SONUÇ KISMINDAN
Bulgaristan 10 Ağustos 1950 tarihli notasında Türkiye’nin üç ay içinde
250.000 Bulgaristan Türkünü göçmen olarak almasını talep etmiştir. Bu nota ile
başlayan karşılıklı notalar neticesinde Ağustos 1950’den Bulgaristan tarafından
göçün yasaklandığı Kasım 1951’e kadar toplam 154.393 Bulgaristan Türkü
212
Türkiye’ye göç etmiş, göç süresince Bulgaristan’dan gelen göçmenler çok kötü
uygulamalara maruz kalmışlardır. Bulgarlar, gayri yasal bir şekilde göçmenlerin
mallarını tasfiye etmesine fırsat vermemişlerdir. Göçmenler tamamen elleri boş ve
sefil bir şekilde Türkiye’ye gelmişlerdir.
Bulgaristan’dan gelen göçmenlerin iskân edilmesi iki aşamada yapılmıştır.
İlk aşama barınma aşaması sonra ise kesin olarak yerleştirilecekleri bölgeler olan
iskân aşamasıdır. Barınma aşamasında göçmenler sınırdan geçtikleri andan itibaren
misafirhanelere alınmışlardır. Edirne ve İstanbul’da misafirhaneler hazırlanmış ve
göçmenler buralara yerleştirilmişlerdir. Misafirhanelerde gerekli barınma ve sağlık
muayenesi gibi ihtiyaçları giderildikten sonra yerleştirilecekleri iller için çalışmalar
başlatılmıştır. Kasım 1950’deki Bakanlar Kurulu kararlarınca sanat, meslek, ziraatte
çalıştıkları alanlar ve yaşadıkları iklim şartlarına göre tasnifi yapılan göçmenlerin,
gönderilecekleri illerin valilerinin de bilgisi dahilinde olmak üzere, Türkiye’nin
çeşitli illerine sevk edilmiştir. Göçmenler gerek göçleri gerekse geçici iskânları
sırasında çeşitli sorunlarla karşılaşmışlardır. Devlet bu sorunları giderici tedbirler
almaya çalışmış, göçmenler için askerlik ve vergi muafiyetleri sağlamıştır.
1950-51 göçüyle göçmenler maddi varlıklarını Bulgaristan’da bırakmak
zorunda kalmış, hükümet göçmenlere destek vermiş ve iskân etmiştir. Göçmenlere
yardım amacıyla pek çok yerde yardım komiteleri kurulmuş ve göçmenler için
yardımlar toplanmaya başlanmıştır. Bir süre dağınık bir şekilde devam eden bu
çalışmalar başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın teşvikiyle Göçmen ve Mülteciler
Türkiye Yardım Birliği adı altında kurulan birlikle düzenli bir hale dönüşmüştür.
Göçmen ve Mülteciler Türkiye Yardım Birliği vasıtasıyla halkın göçmenlere yaptığı
nakdi ve ayni yardım önemli miktarlara ulaşmıştır.
Trakya, göçmenleri barındıran önemli merkezlerden birisi olmuştur. 1950-
51 göçünde de gerek Balkanlarla iklim şartlarının uygunluğu, gerekse Trakya’nın
stratejik konumu sebebiyle bölge yoğun iskân faaliyeti yapılmıştır. Edirne’ye 4665,
Kırklareli’ne 6952, Tekirdağ’a 7659 kişi olmak üzere toplamda 19.276 nüfus iskân
edilmiştir. Tez çalışmasında mekân konusunda sınırlama yapılmış Edirne, Kırklareli
ve Tekirdağ illerinde olan iskânlar incelenmiştir. Ayrıca hem köy hizmetleri
213
arşivinden yararlanması sebebiyle hem de 1950-1960 arasını kapsamasından dolayı
Cevat Geray’ın verilerini ölçüt olarak almıştır.
Göçmenlerin nüfusu, mesleği, muhtaç halde olup olmadığı vs. konularda
muhacir defterlerine kayıtlar tutulmuştur. Ayrıca iskân edilecek yerin nüfus
yoğunluğu ve kabul edeceği göçmenin ne kadar olacağı hakkında bilgi istenmiştir.
Bu kayıtlara göre il iskân planları hazırlanmıştır.
Devletin öncelikli hedefi, göçmenlerin barınabilmeleri için bir eve
yerleştirilmesi ve sonrasında göçmenlerin üretici duruma geçirilerek hem devlete yük
olmamaları, hem de hiçbir kimseye muhtaç olmadan kendi geçimlerini sağlaması
şeklinde olmuştur. Bu yüzden Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da ilçe ve köylerde
göçmen evleri yapılmış, çiftçi olan göçmenlere arazi, hayvan, tarım araç gereci,
tohumluk verilmiş, donatım ve çevirme kredisiyle üretime başlaması hayatını idame
ettirmesi sağlanmıştır. Ticaret ile uğraşanlar için dükkânlar açılmış ve ticari krediler
verilerek iş kurmalarına yardımcı olunmuştur.
Gelen ailelerin yerleşim ve işyeri için iki tip konut projesi hazırlanmış,
bunların inşaatına hemen başlanılarak çiftçi göçmenler için köylerde, yetişmiş işgücü
için de şehir ve kasabalarda konut üretilmiştir. Bunlar yapılırken devlet büyükleri,
vali, kaymakam, iskân memurları ve diğer görevliler Trakya’da inceleme gezileri
yaparak göçmenlerle görüşmüşler ve yapılanları denetlemişlerdir.
Türkiye Göçmen ve Mültecilere Yardım Birliği Edirne, Tekirdağ, Kırklareli
merkez ve ilçelerinde şubeler açmış bu şekilde hem halkın katılımı sağlanmış, hem
de yapılan yardımlar birlik aracılılığıyla göçmenlere ulaştırılmıştır.
Göçmenlerin sağlık sorunları karşısında hastaneler yeterli gelmediği için yeni
hastaneler açılmıştır. Sağlık taramaları yapılarak salgın hastalık yayılmaması için
tedbir alınmıştır. Bu görevleri üstlenen Kızılay, göçmenlerin misafirhaneye
gelmelerinden iskân yerine kadar iaşe, giyecek, sağlık gibi her türlü yardımda
bulunmuş, ayrıca göçmenlere yapılan yardımlar için aracılık görevi üstlenmiştir.
214
Trakya’ya göçmenlerin yerleştirilmesinin gelmesi sosyal, ekonomik,
demografik etkileri olmuştur. Göçmenlerle birlikte bölgenin nüfus yoğunluğu
artmıştır. Göçmenlerin büyük oranda tarımla uğraşmaları, toprakların daha verimli
hale gelmesini sağlamıştır. Ayrıca kısa zamanda üretici duruma geçmeleri ekonomiyi
canlandırmıştır.
Türkiye bu göçe hazırlıksız yakalanması sebebiyle bütçe olarak yetemeyeceği
sıkıntıya girmiştir. Bu konuda Kızılay, Göçmen ve Mültecilere Türkiye Yardım
Birliği ve yabancı ülkelerin yardımları olmuştur. Ancak Türkiye hem halkın
yardımları hem çeşitli kurumların yardımlarıyla bu göçmenlerin iskanının üstesinden
gelmiştir.