Makale için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız: |
Osmanlı torunu Evlad-ı Fatihanlar... Geçmişi bilerek onu unutmadan, geleceğe kanat açanlar... Biz bize benzeriz ve özgün olma iddiasındayız. Kuruluş: Sofya 26 Mart 2008, Halen yayın: İstanbul
Şumnu'dan Diyarbakır'a PALAS PANDIRAS Bir göçün anıları Yazan: Sait ARKAN Yayın Tarihi: 22.09.2021 Sayfa Sayısı:148 İkindi vakti gelen kitabı yatsı itibariyle bir solukta okuyup bitirdim. Gerçekten bir aile öyküsü. Ama ne acılar.. çok samimi yazıldığı her kelimesinden belli. Yazar derli toplu 150 sayfada anlatmak istediğini sıkmadan aktarmış. Bu kitaptan özellikle 1930'lu yıllardaki göçleri anlamak mümkün. 1989'da yaşadıklarımızla kıyaslayınca bizimkisi gözümde çok küçüldü. BZÇ, BTG-Editörü |
Başlık: Vakıfite v Bılgariya Dili: Bulgarca Yayınlayan: Sofya Sv. Kliment Ohridski Üniversitesi, 2021 Sayfa: 470 İçindekiler kısmının tercümesi aşağıda sunulmuştur. |
Kırcaali Almalı dere (Bulgarca Buk) Köyü Cami kitabesi
Hâzihî cennâtü adnin fedhulûha hâlidîn
Yâ Müfettiha'l-ebvâb iftal lenâ hayra'l-bâb
Bu cami-i şerifi binâ eden el-Hac Ali Alemdar (?) bin Mahmud
Cennet-i âlâda makamın yüce eyleye ol ganî mabûd
Sene 1226 (Miladi 1811/1812)
Okuyan: Basri Zilabid Çalışkan
Foto: Suray Mustafa
Foto: Suray Mustafa
Bulgaristan Kırcaali ili Koşukavak ilçesi Seyyitler Camii Kitabesi
Bâni-i aslisi işbu camii etti bina
Lîk çokdan olduğundan pek harap olmuş idi
Şimdi Seyyidler cemaati rıza-yı Hak içün
Cümle gayret idüp tamir ve teşyid eyledi
Beş vakit ezan okunup hem kılındıkça namaz
Tamir edenlere nazil ola feyz-i ebedi
Sa’yilerin meşkur idüb Hak mağfur ide zenblerin
Çünki bunda her birisi can feda olsun dedi
Söyle Fevzî lafızla tarihi herkes anlasın
Bin iki yüz yetmiş altı senesi yaptı
(Miladi 1859/1860)
Okuyan: Basri Zilabid Çalışkan, BTG Editörü
Kitap Adı: „KRISZTUSÉRT JÁRVÁN KÖVETSÉGBEN“ (Çevisi: İsa Misyonunda)
Hét év a minárék tövében. (Çeviri: Minarenin dibinde yedi yıl)
Pécel, 2006
Bulgarca çeviri künyesi:
Yazar adı: Layoş Döbröşi
Kitap adı: MİSİYATA
na edin ungarets
na bılgarska zemya
Çevirisi: Bir Macar'ın Bulgar topraklarındaki misyonu
Tercüme: Stefka Hrusanova
Derleyen, İlmi Redaktör, Önsöz: Doç. Dr. Veneta Yankova
Arka yayınevi, Sofya 2018
İÇİNDEKİLER
1930'larda Şumnu ve Deliorman'da Layoş Döbryöşi'nin "Türk Misyonu" / 7
Macar baskısına önsöz / 21
Layoş Döbröşi (1906–1992) / 29
Türk misyonunun tarihi / 50
Layos Döbröşi'nin Editörümüze Mektubu / 64
Bayan Layoş Döbröşi'den Editörümüze Mektup / 67
