24 Ağustos 2009 Pazartesi

DELİORMAN GÜREŞLERİ ARTIK DAVUL ORKESTRASI İLE ŞENLENECEK

Şumnu Türk Kültür Evi Müdiresi Nurten Remzi hanımefendinin organizasyonuyla gençler Türkiyede saz ve davul kurslarına katıldılar ve Deliorman güreşlerini, düğünlerini, sünnetlerini, bayramlarını ve at koşularını şenlendirmeye, gelenek ve göreneklerimizi yaşatmaya aday oldular. Kendilerine içten başarılar diliyoruz.



BULGARİSTAN İÇİN RAMAZAN 2009 İMSAKİYESİ

KAYNAK DERGİSİ YENİ SAYISINDA "MAYIS 89 OLAYLARININ 20. YILDÖNÜMÜ ETKİNLİKLERİNİ GÜNDEME TAŞIYOR


15 Ağustos 2009 Cumartesi

Haber yarım kalmış biz tamamlayalım

Yeni hükümet kuruldu, çalışmalarına hızlı adımlarla başladı. Kriz mi dersin, sabık hükümetin yolsuzlukları mı dersin, bütçe açığı mı dersin hepsi var...
Ama bizim üzerinde durmak istediğimiz başka bir konu. Hükümet kurulduğunda gözler bir kişiye odaklanmıştı. Bulgarların tanınmış, medyatik tarih profesörü Bojidar Dimitrov. Komunist dönemde ajan olduğu için, Dış Bulgarlardan sorumlu Devlet Bakanı olarak tayin edilmesi eleştirilen Bojidar Dimitrov’u Başbakan şöyle savunmuştu: Dimitrov son 3 yılda devamlı benim yanımda oldu,beni destekledi, bu ona yapabileceğimin en azı. Gerçekten de öyle oldu. Çok geçmeden Devlet arşivleri ve Diyanet müdürlüğü de Bojidar Dimitrov’a bağlandı.
Diyanet müdürlüğünün Prof. Bojidar Dimitrov’a bağlanmasını haber yapan Bulgaristan Başmüftülüğü resmi web sayfası haberi verdikten sonra bir yorum ve temennide bulunuyor. Diyor ki:
“Çeşitli yayınlarına baktığımızda onun müslümanları pek sevdiğini söyleyemeyiz. Ancak bütün bunlara rağmen müslümanlar ve diğer din temsilcileri ile ilişkilerinde devlet adamlığına yakışır bir şekilde davranış sergilemesini umut ediyoruz.”
Burada bir iddia var. Bojidar Dimitrov kitaplarıyla, çeşitli dergi ve gazetelerdeki yazılarıyla, verdiği mülakatlarla, Bulgar resmi televizyonunda Bulgar Anısı (Pamet Balgarska) isimli programıyla Türkleri ve Müslümanları sevmediğini belirtmiş bir kişidir. Diyanet müdürlüğünün ona bağlanması müslümanlara karşı olumsuz, önyargılı fikirleriyle tanınmış birisinin idareci yapılması demek bu da hiç te iyiye işaret etmiyor, demek istiyorlar. Ancak müslümanlara karşı hangi sözleri sarfettiği belirtilmiyor. Haberin eksik kalan kısmı işte bu yanı.
Prof. Dimitrov’un Pazar günleri sunduğu Pamet Balgarska programını tarihe meraklı biri olarak zevkle izlerdim. Şu anda devam ediyor mu bilmiyorum. Bazen bilmediğim şeyleri gündemime taşıması açısından hoşuma gider, bazen gülmekten kırıp geçirirdi. Programların birinde Bulgarların, Büyük Simeon dedikleri çarlarının at üzerinde yapılacak devasa heykeli tartışılıyordu. Ancak atın kafası yukarı doğru mu bakmalıydı, yoksa aşağıya doğru mu?... Gel de çık işin içinden.
Esas konumuza dönelim. İşte Dış Bulgarlardan, Devlet arşivlerinden ve Diyanet müdürlüğünden sorumlu Devlet Bakanı Prof Dr. Bojidar Dimitrov’un müslümanlar hakkındaki fikirleri:“Şuanda ne yazık ki, Türkiye’nin siyasi idaresi İslam’ın elinde, bü yüzden hristiyanları boğazlama olayları sıklaştı. Sadece bir kaç gün önce hristiyan literatürü yayınlayan dört kişi boğazlandı. Evet boğazlandı, bu müslümanların en sevdiği yöntem, aynı Batak’ta olduğu gibi.” (25 Nisan 2007 tarihinde Monitor gazetesine verdiği mülakattan)
Zannederim bu alıntı, daha doğrusu tarih profesörü ünvanı taşıyan yeni bakanın katmerli önyargısı, genellemeleri ve hertürlü ilmi iddiadan yoksun hükmü kendisi hakkında az da olsa bir fikir edinmenize yardımcı olmuştur, aynı zamanda Bulgaristan müslümanlarına Vejdi Raşidov’u Kültür Bakanı tayin ederek şirin görünmeye çalışan Boyko Borisov’un da iki yüzlülüğünü ortaya çıkarmıştır.

