20 Ekim 2016 Perşembe

KÖSTENDİLLİ SÜLEYMAN ŞEYHİ EFENDİ HAKKINDA İKİNCİ DOKTORA ÇALIŞMASI

Köstendilli Süleyman Şeyhi Efendi
Hayatı, Eserleri ve Tasavvufi Görüşleri, 2015
Erzurum Atatürk Üniversitesi Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalında adı geçen doktora çalışmasını başarıyla tamamlayan değerli hocamız Dr. Birol Yıldırım'ı kutluyoruz.

Köstendilli Süleyman Şeyhi Efendi hakkında ilk doktora çalışması Ali Yılmaz tarafından yapılmış ve 1989 yılında Kültür Bakanlığı Yayınları arasında çıkmıştı.    

13 Ekim 2016 Perşembe

DR. AHMET YÜCETÜRK'TEN BELENE ZULMÜ'NÜ ANLATAN İKİ CİLT KİTAP


KÖTÜLÜK UNUTULMAZ
Türk Doktorun Bulgaristan Belene Kampı Hatıraları
Dr. Ahmet Yücetürk
İstanbul 2014, sayfa 448, Yakın Plan Yayınları 

KIZIL CEHENNEM
Türk Doktorun Bulgaristan Belene Kampı Hatıraları
Dr. Ahmet Yücetürk
İstanbul 2015, sayfa 376, Yakın Plan Yayınları

Dr. AHMET YÜCETÜRK KİMDİR?
     4 Temmuz 1941’de Bulgaristan’ın Eski Cuma (Tırgovişte) iline bağlı Avdallar (Lovets) Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. Sonra Eski Cuma Türk Ortaokulu’na devam etti. Doktor olmak istediği için Bulgar Lisesi’ne kaydını yaptırdı. Bu liseyi dördüncülükle bitirdi.
     Bulgaristan’da her Türk gibi askerliğini iki yıl işçi asker olarak yaptı.
     1961-1967 yılları arasında Sofya Tıp Fakültesi’nde okudu. Mezuniyetten sonra Eski Cuma İhtisas Hastanesi’nde genel cerrahî uzmanı olarak çalıştı ve ortopedi-travmatoloji ihtisası yaptı.
1978 yılında Türkiye’ye göç etmek için müracaatta bulundu. Eski Cuma makamları, bu talebi siyâsî suç olarak gördü. Bunun üzerine 21 Eylül 1978’de işinden kovuldu. Bunu da Türkiye’ye göç etme sebebi olarak siciline işlediler. Daha sonraki yıllarda idârî makamların baskısına maruz kalarak yaşadı. Dinî mensubiyetinin işâretlerinden biri olan Türk ismimin zorla değiştirilmesine karşı koydu.
     Hiçbir suç işlemediği halde 24 Haziran 1985 târihinde kelepçelenerek tevkif edildi. 108 gün Bulgaristan Emniyet Teşkilatı’nın hücrelerinde sorgulandı ve işkenceye mâruz bırakıldı. Buradan Belene Toplama Kampı'na götürüldü. Kampta altı ay, suçsuz 570 Türk münevveriyle birlikte zulüm gördü. Ardından Bulgar nüfusunun yaşadığı bölgelere sürgün edildi. 10 Haziran 1988 târihinde serbest bırakıldı.
     Jivkov rejimi Bulgaristan Türklerini etnik bakımdan yok etmek istedi. Bu istek üzerine Bulgar Emniyeti, Bulgaristan'ı 6-7 saat içinde terk etmesini emretti. Bunun üzerine 29 Haziran 1989’da ailesiyle  beraber Türkiye’ye göç etti. Hâlen Türkiye’de yaşamaktadır.

