya tercüme eden Orlin Sıbev) kitabında İslami ıstılahların tercüme sorunları
Dr. Ahmed Lütov,
Başmüftülük yayınlarında kullanılan dini kavramlarla ilgili sorunlar



[1] Konferans ilan usulüyle yapıldığından ve ilk yayınlanan katılımcı listesinde biri hariç geri kalan tümü Bulgar oryantalistlerinden ibaretti ve konuları “tercüme” etrafında olmakla birlikte maksadı temin edecek durumdan çok uzaktı. Bu durum aşağıda verilecek tebliğler listesinden de görülebilir.



Hiç yorum yok: