26 Şubat 2009 Perşembe

BAŞMÜFTÜLÜK: İNŞAAT İZNİ KASITLI OLARAK GECİKTİRİLİYOR

Başmüftülüğün dün düzenlediği İslam Eğitim ve Kültür merkezi projesinin tanıtım toplantısında Başmüftü Mustafa Hacı Sofya Belediyesinin inşaat iznini kasıtlı olarak geciktirdiğini belirtti. Dilekçenin Kasım ayında verilmiş olmasına rağmen bugüne kadar henüz bir cevap verilmiş değil. Söz konusu projede yer alacak binaların şunlar olduğu açıklandı:
Sofya İslam Enstitüsünde okuyan ve bu merkezde çalışanlara hizmet edecek bir cami, Kütüphane, Yüksek İslam Enstitüsü binası, Erkek ve kız yurdu, Başmüftülük idari binası ve lojmanlar.
Bulgar gazetelerinden bazıları bu haberi şöyle aktardı:
Novinar Gazetesi: Müftülüğe göre belediye inşaat iznini geciktiriyor.
Trud Gazetesi: Müftü başkent belediyesinden şikayetçi.
Dnes.bg haber portalı: Camiye giden uzun yol.
Bulgaristan Türk Gençliği – BTG

18 Şubat 2009 Çarşamba

İSLAMİ EĞİTİM'E DESTEK HAFTASINDA 100 BİN LEVA TOPLANDI

Bulgaristan Başmüftülüğü, birkaç yıldan beri organize ettikleri İslami Eğitime Destek Haftasında toplanan yardım miktarının 100 783 leva olduğunu açıkladı.
Bu rakamın önceki yıl 40 000 leva olduğunu kaydeden basın bildirisi "Müslüman halkımızın İslami eğitime geçen yıla göre % 150 gibi bir artış göstererek yardım etmesi bizi onurlandırmıştır. Bu kampanyada görev alan Bölge müftülüklerine, Cemaat-i İslamiye encümenlerine ve yardımsever halkımıza çok teşekkür ediyoruz", denildi.

Kapmanya esnasında toplanan paraların harcanacağı yerler şunlar:
1-Yaz Kuran kursları, 2-Şumnu, Rusçuk ve Mestanlı'da bulunan İmam-hatip Liseleri, 3-Sofya'da bulunan Yüksek İslam Enstitüsü, 4-İlköğretim Devlet okullarında Seçmeli İslam Dini dersi için.

Bölge müftülüklerine göre toplanan yardım miktarları şöyle (leva olarak):
1-Aytos: 15647,95
2-Dobriç: 4542,05
3-Gotse Delçev: 10623,00
4-Haskovo: 4321,32
5-Kırcaali: 6590,65
6-Krumovgrad: 2298,75
7-Pazarcik: 4610,55
8-Pleven: 1320,00
9-Plovdiv: 3108,23
10-Razgrad: 5682,76
11-Ruse: 2026,87
12-Silistra: 4937,00
13-Smolyan: 17399,89
14-Sofya: 2829,60
15-Şumen: 8317,26
16-Tırgovişte: 6528,00
BTG

MÜSLÜMANLAR DERGİSİNİN ŞUBAT 2009 SAYISI ÇIKTI

İÇİNDEKİLER

- İsperih'in Yeni Camisi İçin İlk Kazma Vuruldu
- İmam-ı Azam Ebu Hanifenin oğluna vasiyeti
- İslâm Medeniyetinde Bir Arada Yaşamanın Dinî Temelleri
Prof. Dr. Mustafa ÇAĞRICI
- "Fatiha" Suresi'nde Namaza Dair İncelikler
Niyazi BEKİ
- Efendimizin (s.a.s.) 24 saati
Saffet SANCAKTAR

- Sadaka Taşları
Yrd. Doç. Dr. Hasan ÖZÖNDER
- Çin'e Seyahat
Prof. Dr. İhsan Süreyya SIRMA
- Geliyoruz! Sevinin! Biz İmam Hatipliyiz!
Özlem BELGİN
- Allah, Sevdiklerini İmtihana Çeker
Meryem SMİRNOVA

- Asıl Gayemiz Islâmın Ahlâki Boyutunu Anlatmak
Kırcaali Müftüsü ile Söyleşi BTG

15 Şubat 2009 Pazar

SOFYA'DA BAŞINIZA NELER GELEBİLİR-1

Son zamanlarda Bulgaristan'ın içinden ve Türkiye'den Sofya'ya okumak için veya çalışmak için gelenler oldukça arttı. Bu yazının yazarı da onlardan birisi. Sofya'yı tanımayanlara faydalı olur düşüncesiyle başkentteki hayatı ve bir insanın başına neler gelebilir, bunu anlatmak istiyorum.

Birincisi, Müslüman bir Türk olarak sabah namazına ezan sesi duymadan kalkarsınız, çünkü burası bir Hristiyan şehridir. Namazınızı kılar, kahvaltınızı yaparsınız. Ailenizle vedalaşıp apartmanın önüne park ettiğiniz arabanıza doğru yönelirsiniz. Araba anahtarınızı çıkarıp arabanızı açmaya yeltendiğnizde kapı kilidinin kırık olduğunu ve araba teybinin çalındığını görürsünüz.
- Gece hırsızlar arabanızın kilidini kırıp teybinizi ve içeride bulunan para edecek eşyanızı çalıp gitmişlerdir.
Allah kahretmesin dersiniz. Bir an düşündüktn sonra bunu polise bildirmeniz gerektiğini kendi kendinize söylersiniz. Ancak polise haber vermeden önce işyerini arayıp patronu olaydan haberdar ettikten sonra işe geç gelmek için izin istersiniz. 166 numaradan polisi ararsıznız. Polis size araba ile polis merkezine gelmenizi söyler. Polisler olay yerine gelmeye tenezzül etmezler. Polis merkezine gidersiniz, girişte bulunan görevliye olayı anlatırısınız. O da size sıranızı beklemeniz gerektiğini söyler. En az 20-30 dakika beklersin. Ayakta. Sonra sıran geldiğinde nöbetçi polisin yanına gidip olay hakkında bir açıklama yazarsın. Çalınan eşyalarını belirtirsin. Poliste sana şöyle der: 3 gün sonra gelip Resmi Tutanağını alacaksın. Şimdi almam mümkün değil mi diye sorarsın. Hayır, der. Çalıntı eşyalar olduğu için 3 gün sonra alacaksın Tutanağı, der. 3 gün sonra gidersin...
Efendim odalarda tamir yapılıyor, sizin evrakınız henüz hazır değil, cevabını alırsın.
Yarın, gelin derler.
Ertesi gün tekrar gidersin. Her defasında tabi işinden olursun. Patrondan izin almak kolay mı.
Polis merkezine gidersin...
- Kusura bakmayın ama resmi olarak 10 gün içinde bu Tutanağın verilmesi gerekir derler, yani evrak hazırlanmadığı için kanundaki 10 gün mühletine sığınırlar. En sonunda onuncu veya onbirinci günde polisten, arabanızın zorla açıldığı ve içeriden eşyaların çalındğına dair tutanağı almayı başarırsınız.
Buradan çıkarılacak ders şudur: Bulgaristan polisine güvenirsen güvendiğin dağlara kar yağar. Senin canın yanmış, arabanı kırmışlar, soymuşlar ama o polis bir tutanağı bile sana 10 günde veriyor.