1 Eylül 2016 Perşembe

15 Temmuz 2016 Cuma

HACIOĞLU PAZARCIKLI (DOBRİÇ) İBRAHİM VAHDİ EFENDİ (ö. 1126 H / 1714-15 M)

Bursalı Mehmed Tahir Beyin Osmanlı Müellifleri
isimli kitabında bulunan kısa biyoğrafisi ve eserleri
cilt 3, sayfa 16-17

13 Temmuz 2016 Çarşamba

BULGAR BELEDİYELERİNDEN CAMİLERİMİZE BÜYÜK SAYGISIZLIK! PROTESTO EDİYORUZ!

BULGARİSTAN'A yaptığımız Ramazan Bayramı (5 Temmuz 2016) ziyaretinde gördük ki, Pravadı, Kozluca (Suvorovo) ve Montana belediyeleri camilerimizin tam önüne çöp konteynerleri yerleştirmişler. Medeni bir ülkede asla tasvip edilmeyecek bu tutumu kınıyor ve sorumluları protesto ediyoruz. Derhal bu çöp konteynerlerinin daha uygun bir yere değiştirilmesini talep ediyoruz.
Tarihi Kozluca camisi. 1672 yılında 
Sadrazam Köprülü Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bahçe duvarının önü görüldüğü üzere çöplük! 

Tarihi Kozluca camisi. 1672 yılında
Sadrazam Köprülü Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. 
Yaklaşık 10 yıl önce Pravadı şehrine Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde gitmiş ve şehri gezmiş idik. O zaman gördüğümüz manzara ile Ramazan Bayramında gördüğümüz manzara arasında gram fark yok. Çöp konteynerleri yıkık Sarı Hacı Hüseyin Ağa Camimizin gene önünde idi. 

Burası da Sofya'nın kuzeyinde bulunan eski adı Kutloviçe daha sonra Ferdinand, komunizm döneminde Mihaylovgrad ve en son Montana  olan şehrin Camisi, 2016

10 Mayıs 2016 Salı

Türkiye'nin Balkan Türkleri Politikası, Dr. Kader Özlem

Türkiye'nin Balkan Türkleri Politikası, Dr. Kader Özlem
Trakya Üniversitesinde yapılmış doktora tezidir.
Fiyatı: 25 tl / 15 leva
bulgaristanalperenleri@gmail.com  

Bulgaaristan Müslümanlarında Islahat Düşüncesi, İbrahim Hatiboğlu


SESLENİŞ (Şiirler), Ali Mehmed Ahmetçik

SESLENİŞ (Şiirler), Hacı Hafız Ali Mehmed Ahmetçik
İstanbul 2016, BTG Yayınevi, 56 sayfa