Reformist Misyoner Papaz Layos Dröbröşi'nin Mektup / 69
[Şövalye Dr. Sandor Chia:] Bulgaristan Türkleri Arasında / 73
Layoş Döbröşi'den dergimizin okuyucularına bir mektup / 89
Dergimizin okuyucularına Layoş Döbröşi'nin Mektubu / 97
Bulgaristan Türkleri arasında misyoner olan Layoş Döbröşi'nin Mayıs [1931] aylık raporu / 100
Layoş Döbröşi'nin son mektubu / 121
Layoş Döbröşi'nin gezici sekreterimize [Istvan Morvai] mektup / 126
1933
Ramazan ayı / 133
Bir Türk hocanın evine ziyaret / 137
Kurban / 140
Türk misyonumuzdan görüntüler / 143
Günahkarlar ve fanatikler arasında / 146
Varna'daki Tatiller / 152
Ali Usta, kör müezzin ve terzi çırağı
Müslüman defin ve cenaze gelenekleri / 161
Istvan Morvai: Türk Kardeşler Arasında / 168
Deliorman'a misyoner gezisi / 172
Günlükten alıntı / 177
Türkler, Bulgarlar ve Macarlar Arasında / 189
Muhabbet / 194
1935
Türkler, Bulgarlar ve Çingeneler Arasında Bir Hafta / 198
Baba Kondu / 201
Panayır / 208
1936
Türk şekercisinin mesajı / 211
Kızılbaşlar / 215
Varna / 219
Karalar / 222
Türk düğünü / 227
Pomaklar / 230
Hacı ağa / 234
Bibliyografya / 238
Kitabın Macarca orijinal kapağı |
Dil: Türkçe Yazar: Mehmet Arslan Cumalı Yayın Bilgileri: İzmir : AjanSay, 2002. Fiziksel Tanımlama: 72 s. ; 20 cm. |
ISBNp: 9756766751
Dil: Türkçe
Yazar: Arslan-Cumalı, Mehmet
Yayın Bilgileri: Tekirdağ : Ay Yayınları, 2005.
2. Hakkı İsmail Paşa-yı ferik
me’mûr (?) – Mazhar-ı ecr-i hadis-i Mustafa-yı “men benâ”
3. Himmet-i bâlâ yerini mescidi
imar eyledi - Eylesin ehl-i cemaat namına hayır dua
4. Nûriyâ tarih-i te’sîs dedi hâtif
bana
5.Şed …… dergah-ı kerem mescit nûr bina
Bulgaristan Türklerinin Asırlık Çınarı, Mümtaz Münevveri ve Dava Adamı:
OSMAN KILIÇ HOCA (1920-2021)
Yazan: Vedat S. Ahmed
Bulgaristan Yüksek İslam Şurası Başkanı
www.halhaber.blogspot.com
Asıl adı Osman Hüseyinov Saliev olan Osman Kılıç, 4 Mayıs 1920 tarihinde Kemallar (İsperih) kazasının Kılıç (Nojarevo) köyünde doğmuştur. Köyüne nisbeten Kılıç soyadını alan Osman Salih, ilk okulu köyünde, Türk rüşdiyesini (ortaokulu) ise Kemallar ile Razgrad kasabalarında bitirdikten sonra Şumnu’daki Nüvvâb Medresesine kaydolmuştur. 1939-1940 eğitim yılında Nüvvâb okulunun Tâlî (Lise) Kısmından mezun olup diploma almıştır.
Başmüftülük, Nüvvâb’ın en iyi, akıllı, calışkan ve atılgan oğrencilerinden
biri olan Osman Kılıç’ı Sofya Üniversitesinin Dil, Tarih ve Edebiyat
Fakültesine yazdırmak için çok gayret sarf etmiş, uzun yazışmalar yapmıştır.