11 Ağustos 2009 Salı

SOFYA İSLAM ENSTİTÜSÜNDEN BİLİMSEL DERGİ

Sofya Yüksek İslam Enstitüsü yıllık çıkacak bilimsel dergi yayınına başladı. Yayın kurulu, Enstitü rektörü Doç. Dr. İbrahim Yalımov, meşhur Prof. Dr. İbrahim Tatarlı, Osmanlı arşivleri uzmanı Doç. Dr. Stefan Andreev, İslam ilimleri konusunda Bulgaristan Türklerinin ilk Doktoru Sefer Hasanov, Osmanlı tarihi Doktoru Aziz Şakir ve Başmüftü yardımcısı Vedat Ahmet'ten oluşuyor. Dergiyi temin etmek isteyenler: +359 2 945 62 98 numaralı telefondan bilgi edinebilirler.
AYRICA: PDF formatında satın almak isteyenler bizimle irtibata geçebilirler. bulgaristanalperenleri@gmail.com


8 Ağustos 2009 Cumartesi

Borisov BNT 1'deki Türkçe Haberleri Yayından Kaldıracak mı?

Bilmeyenler için belirtelim, Bulgar Devlet Televizyonunda (BNT1) 2000 yılından bu yana hafta içi saat 16:00 Bulgarca haber bülteninden sonra aynı haberler 10 dakika süre içerisinde Türkçe olarak yayınlanmaktadır. Tabi ki bu durum Bulgaristan Türkleri tarafından olumlu karşılanmıştır. Ancak yayın süresinin 10 dakika gibi çok komik bir süre olması hasebiyle bir çok insan istemesine rağmen bunu izleyememektedir. Ayrıca şunu da belirtelim ki, saat 16'da yayınlanan Bulgarca haberler BNT'nin internet sitesine konmasına rağmen Türkçe haberler servisinde çalışan 4 personele üvey evlat muamelesi yapılarak hazırladıkları haberler siteye konmamaktadır.
Türkçe haberlerin yayına başlamasından bu yana Bulgar milliyetçisi partiler ve sivil örgütler devamlı surette bu yayınların durdurulması gerektiği yönünde propaganda yaptılar.
Hükümet kurmak için 5 milletvekili yetmemesine rağmen koalisyon yapma yoluna gitmeyen GERB PARTİSİ'ne aşırı milliyetçi ATAKA PARTİSİ koşulsuz destek vermişti. Şimdi verdiği desteğe karşılık GERB PARTİSİ ile beraber Devlet televizyonundaki Türkçe haberlerin kaldırılmasını ve 17 mayısın Bulgar soykırım günü ilan edilmesini istiyor.
Daha önceki beyanatlarında
- "Kendini Türk hisseden Türkiyeye gitsin" diyen,
- "Soya dönüş" sürecinin amaçları açısından doğru, ancak yöntemi açısından yanlış olduğunu söyleyen,
- Türkleri, Çingeneleri ve emeklileri "kötü/işe yaramaz malzeme" olarak niteleyen şimdiki Başbakan Boyko Borisov, Volen Siderovun bu isteklerine ne diyecek?
Bulgar soykırım günü ilan edilmesi hakkında şahsi görüşünün olumlu yönde olduğunu belirtti, ancak Türkçe haberlerin kaldırılması konusunda şahsi görüşünü belirtmedi.
Tahminimizce Başbakan Borisov BNT'deki Türkçe haberleri kaldırmayacak. Neden?
Birincisi, Ataka partisine rehin olmadığını göstermek isteyecektir.
İkincisi, DPS ve insan hakları savunucu sivil teşkilatların Avrupa Birliği nezdinde etnik ayrımcılık yaptığı antipropagandasına fırsat vermemek için.
Üçüncüsü, Stanişev hükümetinin yolsuzluklarına karşı başlattığı kampanyanın 10 dakikalık Türkçe haber yasağı ile gölgelemek istemeyecektir.
İleriki günler tahminimizin doğru olup olmadığını gösterecek. Bekleyip göreceğiz.
Basri Zilabid, Sofya