Ali Mehmed Ahmetçik, 27 Mayıs 1930 yılında Razgrad ilinin en büyük köylerinden biri olan Karaağaç (Brestovene) köyünde doğdu. Bu şirin köy Deliorman’ın göbeğinde bütün görkem ve güzelliğiyle uzanmış durmaktadır. Burada Deliorman söz konusu olunca baştan sona bu meşhur yöreye has güzellikleri saymaya kalksak bitiremeyiz. Nitekim bu topraklarda yetişen, buraların suyunu içip havasını teneffüs eden, uçsuz bucaksız verimli ovalarını seyir ve temâşâ eden herkesin gönlünde bir başkadır Deliorman. Şu da bir gerçek ki, eski zamanlardan günümüze kadar Deliorman bölgesi bol bol hâfızların yetiştirildiği bir yöre olarak anılmaktadır. Esefle belirtelim ki, yakın tarihimizde başımıza ateş gibi düşen (sözüm ona) yarım asırlık baskı sistemi gelmeyip mukaddesatımız ve değerlerimize saldırılmasaydı bugün yine o eski heyecanla hafızlık çalışmaları, dua ve merasimleri devam ederdi muhakkak. Yine de Allah’tan umut kesilmez. Göl olan yerde su bitmez diyelim. Ayrıca bu bereketli yöre pehlivanlar yatağı olarak da ün kazanmıştır. Yeri gelmişken hemen belirtelim ki, başta pehlivanlar pehlivanı-kuvvet sembolü Koca Yusuf, Hergeleci İbrahim, Filiz Nurullah, Yörük Ali, Karaağaçlı Âdem pehlivan ve daha nice eli tutulmaz, bileği bükülmez yiğitler bu topraklarda yetişip dünyaya nam salmışlardır. Şair mısralarında ne hoş ifade etmiş:
Orta Asya’dan aldık fermanı
Balkanlara serdik harmanı
Dünyaya meydan okuyor
Deliorman’ın her pehlivanı
Velhasıl Kur’ân hafızları, meşhur pehlivanları, şair-yazarları, adı duyulmamış pek çok halk ozanları ve kahramanlarıyla, hele de misafirperver, çalışkan, eli nasırlı insanlarıyla adeta özdeşleşmiştir Deliorman. Yani diğer bir değişle umum olarak buraları eskilerden beri örf-adet, gelenek ve görenekleriyle Müslüman-Türklüğün yöresi olmuş ve öyle de devam etmektedir. Her halükârda bizim nâkıs lügatimiz Deliorman’ı tam manasıyla tasvir edebilmiş değil.
       İşte 23 Ağustos 2012 günü aramızdan ayrılan hafızlardan biri de bu mütevâzi şiir kitapçığını kendi gönül pınarından akıtarak satırlara döken Hacı Hâfız Ali Mehmet Ahmetçik hoca efendidir. İlk ve orta okul tahsilini doğup büyüdüğü Karaağaç köyünde tamamladı. Anne babasının tavsiyesi ve teşviki ile hafızlık yapmış ve mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’i baştan sona ezberlemiştir Bu dönemde artık Bulgaristan’da iktidara komünistler gelmiş ve Şumnu’daki Medresetü’n-Nüvvab, bir din okulu olmaktan çıkarılarak “Nüvvab” Türk Azınlık Lisesi’ne dönüştürülmüştü.  Yine de Türklerin en prestijli okulu durumundaydı. İşte buraya kaydını yaptırmış ve her ne kadar eğitimini tamamlamayı cân-ı gönülden arzu ettiyse de, fakirlik, imkânsızlık ve maddî sıkıntılardan dolayı okuldan ayrılmak zorunda kalmıştır. 1951-1954 yılları arasında her genç gibi vatanî görev olan askerliğini yaptı. 1954-1960 yılları esnasında Ravno köyünde muallimlik görevinde bulundu. 1960-1976’ya kadar kendi köyünde kurulan kooperatifte muhasebeci, kantarcı ve işçi olarak çalıştı. 1976 yılından 2007 yılına dek 31 yıl Karaağaç köyü “Koca Câmî” imam-hatibi olarak görev yapmıştır. 1996 yılında mukaddes toprakları ziyaret ederek hac ibadetini de yerine getirmiştir.
Dört yıl önce aramızdan ayrılan muhterem hocamıza Allah’tan gani gani rahmet diler, bizlere bıraktığı bu Sesleniş’inden okuyanların istifade etmesini niyaz ederiz.
Çalışmak bizden başarı Allah’tandır.

Selime Veysal Hasanova


30 Nisan 2016 Cumartesi

15. YÜZYIL'DA FİLİBE'NİN "OSMANLILAŞTIRILMASI" - DEMOGRAFİ, ŞEHİRCİLİK VE MİMARİ, GRİGOR BOYKOV

Makale, 2012 yılında Filibe Bölge Tarih Müzesi'nin yayınladığı
GODİŞNİK (YILLIK) adlı bilimsel yayın organında basılmıştır.
www.academia.edu adresinden ulaşılabilir.

Grigor Boykov, Ankara'da bulunan Bilkent Üniversitesinde FETHEDİLEN MEKÂNIN EFENDİSİ OLMAK: OSMANLI YUKARI TRAKYASI’NDA KENTSEL YAŞAMIN YENİDEN DOĞUŞU (14.-17. YY.)  isimli çalışmasıyla Nisan 2013'teTarih Doktoru, ünvanını almıştır. Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Halil İnalcık Hocadır. 

