SAMAKOV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SAMAKOV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ocak 2018 Pazartesi

БАЙРАКЛИ ДЖАМИЯ - САМООКОВ / SAMOKOV BAYRAKLI CAMİİ

БАЙРАКЛИ ДЖАМИЯ


През XIX в. силуетът на града се доминира от минаретата на четири големи джамии и осем малки, и от часовниковата кула, която чиято камбана биела по европейски. Другите значителни обществени постройки тогава били малко – градската баня, четирите църкви, хановете, Голямата чешма на площада в чаршията. Извън града били разположени огромните комплекси на видните и самоковите.

Единствената запазена джамия в Самоков днес е Байракли джамия,  наричана Али ефенди Джамия, също и Старата джамия или Джамията на Йокуша (възвишение), и се е намирала вътре в каре от магазини. От всички джамии само тя е с купол, който лежи върху тамбур  с 14 прозореца. Както личи на старите фотографии и пощенски картички, останалите 3 големи джамии били с четирискатни покриви с дървени конструкции, покрити с керемиди.

Утвърдило се е мнението, че тя е построена около 1845 г. по поръка на местния първенец Мехмед Хюсреф паша. По устни сведения била финансирана от неговите вуйчовци от с. Шишманово, откъдето била майката на пашата – българка, като благодарност за подарените им гори на Чамурлийската планина. След Освождението библиотеката с ценни ръкописи, основана от пашата, постъпва в новата Народна библиотека. Посветителният надпис на библиотеката върху мраморна плоча с арабски писмена на османотурски език се съхранява в музея.

Според арх. Никола Мушанов, ръководил реставрацията на тази джамия, това е една изцяло подновена джамия на мястото на по-стара, а именно на най-старата Ески джамия. В епохата на османската власт около джамията е имало и други сгради (кулие) като дюкяни, от чиито наеми се е издържала.

Джамията е в характерната за Балканите и Турция османска архитектура, изпълнена с местни строителни материали. Молитвената зала на джамията е четириъгълна постройка, с размери 14/14/14 м, с пристроено аркадно предверие и едно минаре на северозападнатастрана, до чийто балкон водят 54 спираловидни стъпала. Молитвената зала е увенчана с купол с 14 прозореца, а над аркадното предверие се намирало женското отделение харемлък.
Архитектурното решение на джамията е интересно и характерно за местните строителни традиции. Стените са от камък и тухла, а покривът – от дърво. Покривната конструкция и куполът се състоят от естествено криви греди, носени от леки кухи колони с щукатура. При реставрацията през 50-те и 60-те години на XX в. стенописите са свалени и тази дървена конструкция е подновена с нова греда по греда.

Самите стенописи са реставрирани само отчасти, като са почистени от наслоените пушеци от маслените лампи на полилеите. Реставрацията им е извършена от известния самоковски художник Георги (Джони) Белстойнев. При тези реставрационни работи са открити графити на хастара под стенописите: план на църква, подобна на тази в Рилския манастир, и на имената на трима майстори – Йован, Ристо и Косто. Дали това са майсторите-строители, или са зографите Йован Иконописец, Христо Йовевич и Коста Вальов? Можем обаче да приемем тезата на арх. Мушанов, че тримата известни представители на Самоковската художествена школа са работили заедно тук.

Стиловите характеристики на стенописната украса са типичните за Самоковската школа “перя” – гирлянди, букети, вази с цветя, драпирани платове, раковини. Четирите барокови композиции на полусводовете са нарисувани артистично, с размах. Цялото великолепие от багри избухва в слънцето на купола, което по необясними причини е било заличено и е открито едва при реставрацията. Същото се отнася и за пейзажа в молитвената ниша – михраба. Много различни интерпретации има и за Давидовата звезда или Соломонов печат, която организира центъра на купола, който символизира пътя към рая и небето. Такава звезда може да се види в много джамии.

След реставрацията през 50-60-те години на XX в. Джамията е отворена през август 1966 г. като музеен обект. Обявена  за паметник на културата от национално значение.