6 Ağustos 2009 Perşembe

BULGARİSTAN BAŞBAKANI: ŞAHSİ GÖRÜŞÜM "BULGAR SOYKIRIMI" GÜNÜ OLMASI YÖNÜNDE

Bulgaristan'ın yeni Başbakanı Boyko Borisov, gazeteci Georgi Koritarovun "Ataka partisinin Bulgar Ulusal Televizyonunda hafta içi hergün 10 dakikalık Türkçe haberlerin kaldırılması ve "Bulgar soykırımı" günü ilan edilmesi hakkındaki tekliflerine nasıl baktığını" sorması üzerine "Şahsi görüşüm Bulgar soykırım günü olması yönünde" diyerek cevap verdi. Koritarovun ısrarlı sorularına rağmen Borisov, Türkçe haberlerin kaldırılması hakkında iki parti grubunun öncelikle görüşmesi gerektiğini belirterek görüş bildirmekten kaçındı.
Azınlık hükümeti kuran GERB partisi lideri Boyko Borisov, güvenoylaması esnasında aşırı milliyetçi ATAKA PARTİSİnden koşulsuz destek almıştı.

AHMED DOĞAN CEVAP VERİYOR YIL 1992

30 Temmuz 2009 Perşembe

Türk Dışişleri, Bulgaristan göçmenlerinin malları için düğmeye bastı


Dışişleri Bakanlığı, savaş ve baskı dönemlerinde Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelmek zorunda kalan Türk kökenli göçmenlerin ülkelerinde bıraktıkları malları geri alabilmeleri için harekete geçti. Bakanlık, göçmenlerin taşınmazlarını tespit ettikten sonra Bulgar yetkililerle masaya oturacak. Proje için şu ana kadar bin 500 başvuru yapıldı.

Balkan savaşları sırasında ve asimilasyon politikalarının uygulandığı 1980'li yıllarda yurtlarını terk ederek Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan binlerce Bulgaristan göçmeni Türk'ün, Bulgaristan'da kalan mallarını geri alma imkânı doğdu. Dışişleri Bakanlığı, öncelikle söz konusu durumda olanları ve Bulgaristan'daki topraklarını tespit edecek. Daha sonra oluşturulacak bir heyet, Bulgar hükümetiyle müzakerelere başlayacak. Başbakanlık'ın da tam destek verdiği proje için şu ana kadar bin 500 Bulgaristan göçmeni Türk vatandaşı başvuru yaptı. Haklarını talep edecek olan göçmen vatandaşların muhtarlıklara müracaat etmesi gerekiyor. Bulgar hükümeti 1980'li yılların başında, 'Bulgarlaştırma' adı altında ülkede yaşayan 1,5 milyon Türk, Pomak ve Çingene'ye karşı bir asimilasyon kampanyası başlatmıştı. 1989'da ise asimilasyonlara direnen 400 bin Türk, Türkiye'ye göçmüştü.