25 Ocak 2016 Pazartesi

Geçit Ver Kamçı, Mehmet Behçet Perim

Geçit Ver Kamçı (Şiirler ve Destanlar)
Mehmet Behçet Perim
İzmir 1960, 3. baskı, sayfa 34

GEÇİT VER KAMÇI

Kenarında ölgün yatan Milletim
Uyanmağa muhtaç ... Budur zahmetim.
Bunun için çarpar göze mihnetim
Dertlerim çok, sorma,ah Deli Kamçı!

Ecdadımdan kalmış bahçeler, bağlar
Uyuklayan kardeş elinde ağlar ...
Elde varken, yokluk kalbimi dağlar
Buna yanar gönlüm, ey dertli Kamçı!

En büyük bir köyde bir tek mektep yok
Mektepsiz köylerde dinden eser yok;
Sarıklı çok, lakin dindar olan yok
Bilgisizlik yıkmış milleti, Kamçı...

El ileri doğru atarken ayak
Yan gelerek yatmış milletime bak,
Hayat kavgasında geri kalacak
Bunu düşünür de ağlarım, Kamçı...

Her köy odasında kaldım bir gece
Milletin derdini soruştum; nice,
Umutlu devalar sundum gizlice
Allah'tan şifalar dilerim, Kamçı: ..

Yola çıktım erken... Sabah olmadan
Bin dağ aştım hala bir yorulmadan,
Ulaşsın efkârım, akşam olmadan
Koşayım yolumda ... Geçit ver, KAMÇI!


18 Ocak 2016 Pazartesi

BULGARİSTAN TÜRKLERİ'NİN ÖNEMLİ YAZARLARINDAN ÖMER OSMAN ERENDORUK HAKKINDA ÜÇ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ ARAŞTIRMA YAPTI

BULGARİSTAN TÜRKLERİ'NİN ÖNEMLİ YAZARLARINDAN ÖMER OSMAN ERENDORUK HAKKINDA ÜÇ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ ARAŞTIRMA YAPTI

İlk yüksek lisans tezi 2010 yılında "ÖMER OSMAN ERENDORUK HAYATI, EDEBÎ KİŞİLİĞİ ve ROMANLARI" adıyla İzmir'de Zeynep Atasoy tarafından,
İkinci yüksek lisans tezi "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI, SANATI VE ESERLERİ" adıyla 2011 yılında Kırşehir'de,
Üçüncüsü de yine 2011'de "ÖMER OSMAN ERENDORUK’UN HAYATI VE ESERLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA" adıyla Manisa'da yapıldı.

Tezlere tez.yok.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.