Dönelim kaldığımız yere. Polise gittiğiniz ilk gün... Polisten çıktıktan sonra, arabanın kapısınız tamir ettirmek gerekiyor. Arabanızda full kasko olduğu için sigorta şirketine gidersiniz. Arabadaki hasarabakarlar ve tamiri onayladıktan sonra anlaşmalı çalıştıkları tamirciye sizi gönderirler. Anlaşmalı araba tamircisi sizi başkasına gönderir. Gidersiniz. Adam kırılmış anahtarlığa bakar ve şuan elimizde yok 2 gün sonra getirteceğiz o zaman gelin yaparız der. Böylece öğlene kadar hiçbir iş yapamadan işyerinize gidersiniz.
Öğle namazınızı kılarak biraz rahatlamaya çalışırsınız. Bu da gelir, bu da geçer dersiniz.
Öğlenden mesai bitiş saatine kadar çalışır gibi yaparsınız, çünkü kendinizi bir türlü işinize veremezsiniz.
Akşam saat 17:30 da Sofya otogarına bir akrabanız gelecek ve onu alacaksınız.
Otogarın önüne geldiğinizde saat tam 17:30 olmuştur. Şimdi arabayı otoparka koymayayım nasıl olsa 5 dakika içinde misafirimi karşılayıp gideceğiz diye düşünürsün ve arabanı park edilmesi yasak olan arka sokağa park edersin.
Arabandan uzaklaştıktan 2 dakika sonra trafik polisi gelir ve arabanı kaldırıp belediye otoparkına götürür. Gerçeken de 5 hadi diyelim 10 dakika içinde döndüğünde arabanın yerinde yeller esmektedir. Sokağın başında bulunan tabelada bulunan telefon numarasını arayıp arabanı hangi otoparka gönderdiklerini öğrenirsin. Otoparka vardığında 30 leva kaldırıp götürme cezası ödersin bir de polis, park edilmesi yasak olan yere park ettiğin için sana Akt yazar, yani ceza. Bu cezanın miktarı da Sofya'da 50 leva.
Arabanı alır misafrinle beraber evine gidersin. Evine giderken tabi ki, trafiğe takılırsın. Evinin önüne geldiğinde park yeri ararsın, bulursan kendini şanslı addedersin.
Evine vardığında başından geçenleri eşine ve aile efradına anlatırsın ve şöyle dersler çıkarırsın:
1. Araba sahibi iseniz, arabanın içinde çanta, elbise, araba teybinin paneli gibi hiç bir şekilde eşya bırakmayın. Çünkü hırsızlar geceleri dolaşıp araba içinde eşya olu olmadığına bakar ve onu çalırlar. Özellikle, boş bile olsa hiçbir şekilde çanta bırakılmaması gerekir.
2. Sofya içinde arabanzı mutlaka otoparka bırakınız. Merkezde özellikle otoparka bırakmazsanız çekiciler anında gelip arabanızı götüreceklerdir ve size 80 levaya mal olacaktır. Sofya'da 2 türlü otopark vardır: Birincisi, belediye otoparkları. Bunlara Sinya zona, derler. Bu otoparklar ucuzdur ve saati 1 (bir) levadır. İkinci çeşit toparklar özel olanlardır. Bunların saati de 2 ile 3 leva arasında değişir. Dolayısıyla 80 levadan olmamak için arabanızı mutlaka otoparka bırakın.
3. Sofya'da polis veya kim olursa olsun paranızı almak için hertürlü şeyi yapar, dolayısıyla gözünüzü dört açın.

Şimdilik bukadar. Devamı gelecek.

