ÇOBAN KÖPRÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ÇOBAN KÖPRÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eylül 2025 Cumartesi

VİDİN'DE ÇOBAN KÖPRÜ OLARAK BİLİNEN AHMET PAŞA KÖPRÜSÜ'NÜN HİKAYESİ






Dunavtsi kasabasından Vidin’e giden yol üzerinde bulunan Osmanlı köprüsü, halk arasında Çoban Köprüsü adıyla bilinir. Arabalarından inen pek az kimse, modern köprünün altında saklı duran eski taş köprüyü fark eder. Oysa bu köprü, Topolovets Nehri’nin Tuna’ya kavuşmadan önceki yatağı üzerine inşa edilmiştir.

Taş köprü, Dunavtsi’den Vidin’e girerken eski yol üzerinde yer alır. Yapımında Bulgar ustalar çalışmış ve zamanla kültürel anıt olarak ilan edilmiştir.

Bulgar kaynaklarına göre köprü üzerindeki kitabe şu şekilde okunmaktadır:

“Yüce Allah’ın adıyla. Büyük Sultan Mahmud’un saltanatı yılında, Vezir Köprülü’nün torunu, kerem sahibi Ahmed Paşa bu köprüyü inşa ettirdi. O yüce padişah bir hayır işledi; bütün mahlûkat, devletinin ve ihtişamının daim olması için ona dua etti. Kılıcı keskin ola! Allah, devletinin düşmanlarını kahreyleye! Güzellik ve sevinçten ilhamla tarih dedim: Sultan Mahmud yeni köprüyü yaptırdı. 1734.”

Köprü Efsanesi

Bulgar halk rivayeti, köprünün yapılışını şöyle anlatır:

Vidin valisi, bir bahar mevsiminde, mülklerini dolaştıktan sonra kızı Safiye ile birlikte şehre dönmekteydi. Şehre girerken Topolovets Nehri’nin kabaran sularından geçmek zorunda kaldılar. Ancak paşanın arabası sulara gömülüp kalınca, yakınlarda sürüsünü otlatan genç bir Bulgar çoban yardıma koştu. Güçlü delikanlı, arabayı kollarıyla çekip karşı kıyıya çıkardı. Paşa hayretle, kızı ise hayranlıkla onu seyrediyordu.

Paşa minnettarlıkla çobana mükâfat teklif etti. Delikanlı ne mal istedi ne de para; yalnızca, ‘ahiret yükümü hafifletmek için bir ay müddetle vali olmak istiyorum’ dedi. Paşa evvelâ razı olmadı; nihayet, bir âdet üzere asasını göğe fırlatıp yere düşünceye kadar idareyi çobana bırakmayı kabul etti.

Çoban bu sürede, nehrin üzerine bir köprü yapılmasını emretti. Paşa, bu basiretli karar karşısında memnuniyetle parayı verdi, Bulgar ustaları görevlendirdi. Köprü inşa edilmeye başlandı.

Fakat bu arada paşanın güzel kızı Safiye, gönlünü çobana kaptırdı. Her gün köprüyü bahane ederek onunla buluşmaya başladı. İki genç, köprü tamamlanınca birlikte kaçmaya bile sözleştiler. Bu sır, paşanın yakın adamlarınca öğrenildi. Paşa, kızına kalenin kapılarını üç gün kapattırdı. Son gün, çobanın başı vurulup köprüye gömüldü. Böylece köprüye Çoban Köprüsü denildi.

Genç kız ise sevgilisini beklerken acı hakikati öğrendi. Çaresiz, arabasına binip altın kesesini yanına alarak uzaklara sürdü. Kerachitsa Nehri’ne vardığında yaşlı bir adam onu durdurmaya çalıştı. O ise altınlarını verip, çocuklarına yarısını bırakmasını, kalanıyla köprü yaptırmasını emretti. Ardından arabasıyla coşkun sulara atıldı ve boğuldu. Onun kaybolduğu yere Davi Vir (Boğucu girdap), yaşlı adamın yaptırdığı köprüye ise Kadın Köprüsü adı verildi.

 Köprünün Günümüzdeki Durumu

Vidin şehrine yakınlığı ve sakin manzarasıyla Çoban Köprüsü bugün de dikkat çeker. Nehir boyunda oltacılar çoğu kez çipura, sazan ve havuz balığı yakalar; kimi zaman turna balığı da çıkar. Av yasağı dönemlerinde dahi, Novoseltsi köyünden Çoban Köprüsü’ne kadar olan kesimde balık avına izin verilir.

Köprüyü geçince Vidin’in giriş tabelası görülür. Eski bir geleneğe göre tabelada, girişte “Vidin’e Hoş Geldiniz”, çıkışta ise “Vidin sizi tekrar bekler” yazmaktadır.