Dışişleri Bakanlığı eşgüdümünde başlatılan proje, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve BAHAD tarafından yürütülüyor. Projenin genel koordinatörlüğünü üstlenen Balkanlar'da Adalet, Haklar, Kültür ve Dayanışma Derneği (BAHAD), projeyi 15 Mart'tan itibaren valilikler, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kanallar vasıtası ile duyurmaya başladı. Şimdi ise başvuruları topluyor, dosyalıyor ve arşivleyip Dışişleri Bakanlığı'na iletiyor. Taleplerin yoğun olarak Adapazarı, Konya, Kırşehir, Yozgat, Adana, Mersin, Kütahya, Ankara ve Bursa'dan geldiğini belirten Dernek Başkanı Nasıf Mutlu, projede bir köprü görevi gördükleri için gururlu olduklarını ifade ediyor. BAHAD Başkanı, başlatılan çalışmayı göçmen vatandaşların 'bayram havasında' karşıladığını söylüyor. Türkiye'deki tüm muhtarlar da mahallelerinde bulunan göçmen vatandaşlara teker teker haber vermeye başladı.

Çalışmanın başlatılması için Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı aracılığı ile Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'ne 31 Mart 2009'da bir yazı gönderdi. Yazıda 1912–1913 yıllarındaki I. ve II. Balkan Savaşları'ndan sonra, rejim değişikliğini müteakip 1950-1952 yılları arasında, 1966 ve 1989'da Bulgaristan'daki Türk vatandaşlarının 'zorunlu göçe' tabi tutulduğu hatırlatılıyor. Sadece 1989 yılında Belene olayları dolayısıyla yaklaşık 400 bin Türk'ün toprak taşınmazlarını Bulgaristan'da bıraktığı vurgulanıyor.

NAiM SÜLEYMANOĞLU: TÜM GÖÇMENLER MÜRACAAT ETSiN

Halterde Türkiye'ye onlarca altın madalya kazandıran eski milli sporcu Naim Süleymanoğlu da asimilasyon baskıları sebebiyle 1986 yılında Bulgaristan'dan kaçmıştı. Naim Süleymanoğlu'nun ismi, 1984 yılında Bulgar hükümetinin Türk adlarını yasaklaması nedeniyle Naum Shalamanov olarak biliniyordu. Eski komünist rejimin bu baskılarından kurtulmak için 1986'da Avustralya'ya kaçıp, Türkiye Büyükelçiliği'ne sığınan Süleymanoğlu, dönemin Başbakan'ı Turgut Özal'ın talimatı ile Türkiye'ye getirilmişti. Dışişleri Bakanlığı'nın başlattığı projenin oldukça sevindirici olduğunu söyleyen Süleymanoğlu, Bulgaristan'da hakkı kalan herkesin muhtarlıklara müracaat etmesi gerektiğini söylüyor. Kendi evini başlattığı hukuki mücadele sonucu geri aldığını belirten Süleymanoğlu, arabasına da bu çalışma sonucunda kavuşmayı ümit ediyor.

Asimilasyona uğramak istemeyen 400 bin Türk, 1989'da Türkiye'ye göçmüştü

Eski Bulgar yönetimi 1980'li yılların başında, 'Bulgarlaştırma' adı altında ülkede yaşayan 1,5 milyon Türk, Pomak ve Çingene'ye karşı bir asimilasyon kampanyası başlatmıştı. Ülkede yaşayan 310 bin Türk'ün isimleri polis zoruyla Bulgar isimleriyle değiştirilmişti. Türkçe eğitim veren okullar, üniversitedeki Türk filolojisi bölümleri, Türkçe gazeteler ve camiler devlet emriyle kapatılmıştı. Çocukların sünnet ettirilmesi yasaklanmıştı. Mezar taşlarının üzerindeki Türkçe isimler yüzünden mezarlar yıkılmıştı. Hatta Türklerin Türk motifli giysiler giymeleri yasaklanmıştı. 1989'da 400 bin Türk, asimilasyona direndikleri için Türkiye'ye göçmüştü.