Ancak İkinci Dünya Savaşı yıllarında Bulgar üniversitelerine Türk almadıkları,
ayrıca Nüvvâb okulu Bulgar liselerine tam anlamıyla denk kabul edilmediği için
Osman Kılıç üniversiteye kaydolamamıştır. O yüzden tekrar Nüvvâb’a dönerek
okulun Âlî (Yüksek) Kısmında okumaya başlamıştır. Oradan 1943 yılında mezun
olmuş ve hemen Şumnu’nun Kılâk Türk mahallesinde bulunan özel Türk ilkokuluna
öğretmen olarak atanmıştır. Ertesi ders yılında ise Şumnu Türk rüşdiye
mektebine öğretmen olarak geçmiştir. Oradan da yine Şumnu’daki Medrese-i
Aliyeye öğretmen olarak görevlendirilmiştir.
Medrese-i Aliyede talebe okuturken Nüvvâb Medresesinde de ders vermeye
başlamış ve 1946 yılında Nüvvâb’ın kadrolu öğretmenleri arasına katılmıştır.
Bu arada Bulgaristan’ın ilk Başmüftüsü, âlim ve fâzıl Şumnulu Hocazâde
Mehmed Muhyiddin Efendi’nin kızının kızı Nezihe Hanım ile evlenmiş ve bu
evliliklerinden Mübeccel adında bir kızları dünyaya gelmiştir.
Okulda İslâm tarihi dersleri okutan Osman Kılıç, meslektaşları arasında en
genç olması ve öğrencilerle çok yakından ilgilenmesiyle temayüz etmiştir.
Ayrıca çok güçlü hitabeti onu her zaman ön plânda tutmuştur. O dönemdeki
hocaların pek fazla Bulgarca bilmemelerine rağmen, Osman Kılıç Bulgarcayı da
çok güzel konuşan ve devrin en üst düzey yöneticilerine tercümanlık yapan biri
olmuştur. Hatta Deliorman halkına hitaben bir konuşma yapan dönemin Devlet
Başkanı Vasil Kolarov’un da tercümanlığını yapmış ve büyük bir beğeni
kazanmıştır.
Ancak 14 Nisan 1948 tarihinde beş öğrencisiyle tutuklanarak Türkiye lehine
“casusluk” suçuyla itham edilen Osman Kılıç’a idam cezası verilmiştir. Birçok
işkencelere maruz bırakılarak günlerce, aylarca her gece idamının infazını
bekleyen Osman Kılıç’ın cezası önce müebbede değiştirilmiş, daha sonra da 20
yıla indirilmiştir. Şumnu, Varna, Belene, Persin ve Plevne hapisane ve
kamplarında büyük işkencelere maruz bırakılarak verilen cezayı çeken Osman
Kılıç, çalışma ve aflar sonucunda 15 yıl mahkûmiyetten sonra 7 Temmuz 1962
tarihinde serbest bırakılmıştır.
Mahkûmiyeti esnasında Bulgaristan Türkleri büyük bir göç yaşadığı 1950-1951
yıllarında eşi ve biricik kızı Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu
yüzden Osman Kılıç Hoca, mahkûmiyetinin sona ermesinden sonra da uğruna
mücadele verdiği Müslüman-Türk kimliği ciddî bir asimilasyona uğratıldığı için
özgürlüğünün tadını alamamıştır. Ocak 1965 yılında Türkiye’ye göç edene kadar
bir “açık hava hapishanesi”nde yaşamıştır.
Büyük zorluklar sonucu Türkiye devletinin desteğiyle 1965 yılında
Türkiye’ye göç etmiştir. Anavatana vardıktan sonra bir yaşında ayrıldığı kızını
20 yaşında bir öğretmen olarak bulmuştur. Orada TRT ve Dışişleri Bakanlığında görev
yapmış, devletler arası en üst düzeyde tercümanlık, hatta komünist dictator
Todor Jivkov’a bile yeri geldiğinde ustaca tercümanlık yapmıştır. Türkiye’deki
resmî görevleri dışında Bulgaristan göçmenlerinin teşkilâtlanma çalışmalarına
da büyük katkıları olmuştur.