7 Ocak 2016 Perşembe

BULGARİSTAN’DA TÜRK ÇOCUK EDEBİYATI (Doktora Tezi), DR. ATIF AKGÜN

“Bulgaristan’da Türk Çocuk Edebiyatı” adlı doktora çalışmamızda Bulgaristan Türkleri tarafından
Tezin tamamına www.atifakgun.com
adresinden ulaşabilirsiniz. 
meydana getirilen çocuk edebiyatı ele alınmıştır. Dolayısıyla çalışmamızın bir boyutunu “Bulgaristan Türkleri” diğer boyutunu da “Çocuk Edebiyatı” oluşturmaktadır.
Çalışmamızda I. Bölüm, tezimizin “Çocuk Edebiyatı” yönü ile ilgili konularını içeren alt başlıklarından oluşmaktadır. Bu bölümde öncelikle “Çocuk Edebiyatı” kavramı üzerinde durulmuştur. Çocuk Edebiyatı teorileri hakkında belli başlı çalışmalar göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirmelerden sonra dünyanın önemli bölgelerinde Çocuk Edebiyatının gelişimi değerlendirilmiş; ardından “Bulgaristan’da gelişen Türk Çocuk Edebiyatı” tarihsel bir yaklaşımla ele alınarak; bu edebiyatın gelişim çizgilerindeki belirli özellikler hakkında tespitlere yer verilmiştir. Bulgaristan Türkleri Çocuk Edebiyatı tarihi, 1909-1944, 1944-1989 ve 1989-2012 yılları arası olmak üzere üç tarihi döneme ayrılmış; bu dönemlerde Çocuk Edebiyatı ürünlerinde görülen değişimler mukayeseli olarak değerlendirilmiştir. Çalışmamızın II. Bölüm’ünde Bulgaristan’da Türk Çocuk Edebiyatı alanında edebi yaratmalarını tespit ettiğimiz bütün edebi kişilikler tanıtılmaya çalışılmış, daha pek tanınmayan birçok edebi kişiliğin yanısıra, kendileri hakkında sınırlı bilgi bulunan 675 şair ve yazarlar ve eserleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Bu bölümde yer alan edebi kişilikler, çocuk edebiyatı eserlerinde görülen dil ve üslup özellikleri ile dönem şartları dikkate alınarak üç başlık altında toplanmıştır. Bu alt dönemlerden birincisinde, 1908-1944 yılları arasında Bulgaristan Türk Çocuk Edebiyatı’nın kurucu kuşağında yer alan 9 edebi kişiliğin çocuk edebiyatı faaliyetleri tanıtılmıştır. İkinci olarak, edebi kişilik bakımından en zengin dönem olan 1944-1989 yılları arasında tespit edilen 53 şahsiyetin çocuk edebiyatı
Yrd. Doç. Dr. Atıf Akgün
 Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 
içerisindeki konumu belirlenmeye çalışılmıştır. II. Bölümün üçüncü alt başlığında ise 1989’dan günümüze çocuk edebiyat faaliyeti tespit edilen 29 edebi kişiliğin incelemesine yer verilmiştir. “Bulgaristan Türkleri Çocuk Edebiyatı’nda Türler” başlığını taşıyan III. Bölüm’de çalışma konumuzda karşılaştığımız türler; çağdaş çocuk edebiyatı türleri ve halk edebiyatı türleri halinde ayrılarak iki başlık altında incelenmiştir. Çalışma sahamız olan Bulgaristan Türkleri Çocuk Edebiyatında, “Çocuk Edebiyatı” yaklaşımıyla üretilen “Halk Edebiyatı” türünde eserlerin azlığı nedeniyle, “Çağdaş Çocuk Edebiyatı” türleri üzerinde daha ayrıntılı durulmuş; “Halk Edebiyatı” türleri hakkında ise daha genel bilgi verilmiştir. Bulgaristan’da Çağdaş Türk Çocuk Edebiyatı türleri arasında en yaygın olanı özellikle şiir ve hikayedir. Çalışmamızda, araştırmalarımız neticesinde elde edilen çocuk şiiri ve çocuk hikayesi kitaplarından oluşturulan örneklem ile, çocuk şiirlerinin tematik incelemesi yapılmış; çocuk hikayeleri ise hikayenin yapısını oluşturan zaman, mekan, olay, şahıs kadrosu, bakış açısı ve iletiler bağlamında incelenmiştir. Çocuk edebiyatı ürünlerinde yer alan görsel unsurlar, diğer edebi ürünlere göre okuyucu üzerinde daha etkili olabilmektedir. Çocuk edebiyatı ürünlerindeki görsel unsurların bu özelliği, onları incelemeyi gerekli kılmaktadır. Çalışmamızın IV. Bölüm’ünde, araştırmamız süresince elde ettiğimiz Bulgaristan Türkleri çocuk edebiyatı eserlerindeki belirgin görsel unsurlar, ana hatlarıyla fiziksel ve resim özellikleri bakımından ele alınmış; bu konularda inceleme ve değerlendirmelere yer verilmiştir. Fiziksel özellikler başlığı altında çocuk kitaplarındaki kağıt ve cilt yapısı, şekil ve boy özellikler incelenirken, resim özellikleri başlığı altında kapak tasarımları ve metin içi resimler incelenerek değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Osmanlı Sonrası Bulgaristan’da Kur'ân Çalışmaları, Alper Ahmedov