Helsinki İzleme Komitesi'ne göre bin 500 Türk öldürülmüş ve cesetleri Tuna Nehri'ne atılmıştı

1970-89 yılları arasında Bulgaristan'da ikinci sosyalist dönem, Bulgaristan Türklerine acı dolu günler yaşatmıştı. Slav kültürüne sahip homojen bir Bulgaristan oluşturmayı amaçlayan eski Bulgar rejimi, bu planı önce teşvik ve psikolojik yöntemlerle denemiş, netice alamaması üzerine şiddet uygulamaya başlamıştı. Bu sebeple Bulgaristan, ölen Türklerin yakınlarına ve sürgüne gönderilmiş Türklere tazminat ödemişti. 1986'da İnsan Hakları Komisyonu Helsinki İzleme Komitesi, Bulgaristan'da bin 500 Türk'ün öldürülüp cesetlerinin Tuna Nehri'ne atıldığını, bin 500 Türk'ün de Belene Adası'na sürüldüğünü açıklamıştı. ZAMAN GAZETESİ-TÜRKİYE, ARİF BAYRAKTAR

27 Temmuz 2009 Pazartesi

BULGARİSTANIN YENİ KABİNESİ AZINLIK HÜKÜMETİ

Başbakan Boyko Borisov ve GERB partisinden 16 bakan 41. Millet Meclisi huzurunda ant içtiler. 27 Temmuz 2009'da GERB, ATAKA, MAVİ KOALİSYON VE RZS partilerinden 162 milletvekilinin desteğiyle güven oyu alan hükümete 77 oyla BSP ve DPS-HÖH "hayır" dedi, 1 oy çekimser kullanıldı.
HATIRLATMA:
2009 YILI PARLAMENTO SEÇİM SONUÇLARI:
1. GERB PARTİSİ - 116 MİLLETVEKİLİ, PARTİ LİDERİ GENERAL BOYKO BORİSOV
2. BULGARİSTAN İÇİN KOALİSYONU (BULGAR SOSYALİST PARTİSİ VE DİĞER SOSYALİST ORTAKLARI) - 40 MİLLETVEKİLİ, PARTİ LİDERİ DR. SERGEY STANİŞEV
3. DPS-HAK VE ÖZGÜRLÜKLER HAREKETİ - 38 MİLLETVEKİLİ, PARTİ LİDERİ DR. AHMED DOĞAN
4. ATAKA PARTİSİ - 21 MİLLETVEKİLİ, PARTİ LİDERİ VOLEN SİDEROV
5. MAVİ KOALİSYON - 15 MİLLETVEKİLİ, PARTİ LİDERLERİ M. DİMİTROV VE İ. KOSTOV
6. RZS - DÜZEN, YASALLIK VE ADALET PARTİSİ - 10 MİLLETVEKİLİ, PARTİ LİDERİ YANE YANEV

AHMED DOĞAN


Kim kimdir? serisinden 1992 yılında İliana Benovska'nın Hak ve Özgürlükler Hareketi lideri Ahmed Doğanla yaptığı söyleşi. Kitap 126 sayfadan oluşuyor. Tamamen soru - cevap. Kitap çok enteresan. İnşallah vaktimiz olursa sitemize yüklemeyi düşünüyoruz. Bulgarca bilmeyen okurlarımız bizi affetsinler. BTG
Тази книга ще ви срещне с Ахмед Доган — лидер на Движението за права и свободи.
Силен политик,
човек, който кове сам съдбата си,
харесващ у себе си своята задълбоченост
и адекватно поведение, прекалено доверчив в личния си живот,
със силна воля и стабилен характер,
живял труден живот до днес,
познал горнилото на живота,
бохем по природа,
но познат като затворен и мълчалив човек,
комуто не липсва самочувствие,
философ, влюбен в голямата наука,
„непослушен” политик, играещ съществена роля в днешния политически живот на България, човек, който при никакви обстоятелства не иска да наведе глава, който застава винаги на страната на по-слабия ...
Кой е Ахмед Доган?