46 yıl aradan sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün heyetinde 2011
yılında Bulgaristan’ı ziyaret eden Osman Kılıç, vefat ettiği 17 Haziran 2021
tarihine kadar Ankara’da yaşamış, birbirinden değerli eserler kaleme almış ve
son demlerine kadar Müslüman Türk dünyasının dertleriyle dertlenmiş, hassaten
Bılgaristan Türklerinin kimliğinin korunması hususunda her fırsatta hakimane
fikirleriyle yol gösterici olmuştur.
Bütün çilelerine rağmen asırlık çınar gibi dimdik ayakta duran Osman Kılıç
Hoca, çektiği acılarını ve Bulgaristan Türklerinin kaderini “Kader Kurbanı”
adlı eserinde anlatmıştır. Onun diplomatik tecrübesini ve engin İslâmî
bilgilerini ortaya koyan “İslâmda Sevgi”, “Damlalar”, “İslâmın İntişarı”, “46
Yıl Sonra Bulgaristan’da : Kutsal Topraklarda Bir ay” adlı kitaplarının yanı
sıra farklı dergi ve gazetelerde neşredilen birbirinden değerli Bulgaristan
Türkleri ile ilgili yazılarını içeren “Mukaddimeler, Makaleler, Sunumlar ve
Hakkında Yazılanlar” başlıklı derleme eseri de yayınlanmıştır. Burada bir
parantez açarak bir sene önce Hakka yürüyen Osman Kılıç Hocanın talebelerinden
Dr. İsmail Cambazov, hocasının hayatını ve yaşadıkları zorlukları başka bir
perspektiften ele alarak “Osman Kılıç Mahkemesi’nin Perde” Arkası adlı önemli
bir eser kaleme aldığını da belirtmek faydalı olacaktır.
Bulgaristan Türklerinin “millî kahramanı” tabirine lâyık olan Osman Kılıç
Hoca, yürüttüğü mücadele, kaleme aldığı eserler ve farklı vesilelerle
Deliorman’a has bir tınısıyla “Aziz Kardaşlarım” diyerek başladığı birbirinden
değerli sohbet, konuşma ve konferanslarıyla Bulgaristan Türklerinin millî
davasına bağlı kalarak ardından gelen nesillere ışık tutmuştur. 17 Haziran
tarihinde canlı bir bilinçle son nefesini vermezden önce İmam Buharî ve mezhep
önderimiz İmam-ı Azam Ebû Hanife hazretlerini yad ederek fani dünyaya gözlerini
yummuştur. Merhum ve mağfur Osman Kılıç Hoca, ardında kızı Mübeccel ve
torunları ile binlerce sevenini gözyaşlarına boğarak bırakmıştır. Kendisini ve
temsil ettiği milletini yok etmeye çalışan komünizmin yıkılışını izleyen ve
yaşadığı hapis hayatının iki katını ondan sonra kendisine yaşama lütfunda
bulunarak Allah’a kulluğunu arz etmiştir. Cenaze namazı 18 Haziran 2021
tarihinde ikindi namazı sonrası Asrî Cebeci Mezarlığı Cebeci Camisinde kılınıp
naaşı toprağa verilecektir.
Bu arada 101 yaşındaki çınarımız Osman Kılıç Hocanın vefatını haber alan Bulgaristan Müslüman-Türk topluluğu hatırını yad ederek başta dünyaya geldiği Kılıçköy ve defalarca secdeye kapandığı Şumnu Şerif Halil Paşa Camisi olmak üzere birçok camide salâlar getirildi. Yine talebesi ve müderrisi olmakla her zaman iftihar ettiği Nüvvâb Medresesinin varisi olan Şumnu Nüvvâb İmam Hatip Lisesi öğrencileri ve öğretmenleri başta olmak üzere birçok muhibbinin iştirakiyle hatimler yapıldı, dualar okundu. Cenâb-ı Allah yapılan bütün hayır ve hasenattan ruhunu haberdar etsin. Mekânı cennet olsun!