Текст: Невена Митрева

4 Şubat 2017 Cumartesi

AHMED EL-KEŞFİ EFENDİ ES-SAMAKOVİ

AHMED EL-KEŞFİ EFENDİ ES-SAMAKOVİ

Stoyanka Kenderova
Bulgarca’dan tercüme eden:
Basri Zilabid Çalışkan

17. yüzyılın sonlarından 18. yüzyılın ortalarına kadar, Balkanların meşhur madencilik merkezlerinden biri olan Samokov şehrinde Türkler arasında ilmiyle en fazla tanınan kişi Eş-Şeyh el-Hac Ahmed bin Ebu Bekr bin Muhammed bin Rizvan el-Keşfi es-Samakovî’dir (ö. 1160/1747). Ahmed el-Keşfi müellif, müstensih, kari, müfessir, şârih ve büyük bir vakıf kütüphanesinin kurucusu olarak şöhret bulmuştur.
Müellif olarak Ahmed el-Keşfi Efendi
Osmanlı idaresi altındaki Bulgaristan topraklarında yaşamış en velûd müelliflerden birisidir. Sofya “St. St. Cyril and Methodius” Ulusal Kütüphanesi Şarkiyat Bölümünde bulunan elyazması fonundan elde ettiğimiz bilgilere göre, Ahmed el-Keşfi’ye ait toplam on adet eser bulunmaktadır. Bu eserlerin ağırlıklı olarak hadis türünde olması muhakkak ki, müellifin Arap memleketlerindeki İslam âlimleriyle karşılaşmalarının bir neticesidir.  
Hicri 1120 yılı Ramazan ayında (Kasım-Aralık 1708) büyük ihtimalle Mekke’ye gitmekte olan Ahmed el-Keşfi, Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli kültür merkezlerinden biri ve âlimlerinin hadis ilimlerinde ihtisaslaştığı Şam’da olduğu görülür. Burada özellikle tasavvuf alanında meşhur bir müellif ve Selimiye Medresesi’nde müderris olan Abdulgani ibn İsmail en-Nabulusi eş-Şami ed-Dımeşki ile karşılaşır. Hadis ilminin önemi üzerine yaptıkları müzakereler neticesinde el-Keşfi’ye icazet verilir. Es-Suyuti’nin el-Camiu’s-Sagir’i ile birlikte hadisle alakalı diğer eserlerini okuma ve şerh etme yetkisini kendisine veren ve birbiriyle aynı iki sûret icazetnâme Abdulgani en-Nabulusi tarafından imzalanmıştır (NBKM, ОR 1037, L. IIb-IIIa и ОR 1618, L. 175b-176a).
İbrahim ibn Ahmed el-Hanefi el-Celveti’nin verdiği bir diğer icazetnameye göre Ahmed el-Keşfi, Kuzey Afrika’da en büyük sûfî tarikatı eş-Şazeliyye’nin kurucusu Şeyh Ebu’l-Hasan Ali eş-Şazeli’ye (Mağrib asıllı, ö. 656/1258 Yukarı Mısır) ait Hizbu’l-Bahr’ı kıraat etme hakkında sahiptir. (NBKM, OR2235, L. 102a)
El-Keşfi Efendi’nin dört hadis mecmuasının müellifi olduğu kesin, bununla birlikte daha iki tanesinin de onun tarafından derlendiğini varsayıyoruz. El-Mecmuatü’l-Latife ve’l-Ceridetü’l-Münife olarak adlandırılan OR 666 numaralı elyazması tefsir, fıkıh, coğrafya ve hadis gibi farklı konularda metinler içerir. Varak 1a’da müellif bu mecmuayı tamamladıktan sonra bir ikincisini, onu müteakip 1133/1720-1721 yılında da üçüncüsünü hazırladığını belirtir. Ehadis fi fadli’l-ilmi ve’ş-şerafu ehlihi isimli bir diğer mecmuada ise ilmin değeri ve şerefiyle ilgili rivayetleri toplamıştır. Bir diğer hadis mecmuası olan Ehadis muştemile ala’l-ezkar ve’d-duat ve’t-tesbihat’ta da hadislerde geçen farklı dualar bir araya getirilmiştir.
El-Keşfi Efendi sadece derleyici olarak kalmamış, bizatihi Peygambere salâvat getirmenin fazileti hakkında Erbeune hadisen fi fadli’s-salavati ale’n-nebi isimli eser de kaleme almıştır. 40 hadis edebiyatına alaka duyan müellif, Ali ibn Sultan el-Kari’nin Şerhu ehadis el-erbain el-kudsiyye ile Şerhu’l-erbain isimli eserlerini de şerh etmiştir.
Muhammed Pir Ali el-Birgivi’nin (ö. 981/1573) et-Tarikatü’l-Muhammediyye isimli eserine yazdığı iki şerh (uzun ve kısa) büyük bir şöhret kazanmış ve İslam literatürünü ihtiva eden birkaç bibliyografya kaynağına girmiştir. Eser, Kur’an ve hadislerden çıkarılmış imanla ilgili ibretli dersler ve nasihatleri içermekte, ayrıca toplum içinde güzel ahlak ve adab-ı muaşeret meselelerini konu edinmektedir.      
Müstensih olarak Ahmed el- Keşfi Efendi
Ahmed el-Keşfi Efendi toplam 101 cilt istinsah etmiştir. Bunlardan bazısı iki veya daha fazla eseri bir arada ihtiva eden mecmualardır. En erken tarihli istinsahı Abdullatif ibn Melek’e (ö. 1395) ait ve fıkıh ilminin temel meselelerini içeren Şerhu Menar’ul-Envar li’n-Nesefi isimli eserdir ve mart 1685 yılına dayanır (NBKM,OR 1584). Yüzyılın tam sonunda biten son istinsah (NBKM, OR 2023) Keşfi Efendi’nin Arap edebiyatının klasik döneminde yazılan büyük hadis külliyatına olan ilgi ve alakasına şahitlik eder. İbn Firişta’nın (ö. 854/1450) yazdığı Mesabihu’s-sunne’ye  (NBKM,OR 2023) yazılan şerhlerden biri dikkatini çekmiştir. Abdullah bin Mehmed’in 1033/1624 yılında yazdığı tasavvufla ilgili Semeratül-fuad isimli eserin istinsahının 29 Mart 1727 (NBKM, OR 2207) tarihinde bitmiş olması Keşfi Efendi’nin 42 yıl boyunca aktif bir müstensih olarak çalıştığını gösterir.