Osmanlı Sonrası Bulgaristan’da Kur'ân Çalışmaları isimli tezde, Bulgaristan’da 1878 yılından


günümüze kadar olan süreç içerisinde yapılan Kur'ân çalışmaları incelenmiştir. Çalışmada Bulgarca yapılan Kur'ân mealleri ve tefsir çalışmaları tanıtılmış, Kur'ân ve Kur'ân ilimleriyle alakalı kitap, dergi, makale, sempozyum bildirileri ve gazete yazıları formatında olan veriler ele alınarak tahlil edilmiştir. Kur'ân namına yapılan ilk çalışmaların İslâm dinini refüze etmeyi, Müslümanları kendi dinlerinde şüpheye düşürmeyi hedef edindikleri görülmektedir. Ülkede oryantalistler tarafından kaleme alınan çalışmalarda en çok İngiltere, Almanya ve Rusya oryantalizminden etkilenildiği görülmektedir.


Alper Ahmedov Kimdir?
Bulgaristan'ın Delirman bölgesinin Kubrat kasabasında doğdu. Rusçuk İmam-Hatip Lisesini bitirdikten sonra Ürdünde İlahiyat Fakültesinde okudu. 1,5 yıl Kubrat imamlığı yaptıktan sonra Türkiye Burslarını kazanarak İstanbul Üniversitesi Tefsir Kürsüsünde yüksek lisans öğrenimine başladı. Aralık 2015'te master tezini başarıyla savundu. Evli, Bulgarca ve Arapça bilmektedir.


14 Aralık 2015 Pazartesi

Özgür olmadıkca (şiir)

Sen özgür olmadıkca ben rahat olamam,
Her an bende her dem düşümdesin!

Türkün, Pomağın, Tatarın, Çingenen,
Benim ümidim benim birlik hayalimsin!

Murad Hüdavendigarda olduğun saf gibi,
Semaya yükselen şehadet...secdeye inen baş gibi,

Bir olmak iri olmak diri olmak gerektir şimdi,
Dilde fikirde işte birlik gerektir şimdi!

Komşi! Sen düşmanım değilsin asla,
Bu mefküre kuru cihangirlik değil asla!

Adalet gerektir bu küçücük dünyaya,
Müslüman Türkün eli elyaktır buna.

Ekizcevi eğer görmek istersen o günü,
Az uyu çok çalış, koş, gayret et emi!

5 Aralık 2015 Cumartesi

Vakit geldi (şiir)

Vakit Geldi

Vakit geldi ey oğul
Uyan uyan
Seherdir
Güneşin doğuşu yakın

Dolaş Varnayı, Niğboluyu, Plevneyi
Duy at kişnemelerini nal seslerini
Anavatan anavatan deme, baba ocağı ata yadigarı de
Tuna, Vardar, Meriç akar gönlüne

İslamdır düsturumuz
Fetihtir ülkümüz
Sarı Saltuğ'un izinde
Kalpleri kazanmaktır yolumuz.

Ekizcevi

Sefer (şiir)

Sefer

Sefer eyledik Divane ormana
Ahbab-u yaran ile tek nefes olmağa
Ervahimiz tevhid etti bir mefkurede
Şehadet rüzgarı daim esmeli bu beldede

Niyetler hayr olunca akıbet hayr olur
Musa-vü İbrahim-ü Ali İhsan üstadlar
Hikmetin ita kildilar eytam-ı ecdada
Anda sicillat-ü eşar muyesser oldu anlara

Sebeb-i kelamı kuzu ve ceviz ve aselden murad
Bilki ey zahid ne lezaiz-i sehevani ne taam-ı dünyevidir
Belki olsa olsa o
Dervişan-ı Rum-ilinin birbirine muhabbetidir

Ekizcevi