9 Şubat 2009 Pazartesi

SOFYA'YA YENİ CAMİ MESELESİ - EDİTÖRÜN YORUMU

YADA BİRİNCİ CAMİYİ NEZAMAN DİKMİŞTİK!
Haberleri takip edenler bilirler. Kasım ayında Başmüftü Mustafa Hacı efendi Sofya Belediye Başkanı Boyko Borisov ile inşası düşünülen İslam Eğitim Kültür ve Kongre Merkezi'nin projesinin belediyece daha hızlı bir şekilde onaylanması meselesini görüştü.20 dönümlük arazi içerisinde bir caminin yapılması da var. Bunu duyan Bulgar medyası şöyle haber yaptı: Sofya'ya ikinci cami dikiyorlar. Aşırı milliyetçi Ataka Partisi de mal bulmuş mağribi gibi bunun üzerine atladı ve Bulgar başkentini İslam şehrine benzetilmesine izin vermeyeceğiz diyerek ortalığı kızıştırdı.Şimdi, Ataka Atakalığını yapacak.
Ancak bizim açımızdan mesele nedir, nasıl izah etmek gerekir.Birincisi, meselenin din ve vicdan hürriyeti boyutu var.İkincisi psikolojik boyutu. Bulgaristan anayasası her vatandaşa istediği dine inanma ve yaşama hakkı tanır. Ancak bu hakkın kullanılma isteğine gelindiğinde yönetimde olmayan partiler veya çeşitli sivil toplum kuruluşları eliyle ve kamuoyu oluşturmak suretiyle bir takım zorluklar çıkarılmaktadır. İşte Sofya'ya inşası düşünülen camide olduğu gibi. Volen Siderov diyor ki, caminin yapılacağı semtte yaşayanlara bunun sorulması lazım. Referandum yapılması lazım. İlk bakışta mantıklı geliyor insana. Ama öyle değil. Din ve vicdan hürriyeti veya herhangi bir hak/özgürlük aslı itibarıyla vardır. Bazılarının isteyip istememesine bağlı değildir.Şuanki Banyabaşı camii cemaate yeterli gelmemektedir. İnsanlar cuma namazında dışarıda, kışın soğukta, yazın güneş altında ibadetlerini yapmaktadır. Dolayısıyla zaten yeni bir camiye ihtiyaç vardır. Velev ki, ihtiyaç olmasaydı ve Başmüftülüğün parası pulu olsaydı ve ben 1 değil de 5 cami yapmak istiyorum deseydi. Bunu da yapmaya hakkı olurdu anayasaya göre. Buna en güzel örnek Sofya merkezinde bulunan Katolik Kilisesidir. Gelen gideni nerdeyse yok gibidir ama Ortodoks Bulgaristanın merkezine Katolik kilisesi diktiler, Protestan (evangelist) kiliseleri hiç saymayalım.
Psikolojik boyut dediğim noktaya gelince. Yukarıda belirttiğim gibi, medya "Sofyaya ikinci cami dikiyorlar" haberini okuduğumda aklıma şöyle bir soru geldi:
Birinci camiyi nezaman dikmiştik.
Bulgaristan kurulalı 130 yıl olmuştu. Ve bu 130 yıl içinde Sofya'ya ikinci bir cami yapılmamıştı. Prenslik dönemi, Çarlık dönemi, Komunizm dönemi geçmiş Demokrasi döneminden de 20 yılı geride bırakmışız ama Bulgaristan Müslümanları veya Bulgaristan Türk toplumu kendi parası, kendi imkanıyla bir cami dikememişti Sofya'ya. Ceddimiz Osmanlı'dan Allah bin kere razı olsun, 15. asırda yaşamış Kadı Seyfullah Efendinin yaptırdığı camide toplanabiliyor ve ibadetlerimizi yerine getirebiliyoruz.
Kısacası, Malinova dolina semtinde inşası düşünülen cami bizim için birinci cami olacaktır. Müftülükte bu işle meşgul olan dostlarımız da meseleye bu açıdan bakmaları ve savunmaları gerektiğine inanıyorum. Kendilerine başarılar diliyorum.

8 Şubat 2009 Pazar

SOFYA'DA "KARA CAMİİ"

Kara cami'nin Sveti Sedmoçislenitsi Kilisesine dönüştürülmüş hali. (üstte)
Ressam Oberbauer tarafından Kara Camii resmi. (üstte)
1887 yılından Kara Camii fotografı.(altta)
KARA CAMİİ 1598 yılında Bosnalı Mehmet Paşa adında hayırsever bir zengin tarafından külliye olarak kurdurulmuştur. Bu cami Mimar Koca Sinan’ın Sofya’da en güzel eseridir.
Caminin "Kara" olarak adlandırılması minarelerinin siyah granit taştan yapılmış olması sebebiyle olduğu söylenir.
Bulgaristan kurulduktan sonra önce depo daha sonra hapishane olarak kullanılmış ve 1903 yılında minareleri yıkılarak kiliseye çevrilmiştir. Hemen yanında bulunan medrese de yıkılmış ve yerine bahçeye/oturma parkı yapılmıştır.