İstinsah ettiği eserlerin toplam sayısı büyük bir ihtimalle 170’den fazladır. Bu el emeği ürünlerin belirgin bir dini karakteri vardır. O, dine ait nasların ve İslam ilimlerinin hem daha hızlı benimsenmesi hem daha kalıcı olmaları için kitabın ehemmiyetini iyi idrak etmiş birisidir. Bu sebeple çağdaşlarının yazılı kelamla iletişime geçme ihtiyaçlarının karşılanmasını üzerine düşen bir mesuliyet olarak addetmektedir. El-Keşfi Efendi dikkatini tasavvuf (istinsah edilen on dört farklı eser), ilahiyat (on bir başlık), hadis (dokuz), tefsir (yedi) v.s. alanlarda temel bilgileri sunacak eserlere yönelterek bu ihtiyacı karşılamaya çalışmaktadır. El-Keşfi, İbrahim el-Halebi’nin Multeka’l-ebhur, Zeyneddin ibn’un-Necim’in el-Eşbah ve’n-nazair ve bunlara ait şerhler gibi İslam fıkhı ile ilgili meseleleri konu edinen, meşhur ve yaygın 26 eseri de istinsah eder. El-Feraid es-Siraciyye’ye ait iki farklı şerh ise miras konularını işlemektedir. Müstensihin ilgi ve alakası daha ziyade iyi derecede vakıf olduğu Arapça eserlere yöneliktir. Örneğin, İbrahim el-Halebî, Celaleddin es-Suyutî ve Ali ibn Sultan el-Kari’nin eserleri tercih edilenler arasındadır. Türkçe olarak yaptığı istinsahlar sayıca çok daha azdır, sadece birbirinden farklı dört cilt ile mecmualara dâhil edilen birkaç risaleden ibarettir. Ahmed el-Keşfi’nin Farsça bir istinsahına şimdilik ulaşabilmiş değiliz. 
İslam ilimlerinin farklı alanlarını göz önünde bulundurduğumuzda müstensih olarak verdiği ürünler şöyle bir resim ortaya koyar:
1.   Dini ilimler - 113 cilt birbirinden farklı eserler + 2 mecmua
2.   Felsefe, ahlak, münazara - 4 cilt birbirinden farklı eserler
3.   Dil bilim - 8 cilt birbirinden farklı eserler + 1 mecmua
4.   Tıbb-ı Nebevî - 2 cilt birbirinden farklı eserler
5.   Farklı konularda mecmualar - 4 cilt
6.   Tespit edilemeyen - 7
            Ahmed el-Keşfi’nin telifleri ve istinsahları Samokov halkı arasında hüsn-ü kabul görür. Bu eserler birçok defa istinsah edilmiş, aranmış ve şehir halkı tarafından okunmuştur.
Vakıf kütüphanesi kurucusu olarak el-Keşfi efendi
            Tutkulu bir kitap aşığı olan el-Keşfi Efendi 300 küsur cilt eserden oluşan bir vakıf kütüphanesi kurar. Daha sonra bu büyük Samokov vakıf kütüphanesinin bir parçası haline gelir. Vakıf akdi,  Waqqaftu hadā’l-kitāb talaban li-murdāt Allāhu Ta‘ālà standart cümlesi ile yapılmış ve bizzat kendi el yazısı ile kitapların üzerine yazılmıştır. Kitap sayfaları üzerinde sık rastlanılan diğer bir yazı da: Keşfi efendi merhumun kütüphanesindendir, notudur.
1272/1856 tarihli Haşiye el-İsam ale’t-Tasdikat’ın bir nüshası üzerinde Keşfi Efendi’nin kendi adına bir medresesinin olduğunu düşündüren bir not bulunmaktadır. Muhtemelen şahsi kütüphanesine ait kitaplar bu medrese bünyesinde bulunmakta iken daha sonra Samokov vakıf kütüphanesine intikal etmişlerdir. Beyzavî’nin Envaru’t-Tenzil (NBKM, OR 1475, L. 1a) tefsirinin istinsahını tashih ve karşılaştırmaları ile tefsir derslerini burada yapmış olması pek muhtemeldir.
Kütüphanesinde bulunan kitapların muhtevasından anlaşıldığına göre Keşfi Efendi dine çok sıkı bağlı olan bir kişidir. Kitapların çoğu fıkıh, hadis, tasavvuf ve tefsir ilimlerine aittir. Keşfi efendi tercihlerini Sahihu’l-Buhari ve ona ait bazı şerhlerden yana kullanır. es-Suyuti ve Ali el-Kari yine saygı gösterdiği ve tercih ettiği müelliflerdendir.  İbn-i Arabi, iki ciltlik El-Futuhatu’l-Mekkiyye’si ve bir ciltlik el-Vesaya’sı ile kütüphanesinde iyi bir şekilde temsil edilmektedir.  
Kitapların büyük çoğunluğu Arapçadır. El-Keşfi Efendi iyi vâkıf olduğu ve Arap ilim çevrelerinde kendini iyi ifade etme yeteneğine sahip olduğu bu dilden genelde istinsahlarını yapmıştır. Arapça yazılmış eserleri tahlil ve hatta elyazması metinleri mukayese etmesi onun bu konudaki yetkinliğini ispat etmektedir.  Kütüphanesinde Arap gramerine dair birçok başlığın bulunması ve bunların arasında özellikle el-Kifaye şerhlerinin merkezi bir yer tutması onun filoloji ve dil bilime olan alaka ve yetkinliğini göstermektedir. Kütüphanesindeki Türkçe eserler arasında Abdurrahim Efendi’nin Fetvaları, Nev’îzade Ataî’nin divanı ve bir Divan-ı Hafız Şerhi bulunmaktadır.
Tarih, coğrafya ve tıp ilimleri alaka duyduğu alanlar değildir. Felsefe, belagat ve tabakat kitapları ise oldukça azdır.