MÜSLÜMANLAR DERGİSİNİN TEMMUZ '09 SAYISI ÇIKTI

OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA BULGARLAR VE VOYNUKLAR

BULGARİSTANDA TÜRK VARLIĞI

24 Haziran 2009 Çarşamba

DPS - TUTARLI ETNİK OY

Bulgaristan'da yayınlanan Dnevnik gazetesinde bugün, Alfa Risırç'tan Radostina Angelova imzasıyla çıkan değerlendirme yazısında "DPS'nin gücü nereden geliyor" sorusuna yanıt aranıyor. Bulgarca bilenler yukarıya koyduğumuz haberi okuyabilirler. Bilmeyenler için ara başlıkları sıralayalım:
- Diğer etnik gruplara yönelik açılım denemeleri var ve yükseliş trendi gözleniyor
- Oylar köylerde yoğunlaşıyor
- Düşük gelirli insanların oranı büyük
- Muhafazakar ama aynı zamanda hoşgörülü

SEÇİM ÖNCESİ DPS-HÖH'E KARŞI SALDIRILARDA ARTIŞ GÖZLENİYOR

5 Temmuz 2009 tarihinde yapılacak mşlletvekili seçimleri öncesinde DPS-HÖH'e karşı ve Bulgaristan Türklerine karşı saldırılarda gözle görülür bir artış gözleniyor. İşte bazı haber başlıkları:
- Düzen, Kanun ve Adalet partisi başkanı, aşırımilliyetçi ve İslam karşıtı Yane Yanev ve ortakları Türkiyede açılacak seçim sandıklarının kapatılması buna mukabil Avrupada daha fazla sandığın açılması istemiyle Bulgar Dışişleri Bakanlığı önünde protesto mitingi düzenliyorlar. Taşıdıkları plakatlarda "Doğan'ı durduralım" ve "DPS aşağı" yazıları dikkat çekiyor. "Eğer Türkiyedeki sandıkların önüne geçilmezse Bulgar parlamentosunda Türkiyenin kendi parti grubu olacak" diyen Yanev Türkiyede her oy için 100 dolar verildiğini de iddia etti.
- "Adalet" DPS-HÖH'ün kapatılması için Başsavcı Velçev'e yalvarıyor
"Adalet" Sivil Teşebbüsü, Doğan'ın müslümanları siyasi amaçları için kullandığını iddia ederek Bulgaristan Başsavcısı Velçev'ten partiyi kapatmasını istiyor. BTG

15 Haziran 2009 Pazartesi

HÜRRİYET'İN J. JELEV İLE YAPTIĞI RÖPORTAJ


RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11866354.asp?gid=233

ÖNEMLİ BİR NOT: HÜRRİYET'İN BULGARİSTAN'IN İLK DEMOKRAT CUMHURBAŞKANI DR. JELÜ JELEV İLE RÖPORTAJ YAPMASI ÇOK GÜZEL VE YERİNDE BİR DAVRANIŞ. ANCAK BULGARİSTAN TÜRKLERİ YERİNE "BULGAR TÜRKLERİ" İFADESİNİ HALA KULLANMAYA DEVAM ETMESİ YANLIŞ.BİR ÇOK DEFA TÜRKİYE'DEKİ DERNEKLER BU KONUDA ÇOK GAYRET SARFETTİLER ANCAK TAM BAŞARILI OLAMADIKLARINI GÖRÜYORUZ. BU ŞUNA BENZİYOR, ALMANYADA YAŞAYAN TÜRKLER İÇİN "ALMAN TÜRKLER" DENMESİ...BÖYLE BİR TABİR DUYDUNUZ MU? BİZ DUYMADIK. GENELDE ALMANYADAKİ TÜRKLER DENİR. İNŞALLAH BİR GÜN BU DA DÜZELİR. BTG

8 Haziran 2009 Pazartesi

BULGARİSTAN'DAN AVRUPA PARLAMENTOSUNA GİDENLER

Toplam 17 milletvekilinden 3 tanesi DPS-HÖH partisinden. Filiz Hüsmenova, Prof. Vladko Panayotov, Metin Kazak.
Hayırlı olsun!