SOFYA'DA "ÇELEBİ CAMİİ"

ÇELEBİ CAMİİ hakkında henüz yazılı bir bilgiye rastlayamadık. Elimizde yalnız yukarıdaki resim bulunmaktadır. Ressam: Avusturyalı Joseph Oberbauer (1853-1926)

SOFYA'DA "SİYAVUŞPAŞA CAMİİ"

1580'li yıllarda Siyavuşpaşa camii olarak hizmet veren bina bugün (2009) Bulgar Ortodoks Kilisesine bağlı Sveta Sofya Kilisesi olarak hizmet vermektedir.
2. ve 3. resimler Siyavuşpaşa caminin son zamanlardaki harap halini göstermektedir.


Siyavus Paşa camii, Osmanlı döneminde kilise olan binanın camiye çevirilmiş halidir. 15. yüzyılın ortalarında meyana gelen depremde cami yıkılmış, ancak 16. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devletinin Sadrazamı Siyavuş Paşa tarafından tekrar inşa edilmiştir. Bulgarların iddiasna göre "1858 yılında Sofya'da deprem olmuş ve o esnada cami içinde bulunan hocanın 2 çocuğu ölmüş. Bundan sonra cami müslümlar tarafından terk edilmiş".

Bulgar isyanlarından ve Osmanlı Rus harbinden sonra, 1878 yıllında Bulgaristan’ın elden çıkmasıyla cami kiliseye dönüştürülmüş ve minaresi yıktırlımıştır.

Bina bugün (2009) Sveta Sofya Kilisesi olarak hizmet vermektedir.



SOFYA'DA "BÜYÜK CAMİİ"

Büyük Camiinin güncel resmi - 2009 (üstte)
Tarihi resim (altta)
Büyük Camii Bulgaristan'ın başkenti Sofya’da bulunur. Bu camiinin asıl adı Koca Mahmut Paşa Camii’dir. Fatih Sultan Mehmed'in sadrazamı (başbakanı) olan Mahmut Paşa tarafından yapımına başlanmış ve 1494 yılında bitmiştir.
Camii külliyesinde medrese, su sarnıcı ve çeşme bulunmaktadır. Caminin bulunduğu mahalleye halk arasında Büyük Camii mahallesi denilmekteymiş.
Osmanlı Rus savaşı 18771878 yıllarında camii hastaneye dönüştürülmüştür. Daha sonraki yıllarda camii kütüphane olarak kullanılmış ve 1892 yılından günümüze kadar da Sofya Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaktadır.

7 Şubat 2009 Cumartesi

Birinci Dünya Savaşından Posta Pulu



Ressam: Willy Stieborsky
Şahıslar: Vilhelm ІІ, Ferdinand, Mehmed V, Frantz Yosif
Yazı: Viribus - Unitis
Birinci Dünya Savaşı
Yayınladığı yer: Viyana
Posta pulu

Kaynak: Bulgar Milli Kütüphanesi, Dijital ortam

http://193.200.14.178/scripts/cgi/dwis.pl

2 Şubat 2009 Pazartesi

BAŞMÜFTÜLÜKTEN YENİ BİR KİTAP

Bulgaristan Başmüftülüğü Konya Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker'in İslama Göre Kadının Elbisesi adlı kitapçığını Bulgarca olarak neşretti. Kitabı edinmek isteyenler Bulgaristanda bulunan bölge müftülükleri, Başmüftülük veya www.hubavakniga.com adresine başvurarak edinebilirler. Meraklılara iyi okumalar...