Bibliyografya:
āğğī alīfa. Kašf az-zunūn fī asāmi’l-kutub wa’l-funūn. Istanbul, 1941, p. 1112.

Al-Baġdādī, Ismā‘īl Bāšā. Hadiyat al-‘ārifīn. Asmā’ al-muallifīn wa-atār al-musannafīn Istanbul, 1951, Vol. I, p. 174.

Kahhāla, ‘Umar Ridā. Mu‘ğam al-muallifīn. Tarāgim musannafī’l-kutub al-‘arabiyya. Beirut, s.a., Vol. I, p. 178.

Kenderova, St., el-Keşfi efendi ot Samokov – edin metsen tvorets i daritel ot kraya na 17-ti parvata polovina na 18-ti vek. – V: Sadbata na musulmanskite obştnosti na Balkanite. c. VII. İstoriya na musulmanskata kultura po balgarskite zemi. İzsledvaniya. Sastav. İ otg. Red. R. Gradeva. S. IMIR, 2011, s. 72-99.

Kenderova, St., Knigi, biblioteki i çitatelski interesi sred samokovskite musulmani (17-ti parvata polovina na 18-ti vek) Sofya: “Natsionalna biblioteka” Sv. Sv. Kiril i Metodiy”, 2002, s. 90-106.
   
Kenderova, St., Avtori sred turskoto naselenie na Samokov i tehnite tvorçeski izyavi. – V: Osmanistikata. İstoriçeski otgovori za badeşteto. Sbornik po sluçay 75 godişninata na dots. Mariya Mihaylova-Mravkarova. Sofya, 2012, s. 30-41.

Kenderova, St. Catalogue of Arabic Manuscripts in SS Cyril and Methodius National Library, Sofia, Bulgaria: Hadith Sciences. Ed. by M. Isa Waley. London: Al-Furqan Islamic Heritage Foundation, 1995, 2, 35, 47, 59, 92, 121, 128, 140, 141, 153, 155, 157, 160, 178, 195, 207, 225, 230, 242.

Kenderova, St. Les livres musulmans. Centres de production dans les terres bulgares à l’époque ottomane. – Etudes balkaniques, Paris, 2009, N 16, р. 169-198.

Kenderova, St. Bibliothèques et livres musulmans dans les territoires balkaniques de l’Empire ottoman: Le cas de Samokov XVIIIe-première moitié du XIXe siècleл Thèse préparée en vue de doctorat en «Histoire et civilisations de l'Europe» presentée par Stoyanka Kenderova, dirigée par Paul Dumont. Strasbourg, 2000 ; publié Villeneuve dAscq: Presses Universitaires du Septentrion, 2002, p. 167-184, 332-340, 358-367.