2 Haziran 2009 Salı

Bulgaristan Türkleri için eski kabus canlanıyor


1989'da, Bulgaristan'dan göçe zorlanmışlardı. Trenlere, arabalarına doluşup ya da yaya olarak Türkiye sınırına yığılmışlardı. Bulgaristan'da yaşayan onbinlerce Türk, işte böyle göç ettirilmişti. Reuters ajansı, o zulümden 20 yıl sonra, bugün Bulgaristan Müslümanlarının, aşırı milliyetçi grupların ırkçı ve ayrılıkçı tutumları nedeniyle giderek artan sorunlarına dikkati çeken özel bir haber yayımladı.

Anna Mudeva'nın haberinde, eski rejimin 20 yıl önceki baskı kampanyasına karşı başlattığı açlık greviyle direnişin öncülerinden olan 65 yaşındaki Mustafa Yumer'in, "eski kabus geri gelebilir" ifadelerine yer verildi.

Bulgaristan'da Türklere, özellikle komünist lider Totdor Jivkof döneminde büyük baskılar uygulanmış ve sonunda da Türkiye'ye sürgüne zorlanmışlardı. Onbinlercesi korkunç zulümden kaçmak için Türkiye sınırına yığılmış ve her şeyini geride bırakarak Türkiye'de yeniden hayata başlamıştı.

"HEPİMİZ ÇOK TEDİRGİNİZ"

Bazı siyasi çevrelerin Müslüman karşıtı üslubunun etnik nefreti kışkırttığına dikkati çeken ve "eski yaralar açılabilir" diyen felsefeci, emekli öğretmen Yumer, "Hepimiz çok tedirginiz. Halk, aşırı sağcı partilerin üslubundan, Bulgaristan'ı tek etnik grubun ülkesi olarak görme amaçlarından ürküyor" dedi.

AŞIRI SAĞCI PARTİLERİN YÜKSELİŞİ, NEFRETİ TETİKLİYOR

"Komşuluk" adı verilen, Müslümanlar ve Hristiyanların yüzyıllardır yan yana yaşama kültürünün, "ATAKA" adlı aşırı sağcı partinin popülerliğinin artması ve Avrupa Parlamentosu seçimlerine yönelik kampanyalarda diğer sağ partilerin de Müslümanlara yönelik tutumlarının sertleşmesi nedeniyle çatırdamaya başladığı ifade edildi.

Haberde, ATAKA lideri Volen Siderov'un, bir seçim konuşmasında, Müslümanlar hakkında söylediği, "Eğer yerimizde oturursak, Bulgar vatanseverleri gibi çalışmazsak bir gün ülkenin bütün bölgelerini işgal edecekler" şeklindeki ifadelerine yer verildi. Bu partinin seçimde, "Türkiye'ye AB'de yer yok" sloganını da kullandığı anımsatıldı.

CAMİ VE MÜSLÜMAN YAPILARA 100'DEN FAZLA SALDIRI

Yazıda, son 2-3 yılda camilere ve Müslümanların diğer yapılarına yönelik 100'ün üzerinde saldırı düzenlendiği de belirtildi.

MÜSLÜMANLAR MÜTEMADİYEN TERÖRİST GİBİ GÖSTERİLİYOR

Müslüman dini liderlerin, baskıların, yabancı kökenli bazı dinsel eğilimlere sempatinin artmasına yol açabileceği yolunda uyardıklarına da işaret edilen yazıda, Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü Genel Sekreteri Hüseyin Hafızov'un, "Böyle bir yönelimin engellenmesi için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.
Camileri ve dini törenleri kontrolümüzde tutuyoruz. Şimdiye kadar bunda başarılı olduk ancak mütemadiyen, teröristler, ülkenin güvenliğine yönelik tehdit oluşturan kişiler olarak gösterilmeye devam edilirsek bir gün bizim toplumumuzda da karşı tarafa karşı aynı tepkiyi gösterenlerin ortaya çıkıp çıkmayacağından emin olamam" şeklindeki ifadelerine yer verildi.